geyikli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
geyikli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Kasım 2019 Cumartesi

Meşe palamutlarının çatı olduğu köy: Odunluk

Kalabalık şehirdekilerin ruhunu emer gökdelenler. Kocaman yollardaki sıkışık trafikte ömür tüketilir. Beton yığınları, insan kabalığı, metropol gürültüsü duyguları çürütür. Her şeyi kaybedebilirsin buralarda…

Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Kalpleri ölmüş insanların, leş kokuları arkalarından gelir sokaklarda… Milyonluk nüfusları ile ‘küçük ülkeler’ gibi büyük şehirler adeta bataklıktır. Kirli paçavralar misali bedenler asılı durur tıkış tıkış toplu taşıma araçlarında… Gülmeyi bilmeyenler bitmek bilmez bir telaşla koştururlar, başları ayaklarına bakar, göğü unutmuşçasına…
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Yalnızlıktır şehir hayatı, herkes kendi kara bulutlarını başında taşır. Cebinde 5-10 Lira parası, hiçbir zaman doyurulmamış midesi ile köşeyi dönmenin peşindekiler, kurulmuş bir robot gibi aynı kaos içinde rutin bir çile sürer; adına ‘büyük şehir’ dedikleri…

Zaman öğüten keşmekeş daire dışında, kilometrelerce ötede; ıssızlık eskizleri yaşanır. Dingin bir yaşam sürülür. Huzur, kapıları dolaşır. Buralarda herkes aynı saatte uyur, aynı saatte uyanır. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren eğlence yoktur. Akşam olduğunda kasaba karanlığa gömülür, sokaklarda sadece doğanın hışırtısı, ağustos böceklerinin sesi duyulur.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Küçük bir balıkçı kasabası “Odunluk.” İsmi civardaki meşe palamutlarından geliyor. Odunluk’un doğal bitki örtüsü, meşe palamudu ağaçları çünkü… Albanita’nın “Biraz gezsek mi” teklifiyle çıkılan yollarda keşfedildi Odunluk. Çanakkale’nin 65 kilometre dışındaki Cennet’in geçiş kapısında huzur topladı Albanita ve Bordolu Çocuk, birkaç saatliğine. Mutluluk Destinasyonu bu hafta; antik çağların izlerini taşıyan, Persler’in, Romalılar’ın, Bizans’ın, Osmanlılar’ın geçit töreni yaptığı Odunluk’ta mola veriyor.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Zeytinlik ve çam ağaçları ile çepeçevre çevrelenmiş Odunluk’taki küçük meydanda, birkaç restoran, çay bahçeleri, pub’lar, eski bir bakkal, dondurmacı sıralanıyor. Doğal olan her şey burada adeta. 41 yıldır aynı yerde milyonlarca insan gören Metin Usta’nın dondurmaları da onlardan biri... 40 çeşit dondurmasının lezzeti, tamamen doğal keçi sütü ile yapılmasından geliyor; ancak güler yüzünün gölgesinde kalıyor.

3 kilometre uzunluğundaki kumsal, fotoğrafçıların açık hava stüdyosu adeta.

Albanita ve Bordolu Çocuk, ikindi vakti taze deniz ürünleri ile buz gibi içeceklerini yudumlarken; eşsiz manzara onlara eşlik ediyor. Albanita iyiyse, hiçbir şey kötü olamaz çünkü. Bir taraftan midye dolma veren Bordolu Çocuk, ardından çatalına taktığı karidesi uzatıyor aşkla Albanita’ya. Biri köfte, diğeri balık yiyor. O sırada ilk mutluluklarını albümlerde saklamak için gelinlik ve damatlık ile bir çift geliyor, etraflarında üçüncü sınıf düğün fotoğrafçısı…

