13 Ekim 2018 Cumartesi

Pastoral bir yaşam tarzı


Mutluluk Destinasyonu bu hafta, mütevazı bir Avrupa başkentinde... ‘Mutlaka görülmesi gerekir’ diyerek not düştüğümüz Amsterdam; Londra, Paris ve New York gibi büyük bir şehirdir. Ama onu büyük yapan, küçüklüğüdür. 800 bin nüfusuyla Amsterdam, büyükşehirlerin küçüğüdür.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu
Amsterdam, 13. yüzyılda deniz toprakla doldurularak inşa edilmiş bir şehir. Amsterdam, aradan 8 asır geçmiş olsa bile hâlâ 13. yüzyılda bir otantik şehir. Mutluluk Destinasyonu bu hafta, Kuzey Avrupa’daki balıkçı kentine götürüyor sizi. Çok sayıdaki adanın bir araya gelmesinden oluşan Ortaçağ şehri, köprüler ile birbirine bağlanıyor, kanallar ile ayrılıyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu
Hollanda’nın başkenti Amsterdam olsa da ‘hükümet merkezi’ değil. Dolayısıyla dünyadaki başkentlere oranla, “ağır, disiplinli, soğuk” değil. Sıcak, sevecen ve özgürlüğüyle fark ediliyor. Amstel Irmağı’nın ikiye böldüğü Amsterdam’da 165 su kanalı ve 700’e yakın köprü olduğu ifade ediliyor. Amsterdam’ın dokusu, tarihin gölgesinde hayat buluyor. Su kanallarında karaya ayak basmadan bütün bir kenti sandal ile gezinmek romantik bir seyahat sunacağı gibi, bozulmadan asırlardır ayakta duran eğik, sivri, dar veya geniş çatısı olan evleri keşfetmek için de fırsat sağlıyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Her zaman bulutlu ve gri havasıyla Amsterdam’ı yürüyerek de, ama en çok bisiklet üzerinde tanıyabilirsiniz.
1940’ta sadece 4 gün süren Nazi Almanya’sı ile Hollanda Krallığı arasındaki II. Dünya Savaşı’nın ‘Batı cephesi’ muharebesi kaybedildiğinde Felemenkler yıllarca içinde bu acıyı büyüttü. Öyle ki; ‘kupa’ kazandıkları 1988’teki Avrupa Şampiyonası’nın yarı final maçında Almanya’yı yendiklerinde nüfusun yüzde 75’i çılgınca sokağa dökülmüş, “Bisikletlerimizi geri aldık” diye kendinden geçmişti. Bisikletleriyle meşhur Hollanda’nın böyle de bir hatırası da var. Sadece bisikletleriyle değil elbette; laleleri, Yel Değirmenleri, peynirleriyle de şöhret sahibi…