Kusursuz olmasına özen gösterilen, hayallerdeki ‘kar beyazı’ gelinlik ile incecik kumlara yatırılıyor gelin hanım, ardından denize girmesi isteniyor. Uysal bir kabûl ile her söyleneni tartışmasız yapan kızcağız, çekim sonunda çamur içinde kalırken; damat ise kadının fotoğrafçılara göstermediği kaprisini kenarda kan ter içinde sabırla çekiyor.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Bu esnada Bordolu Çocuk, bir parça kalamar keserek tarator sosuna bandırıp Albanita’ya ikram ederken; “Deniz kadar derin sana sevgim. Sana ne kadar versem, o kadar çoğalıyor bende kalan… Sonsuz çünkü ikisi de” diyor. Derinlerden Türkçe sözleri ile Rum ezgileri, Rumca sözleri ile Türk müzikleri, mavi beyaz tahta sandalye ve masaları dolaşıyor. Masmavi denizin üzerinden martılar geçiyor, bir serçe sofraya konuyor, ayakucuna dost canlısı iki köpek oturuyor. Yemeklerini paylaşan Bordolu Çocuk ve Albanita’yı uğurlayana kadar minnet ile yanlarından ayrılmıyor sadakât dolu köpek, sabırla onları bekliyor.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
“Başka bir isteğiniz var mı” diye yokladığı masada genç garson, tarihi iskele için ‘Meşe palamutlarını dünyaya ihraç etmek üzere inşa edilmiş’ diyor. Albanita ile Bordolu Çocuk, ihraç edilecek meşe palamutlarının saklandığı geçmiş yıllardan hatıra taş depoların, bugün artık pazar yeri ve ‘Taş Konak’ adıyla konaklama için değerlendirildiğini, birçoğunun terk edilse dahi üzerlerine hatıralar sinmiş olarak hâlâ eski günlerindeki gibi durduğunu fark etmişti yolun başında.

Bozcaada-Geyikli arası seferler yapan arabalı feribot, geçmişte Odunluk’tan kalkıyormuş. Ancak bir fark ile… “Buradaki küçük iskele, Bozcaada’nın eski geçiş güzergâhı… Eskiden balıkçı tekneleri ile Bozcaada’ya ancak birkaç araba taşınabiliyormuş” diyor genç garson. 

Lodos çıktığında, adeta bir çarşaf gibi gerilen Ege Denizi kıyısında el ele, sarmaş dolaş yürüyüş yapan Albanita ve Bordolu Çocuk, ılık rüzgârın saçlarından geçişini hissediyor. Akşam olmak üzereyken güneş, Bozcaada’nın sırtlarından çekiliyor; Odunluk İskelesi’nde balık tutanlar eşsiz bir güzellik sunuyor bu arada. Huzur ve sevgi, Albanita ile Bordolu Çocuk’un arasından geçerken; ayrılmamacasına tuttukları ellerine değip ayrılıyor an kadar süre, sonra yine birleşiyor hemen ileride. El değmemiş, masum bir köşe olan Odunluk’ta sakinlik ruhlara geçiyor, serin ve berrak dalgaların kıyıya vuran sesleri ile zaman burada dinleniyor! Bordolu Çocuk, kahvesinden bir yudum alan Albanita’nın kulağına fısıldıyor: “Aklının alamayacağı kadar seviyorum seni.”

Kuzey Ege’nin saklı diyarı, otantik belde Odunluk’ta kendinizi dinleyip, ruhunuzu arındırırken; açıklarda rüzgâr sörfü yapanların doğayla keyifli mücadelesi, İstanbul’daki günlük ağır tempodan uzak görüntüler hissettiriyor.

Komedyen Ata Demirer’in “Eyvah Eyvah” serisinin bazı sahnelerinin çekildiği doğal film platosu Odunluk’a İstanbullular’ın yazlık evleri ve zeytinliklerin arasından çıkılıyor. Burada günbatımı gibi gün doğumu da bambaşka oluyor.

Eğer sizin de yolunuz düşerse; villa kiralayabilir, otel ve pansiyon tercihlerini değerlendirebilir veya kamp çadırı kurabilirsiniz. Ekim ve Mayıs ayları arasında hayalet şehir olan Odunluk’ta canlılık, Albanita ile Bordolu Çocuk’un unutulmaz hatıralar topladıkları Temmuz’da başlıyor, 3 ay sürüyor.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Büyük İskender’in Makedonya’sı, Doğu’nun gücü Persler ve antik Yunan… Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar. Hepsi buralarda var olmuşlar. Tertemiz havasıyla, bol oksijeniyle, medeniyetin ayak izleriyle, buram buram tarih kokusuyla, doğayla iç içe Odunluk, sizleri de bekliyor.
Odunluk - Mutluluk Destinasyonu
Albanita ve Bordolu Çocuk, kucağındaki yığınla mutluluk, bütün ihtişamıyla kendilerine gülen talihe gönül borcuyla, ay ışığını takip ediyor; yeni rotalar için...

10 Kasım 2019 Pazar

Büyük İskender'in kayıp kenti

Tapınakları, taş döşeli caddeleri, okulu, tiyatrosu, stadyumu, küçük hamamı, çeşmeleri, suyolu ve limanı ile Alexandria Troas’ta tarihin izlerini sürelim mi? Albanita’nın rehberliğinde, Bordolu Çocuk bir akşamüstü Dalyan’dan Kestanbol’a doğru, güneş ışıklarını takip ediyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Milattan önce 310’da Büyük İskender’in komutanı Antigonos Monophtalmos tarafından ‘Antigoia’ adıyla kurulmuş antik kent için hız göstergesi, tekerlekler ile yarışıyor; araba 2 bin 330 yıl öncesine gidiyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Mutluluk Destinasyonu bu hafta, tarihe satır aralıyor. Dünyanın en büyük hükümdarlarından İskender’in Babil’deki ölümü ile Lysmimakhos tarafından “Troas’taki İskender’in kenti” olarak adı yenilenen Alexandria Troas, aradan 21 yüzyıl geçmesine rağmen hâlâ canlı gibi nefes alıp veriyor. Taşları daha sıcaklığını koruyan antik kentteki, heyecanlı yarışların coşkusu, tiyatrodaki tiratlara karışıyor. Stadyumda gladyatörler, vahşi hayvanları alt etmek için canını ortaya koyarken; hamamdaki buhar ile görüş de kapanıyor sanki. Olimpiyatların nüvesi burada atılıyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
390 hektarlık antik kent boyunca 8 kilometre uzunluğundaki sur duvarları, zamana yenik düşse bile taşları yine de kalıntıların güvenliğini sağlayacak kadar emniyet veriyor. Gün batmak üzereyken İskender’in şehrine gelen Albanita ile Bordolu Çocuk, uğurladıkları güneş ile bir anlamda tarihin de batışına dokunarak, hissederek tanıklık ediyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Anadolu’nun en büyük gymnasium, yani antik jimnastik okullarından birinde sanki yeni yetmelerin neşesi duyuluyor. Çeşmeden akan su, tarihler boyunca kesilse bile, adeta yeniden duyuluyor ve serinlik verirken; yine yolunu buluyor. Eski su yolunu takip ederek, iç limanı aşıp dış limana ulaşıyor. Albanita ile Bordolu Çocuk’un önünde eski çağlar ‘geçit töreni’ yapıyor. Havanın kararması ile eski taşlar ve doğadaki hışırtılar ile baş başa kalan Bordolu Çocuk, tedirginlik hissederken; ona kalpten bağlı olan Albanita ise dile getirilmemiş endişeleri anlıyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Bordolu Çocuk, Roma İmparatorluğu’nun iki şehri İstanbul’un ölümsüzlüğünü korurken; Alexandria Troas’ın onun için kendini feda etmiş olduğunu düşünüyor. Albanita, buranın adının zaten ‘eski İstanbul’ olduğunu kayda düşüyor. Geyikli’ye 3 kilometre mesafedeki Alexandria Troas’ı, Büyük İskender ve Sezar’ın ‘imparatorluk başkenti’ yapmak istediğini anlatan Albanita, “Ancak İstanbul baskın çıkıyor” diyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Burada bir parantez açarak, Helenistik Dönem’deki dünya ve bulunduğumuz yerin önemi hakkında birkaç ansiklopedik bilgi not edelim. Büyük İskender’in ölümü sonrası komutanları imparatorluğu paylaşıyorlar. Birçok değişiklik de böylece beraberinde geliyor. ‘Tek gözlü’ lakaplı komutan Antigonos, o dönem ‘Antigoia’ denilen Alexandria Troas’ı kendi isminden mülhem, Ege’nin tek egemen kenti yapıyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Gargara, Hamaxitos, Kebren, Kolonai, Larisa, Neandria ve Skepsis gibi kentler, Antigoia’ya; yani Alexandria Troas’a bağlanıyor. Şehrin önemi o kadar artıyor ki; küçük ölçekli kentler boşaltılarak; yaşayanlar, ‘göç politikası’ gereği Alexandria Troas’a taşınıyor. Helenizm merkezi bir anda “Alexandria Troas” oluyor; aslında Antigoia oluyor. İşte Albanita ile Bordolu Çocuk, tam 21 yüzyıl sonra milyarca insan arasından bu tarihi toprakları gelip buluyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
İskender’in topraklarını paylaşan komutanları, Antigonos, Ptolemaios, Seleukos ve Lysimakhos’un hanedanları çok geçmeden birbirleriyle çatışıyorlar. Antigoia’nın da kaderi burada değişiyor, Alexandria Troas’a dönüşüyor. Sadece dokuz yıl içinde Antigonos’un orduları, Afyon-Konya yolu üzerindeki İpsos’ta, Lysimakhos ve Seleukos’un ordularına yeniliyor. Antigonos ölürken; kent de “Alexandria Troas” adıyla Lysimakhos’un egemenliğine giriyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Parantezi kapatarak; haddi aşmadan Albanita’ya sözü bırakırsak, ‘İstanbul’ hikâyesi ile ilgili sözleri şöyle tamamlanıyor: “İskender ve Sezar’ın Roma başkenti yapmak istemesinden olacak ki; Alexandria Troas, Augustus’un imparatorluğu ile hareketleniyor. Helenistik kalıntılar üzerine tapınaklar yapılıyor. Anadolu’dan Avrupa’ya misyonerlik Troas Limanı’ndan açılıyor.”