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Belki de tren yolculuğu yaparak, Amsterdam’ın banliyölerini görmek isteyebilirsiniz.
Amsterdam’ın kenarında kalan bölgelerde, Yel Değirmenleri size tuhaf çocukça bir mutluluk yaşatacak, adeta küçüklük masal dünyalarınıza geri döneceksiniz. Banliyöler ayrıca leziz peynirlerin üretildiği bölgeler. Burada pastoral bir yaşam tarzı süregeliyor asırlar boyudur. Amsterdam’da suyla pekişmiş Venedik’i, sanatıyla Paris’i ve akademisiyle de Londra’yı aynı anda yaşayabilirsiniz.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Hareketli ve canlı görüntüsüyle, renkli ve özgür kimliğiyle Amsterdam, ırkçılıktan uzak bir kimliğe sahip.
Ördüğü saçlarıyla bir siyahi genç ile sarışın bir hanım öpüşürken yol ortasında, onlara gülümsüyor işgalin zor günlerinde doğmuş ve imkansızlık içinde yaşamış yaşlı kadın.
Merkez İstasyon ile Dam Meydanı arasındaki bölge, Amsterdam’ın her köşesi gibi görülmeye değer. Günün her saatinde müzik grupları performans sergilerken, pantomim oyuncuları da açık hava sahnesinde yerini alıyor. Ayrıca kukla gösterileri de yapılıyor. Amatör müzisyenlerin canlı performansları ayrı zevk veriyor. Küçük bir bahşiş karşılığında, güler yüzlü ve neşeli sokak sanatçılarıyla hatıra fotoğrafı çektirmeniz de mümkün.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Kırmızı fenerleriyle dünyaca şöhret bulmuş Nieuwmarkt evleri
, Dam Meydanı’na giden yolun sonunda uzanıyor. Bu etkileyici evlerin ardında ise göz kamaştıran, rengarenk saklı ‘lale bahçeleri’ yayılıyor. Eski tereyağı pazarı olan Rembrandtplein Meydanı, barok tarzdaki tabloları ve oto portreleriyle ünlü ressam Rembrant’tan adını alıyor. Kare biçimindeki alanda, neon lambalarıyla kafeler ve barlar oldukça popüler. Öte yandan Amsterdam’da geniş bir mutfak yelpazesi mevcut. Fransız, İtalyan, Türk, Rus, Çin, Japon, Hint, Arap, Endonezya, İran, Lübnan, Yunan ve Latin Amerika lezzetleriyle geniş bir restoran ve kafe portföyü bulunuyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Eğer çimlere uzanarak kitap okumak, biraz kafanızı ve doğayı dinlemek istiyorsanız Voldenpark’ı görmeden olmaz elbette.
Millî şair Joost van den Vondel’den adını alan 46 hektarlık park, İngiliz bahçeleri tarzında tasarlanmış. Göller, köprüler arasında, geniş yeşillikler üzerinde Albanita’yla uzanırken; etrafımızda ördekler vıraklıyor, 100’lerce çeşit ağaçların dallarında sincaplar zıplıyor, su kıyısındaki ayaklarımızın ucuna beyaz kuğular misafir oluyordu.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Amsterdam’ın günlük hayatında müziğin çok farklı bir yeri bulunuyor.
Bunu hem Voldenpark’taki orkestra yerlerinden yükselen ahenkli nota sesleriyle ve Nieuwmarkt evlerinin arasında sıkışıp kalmış 13. yüzyıl mirası Eski Kilise’deki org konseriyle tecrübe ettik. Mesela keşke Amsterdam’a gelmişken, Concertgebouw Orkestrası’nı dinleyebilseniz. Ancak dünyanın en iyi ve en büyük gruplarından biri olan bu topluluğu izleyebilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız, bunun için de biraz şanslı ve imtiyazlı olmanız gerekebilir. Bir caz şehir olan Amsterdam, jazz kafeleriyle de biliniyor. Buralarda hiç hesapta yokken şöhretli bir müzisyeni dinlerken kendinizi bulabilirsiniz.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Sanat, tarih, direniş, emek, işkence, çiçek, esrar ve seks müzeleriyle Amsterdam, aynı zamanda sergi köşelerinin de başkenti…

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Albanita’nın daha Schiphol Havalimanı’na inmeden, bulutların arasında sözünü aldığı üzere bizim müze durağımız, “Van Gogh Art” olmuştu. Siz sanat, zanaat ve tarih alanındaki parçaların sergilendiği ulusal Rijksmuseum’u, ressam Pablo Picasso ile Vincent van Gogh’un kalıcı eserlerinin ve 19. yüzyıldan bu yana modern koleksiyonların yer aldığı ‘Fütürist’ tarzdaki küvet biçimli mimarisiyle Stadeliyk’i de görebilirsiniz. Tabii II. Dünya Savaşı günlerinde yazdığı günlükler ile meşhur olmuş Anne Frank’in Evi de ziyaret edilmesi gereken adreslerden. Zira Anne Frank’in birçok belgeseli, filmleri de çekildi. İki ayrı bölümden oluşan binanın arka kısmında Anne Frank, Nazi zulmünden saklanmış.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Albanita’nın rehberliğinde Bordolu Çocuk, 5 katlı Van Gogh Müzesi’ni gezerken, ünlü ressamın 200 civarındaki eseriyle, kardeşi Theo’ya yazdığı mektupları ve 500 kadar taslak çizimleri arasında adeta kayboldu. Bunların yanında Çağdaş Sanat’ın piri van Gogh’un etkilendiği ve ondan etkilenen sanatçıların da eserleri yer alıyor. Bu devasa sanat merkezini gezebilmek için en az 3 saatinizi ayırmanız gerekebilir, bizden söylemesi...

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

E tabii Amsterdam’da, Van Gogh Müzesi karşılığında Albanita’nın da Bordolu Çocuk’a borcu olacaktı. O da Jodenbree Straat’taki Rembrant Evi Müzesi’ne giderek ödenmiş oldu. 50 yıl burada yaşayan Rembrant van Dijks’in gravürleri, tabloları, öğrencilerinin yaptıkları ve dönemin ünlü ressamlarının çizimleriyle süslü duvarları, atölye katı ve Işığın Ustası’na ait bilgilerin de yer aldığı müze evinde, ayrıcalıklı duygular yaşayacaksınız.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

8 asır önce ithal edilen beş milyon kazığın üzerine inşa edilen Amsterdam, bataklığın kurutulması ve Kuzey Denizi’nin doldurulmasıyla ortaya çıkarılmış, alçakgönüllü bir kent. Rembrant’ın veya Van Gogh’un mezarından kalkıp, yarım bıraktığı tablosunu tamamlamak istese yolunu şaşırmayacağı muhafazakâr bir şehir. Siz de bu duygulu şehri görmeyi dilerseniz, Mutluluk Destinasyonu’nun konum iğnelerini takip etmeyi unutmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...