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Öte yandan Hadrianus Dönemi’nde Kaz Dağları’ndan Alexandria Troas’a devasa kemerler ile su taşınıyor. Hamamlarda “termal sular” şifa dağıtıyor. Tarih sayfalarına bakılacak olursa; Roma İmparatorluğu’ndaki en büyük hamam, burada inşa ediliyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Alexandria Troas’ın Constantinople’ün gölgesinde kalmasını ve gün geçtikçe önemini yitirerek, bugün artık İstanbul’un yanında “taş kalıntı” durmasının yolunu Konstantinus açıyor. Tercihini İstanbul’dan yana kullanıp iki şehrin kaderi ile dünyanın da gidişatını şekillendiriyor aslında… Hatta İstanbul’a yakınlığı yüzünden, ‘yeni başkent’ yanında baskın gelmemesi için buradaki tarih, dini yapılar tahrip ediliyor. Alexandria Troas adeta yağmalanıyor. Öyle ki; oradan getirilen parçalar İstanbul’un imar faaliyetlerinde kullanılıyor. Eğer kalpleriniz ile gözlerinizden ötesini görmeyi biliyorsanız; Eminönü’ndeki Yeni Camii’de bugün bile Alexandria Troas’tan getirilen parçaları görebilirsiniz.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Alexandria Troas’ izlenimleri sonunda Bordolu Çocuk, Neandria Kapısı’nda Albanita’ya hiç ayrılmamacasına sarılıp dudağına bir ateşli öpücük bırakıyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Alexandria Troas’ın eski ihtişamına saygıyla, tarihi taşlarına dokunarak, yeniden konakladıkları Geyikli’ye dönerken; Albanita ve Bordolu Çocuk, rüzgara karışıyor.

Alexandria Troas / Mutluluk Destinasyonu
Siz de İstanbul’dan “6 saatlik” bir yolculukla, tarihin akışı eğer farklı seyretseydi; bugün Constantinople’ün yerine ‘dünya başkenti’ olacak Alexandria Troas’ı bir görün.

27 Ekim 2019 Pazar

Varış noktası olmayan yolculuk

Mutluluk Destinasyonu’nun onlarca yolculuklarından birinde, Bordolu Çocuk ve Albanita bu defa, ülkenin “kuzeybatısı” için marş motorunu çeviriyor. Biri “deniz” diğeri ise sadece ‘çakıl taşı’ olan Albanita ile Bordolu Çocuk, 41 derece kuzey paralelinden 40 derecelik enlem ve 29 derece doğu meridyeninden 26 derece boylam üzerine direksiyon kırıyor.

Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’dan güzel bir sabah ile yeni doğan güneş ışıklarını takip eden Albanita ve Bordolu Çocuk, bıkkınlık geçirdikleri büyük şehir sıkışıklığını aşmak için birbirlerinin ellerini tutuyor. Arabanın birkaç parmak aralık duran camından bulduğu boşluktan sızan sabah serinliği yüzlerindeki uyku mahmurluğunu alıyor. Bu esnada Bordolu Çocuk dönerek, “Yanımdasın, baksana yanındayım. Aşık biri için daha büyük bir nimet olabilir mi” diyerek trafik yoğunluğunun boğuculuğunu kırmak istiyor. Albanita ise “Aman! Vapura yetişemezsek de bekleriz, sonraki sefer ile gideriz” diye teselli ediyor, gecikmiş olan Bordolu Çocuk’u şefkâtle affetmiş olduğunu göstermek için.

Mutluluk Destinasyonu
Neyse ki; yolun ilk aşaması için planlanan saatte, vaktinde yetişiyorlar Bostancı’ya. Hızlı feribot ile Yalova’ya geçmek için arabalı vapura biniyor ve temiz hava almak için de saatte 42 mil hız yapan devasa koca yığının ana güvertesine çıkıyorlar. Kuşların denizde şarkılar söyledikleri bir ormanda, Albanita’nın akşamdan hazırladığı kahvaltılıklar küpeşte kenarında yenirken; tatil heyecanı, sabırsızlığa dönüyor. Topu topu 35 dakikalık bir yolculuk uzarken; sürpriz ise sancak tarafındaki güvertede bekliyor.

Mutluluk Destinasyonu
Esinti fazla olunca, ana güverteden arabaya geri dönen Bordolu Çocuk ve Albanita, birkaç mil boyunca huzurlu ve özgür bir seyahati tamamlıyor. İstanbul’da pupa tarafından araçları kabul eden feribot, Yalova’da bu defa pruva kapıları açıyor. Arabalar peşi sıra karaya çıkıyorlar. Aksilik o ki; farları açık unuttuğunun farkında olmayan Bordolu Çocuk’un sersemliği ile yolculuk, İstanbul’daki trafik keşmekeşi sonrası Yalova’da feribot içinde mahsur kalmak ile bir daha sekteye uğruyor.

Mutluluk Destinasyonu
Elektronik arabaların tamamında olduğu gibi iterek hareket ettirilemeyen, kendisini kilitleyen sistemi yüzünden bulunduğu yerde sabit kalan araba, aslında 'zamanla yarışan' feribot seferlerini de aksatıyor. Denizde geçmeyen zaman, bu defa su gibi ilerliyor. Yaşadığı telaşı sakince bastırmaya çalışan Bordolu Çocuk, dikkatsizliğini de örtmeye çalışırken; Albanita’ya bakarak, “Senin var olduğun ve senin olduğun her yerde diğer öteki her şey yok olur” diyor. Ancak bütün gemi tayfası aynı anlayış ile gösteriyi pek paylaşmıyor. İskeledeki onlarca araç sahibi, feribottaki bir aracın dışarı çıkarılmasını bekliyor, giriş yapabilmek için…

Mutluluk Destinasyonu
Böyle anlarda herkes mantıklı olup olmadığına bakmadan bir fikir ileri sürer; kimisi çekici çağırmaktan bir başkası el birliği ve insan gücüyle arabayı kaldırıp taşıyarak karaya bırakmayı teklif ediyor. Bu arada daha tecrübeli olan başkası, ustaca bir manivela ile kilitli tekerleri açmayı başarıyor. En azından araba deniz tarafından karaya çıkarılıyor, böylece olağan akış başlıyor. Dışarıdaki sıralı araçlar ve yeni yolcular feribottaki yerlerini alıyor.

Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’dan gelen hızlı feribot, ardında köpükler bırakarak, martıları da peşine takıp Yalova’dan uzaklaşırken; Albanita ile Bordolu Çocuk ise kaderleri ile baş başa kalıyor. Bordolu Çocuk, “Sana bakarken, her şeyi unutuyorum” diye sapşallığına sevimlilik sığdırmaya çalışıyor.

Mutluluk Destinasyonu
İskeledeki gişe memuru ve güvenlik personeli 'yardım' için koşarken; çevredeki duraklardan birinden taksi çağrılıyor, basit bir şarj ile araba yeniden çalıştırılıyor. Albanita yine merhametini göstererek, “Üzülme, gemiciler deneyimlidir. Her seferde bizim gibi bir araç feribotta kalır zaten” diyerek sevgisini sunuyor. Yolculuk ‘30 dakikalık’ bir gecikme ile kaldığı yerden yeniden devam ediyor.

Mutluluk Destinasyonu
Yalova, Bursa, Balıkesir üzerinden Çanakkale’ye, devamında ise Geyikli’ye varmayı planlayan Albanita ile Bordolu Çocuk’u Bandırma’da da bir başka talihsizlik yakalıyor. Şehirler arası yollarda ‘120 kilometre’ olan hız sınırı, Balıkesir’i çıkarken; Bordolu Çocuk’un yolun başındaki zaman kaybını kapatma gayretleri yüzünden polis kontrolüne takılıyor, yalnızca '3 kilometre' aşım ile... Oysa '10 kilometre' kadar tolerans olması gereken azami hız için despot, hatta gestapo yerel trafik ekibi, çok ağır bir fatura çıkarıyor.

Mutluluk Destinasyonu
Bir süre söyleyecek söz bulamayan, hesapsız bir harcama yüzünden çöken sessizliğin içinde birbirine seslenemeyen Albanita ile Bordolu Çocuk’u güneş ışığını kovalayan ayçiçeği tarlaları, uçsuz bucaksız yeşillikler ve rüzgârgülleri geri getiriyor. Çünkü insan yalnızca biraz keyifli olduğunda gevezelik eder. Bu andan sonra yeniden zaman, muhabbet dolu kilometreler ile taksim ediliyor. Sevinçler unutulabilir, ancak birlikte yaşanan sıkıntılar hiçbir an yok olmaz. Albanita ile Bordolu Çocuk, Yalova ve Balıkesir’de unutamayacakları iki yol anısı ekliyor anı koleksiyonlarına.

Mutluluk Destinasyonu
Dünyadaki her şey abartı olabilir. Ancak özlem abartılamaz. Hasret gerçektir.Akü bitmesi, trafik çevirmesi’ derken uzayan yolculuğun, Geyikli’ye ulaşınca; biraz daha mesafesi açılıyor. Konaklanacak otelin 'konum bilgisi' ilçe merkezini gösterirken; bir süre arayıştan sonra aslında sahilde olduğunun anlaşılması ve oysa oraya da 7 kilometrelik daha yolları bulunduğunu anlayan Albanita’nın hasret ile sabrı tükenirken; Bordolu Çocuk, “Kalbimde ve yanımda sen varken; ben her şeye katlanabilirim” diyerek biraz daha gaz pedalına dokunuyor.

Mutluluk Destinasyonu
Albanita yorgunluk içinde “İstediğim tek şey yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuz dek öyle kalmak” der gibi bakıyor. Bordolu Çocuk ise bunu derin bir bağ ve duygu ile hissediyor. Zira sevenler gözleri ile bakmaz, kalpleriyle hissederler.

Mutluluk Destinasyonu
Sabah saat 8,5’ta başlayan yolculuk, akşamüstü saat 4,5’ta tamamlanıyor. Geriye ise tatlı bir yorgunluk ve hiçbir şey ile ölçülemeyecek dayanışma, huzur ve elbette artık tebessüm ile yâd edilen bir “mutluluk” kalıyor.

Mutluluk Destinasyonu
Şimdi Bordolu Çocuk bu satırları not düşerken; geriye doğru baktığında diyorum ki, “Eğer mutluluktan ölünüyorsa, bu benim başıma gelmeli. Dünya üzerinde var olan bütün zamanları senin için kullanmak istiyorum; seni düşünmek, seninle nefes almak için Albanita.”

15 Eylül 2019 Pazar

Rüzgâr güllerinin gölgesinde

Çanakkale’nin 60 kilometre dışında yer alan, Ezine’ye bağlı küçük, şirin kasaba Geyikli’ye göz atmaya var mısınız? Çam ormanlarının kokusu, tertemiz havası, adeta cam gibi denizi, rengârenk çiçekler ile süslü sokakları, sıcak, samimi insanları, lezzetli yemekleri, mayışmış kedileri ve sakin köpekleri ile mutluluk köşesi Geyikli’de huzur, gölge gibi sizi kovalıyor.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu

Güneş, gökyüzündeki bir köşede her zaman size gülümserken; Ege’nin ‘esintili’ sıcaklığı da yüzünüzü okşuyor. Albanita hiçbir güzelliği kaçırmadan sabitlerken; Bordolu Çocuk ise eteklerinde hayranlıkla onu izliyor. Mutluluk Destinasyonu, Geyikli’de soluklanıyor.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu

Köy kahvelerinden neşeli kahkahalar dağılıyor. Hayata dair, pozitif cümleler sandalyeleri dolaşıyor. Masalarda zamanın demi alınıyor. Sevimli komedyen Ata Demirer’in gişe rekoru kıran “Eyvah Eyvah” film serisinin doğal platosu Geyikli’de tıpkı senaryodaki gibi, içten ve güzel insanlar yaşıyor. Yaz aylarında da diğer mevsimlerde de sükûnetin hâkim olduğu Geyikli’de, Akdeniz’deki taşkınlık ve kalabalıktan uzakta, rahatlığın tadına varıyorsunuz.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Ağaçların arasında, çiçek kokularını içinize çekerek ve rüzgârla yarışarak bisiklet gezisi yapabileceğiniz Geyikli’de uzun doğa yürüyüşleri de nefeslerinizi açıyor. Albanita ile el ele adımladığı patika ve parke yollardaki Bordolu Çocuk’un keyfini, dünyanın hiçbir yerindeki lüks deneyimlerde bulmasına ihtimâl yok.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Geyikli’de arkeolojik kent Truva’yı gezebilir, tabiatın bahşettiği göz kamaştıran yoldan Mavra Adası’na gidip mavi ve yeşil renklerin ahengini görebilir, Ezine’de daha önce tatmadığınız şahane peynirleri yiyebilirsiniz. Sadece Çanakkale’nin değil; aslında dünyanın en ünlü arkeolojik kentlerinden biri Truva Antik Kenti’nde M.Ö. 2500 – 3000 yıllarındaki izleri, heyecanla keşfedebilirsiniz. Doğal güzellikleri ve kültürel mirası ile Geyikli’de gün batımı bambaşka bir güzellik olarak geçirdiğiniz dakikalara değer katacak. Albanita ile Bordolu Çocuk, Geyikli’de yaşamın doyumsuzluğuna varırken; gökyüzünün mavi, pembe ve kızıl tonları da akşamüstü üzerlerinde bir ‘mutluluk halesi’ olarak çevreleniyordu.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Bozcaada’dan Geyikli’ye, Geyikli’den Bozcaada’ya sefer yapan feribotlar, Ege Denizi’ni köpürtürken; onun süratle çıkardığı esinti ile tepelerdeki Rüzgâr Türbinleri’nin birbirlerine nazire yaparcasına dönmesi benzersiz bir fotoğraf olarak zamana düşülen not sayılabilir.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Öte yanda balıkçı gemileri ağ atarken; deniz kıyısındaki şirin kafe, restoran ve çay bahçeleri, yürüyüş yollarındaki ‘buyur’ ediyor içeri… Doyumsuz manzara eşliğinde mola verirken; akrep ile yelkovanın birbiri ile yarışması Albanita ile Bordolu Çocuk’a adeta telaş yaşatıyor. Bu yüzden saniyeler ve saliseleri dahi değerlendiren çift, her anlarını kıymetlendiriyor.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Bakir bu yerde yediğiniz her şey doğal, her şey organik. Köy kahvaltılarından, Ege yemekleri ve mezelerine, taze ekmeğinden tatlılarına kadar birçok lezzet, damağınızda unutulmaz izler bırakacak.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Kalabalıkta tatil yapmayı sevmeyenler için ideal destinasyon olarak Geyikli, boğucu sıcaklar varken bile gün boyu esintili havası ile misafirlerine ferahlık veriyor. Ancak Albanita gibi soğuk ile pek aranız yoksa yolculuk öncesi yeme, içme, keşfetmeyi, hatta Bordolu Çocuk’u reddederek ‘denizden çıkmamayı’ salık verirken; sonra su serinliği yüzünden tatil boyunca havuz ve deniz kenarında ayak başparmağınızı yüzdürebilirsiniz. Büyük söz etmeyiniz. Geyikli her yönü ile keyifli ve huzurlu bir tatil olacak sizin için…

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Masrafsız, hesaplı, ekonomik; bununla birlikte mütevazı bir rota olan Geyikli’de bulacağınız, birbirinizi dinlemek, birbiriniz ile daha da yakınlaşmak, birbiriniz ile değerli vakit geçirmek olacak. Bu da başka hiçbir şey ile ölçülemeyecek, paha biçilemez bir tatil demek bizim için…

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Geceleri yıldızlar, ağaçlardaki kandiller ve masalardaki meşaleler ile rengârenk olurken; Albanita’nın gözlerindeki ışıktan mutluluğa açılan retinayı hiçbir güzellik gölgeleyemiyor. Dolayısıyla siz de Geyikli’de Bordolu Çocuk gibi yeniden sevmenin ve sevilmenin dayanılmaz estetiğine vararak, başka bir tatil formatına ilgi gösteremeyeceksiniz.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Zamanı unutacağınız burada, her sabah zeytin ağaçları arasından çıkarak hep aynı saatte önünüzden geçen bir simitçi görürseniz eğer; biliniz ki saatler sabah 10.15’i göstermektedir ve ‘kahvaltı’ vakti gelmiştir. Yoksa Albanita için her saat, daha sabah 6'dır. Ancak her sabah aynı dakika ile denk olan yoldaki seyr-ü sefer, şaşmaz bir ölçüdür. Çimler üzerinde çıplak ayakla ilk öğünü geçirirken; kıyıya vuran dalga sesleri ile Albanita’nın elinden gelen çayı karıştırıp zamanı eriten Bordolu Çocuk gibi, köpük köpük, duman duman dakikaları düşebilirsiniz günlük payınızdan...

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Bozcaada’nın güzelliğine açılan kapı olan Geyikli’de deniz kenarındaki çay bahçesinde, buzlu bardakta bira içerken; sevdiğiniz de yanınızdaysa, Mardin’den göçmüş Hasan amca da ‘midye tabağı’ hazırladıysa eğer size, yaşam ‘mutlu olun’ diye etrafınızda koşuşturuyor demektir. Hayat boyu unutulmayacak anlar "anı koleksiyonu" içinde yer alıyordur işte o ara. Şu gelip geçici ömürde, bütün her şeyi bırakıp Ata Demirer gibi buraya yerleşmeyi mutlaka gündeminize alacağınızı not düşelim.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Kuzey Ege’deki Ata Demirer Parkı’nda birkaç dakika soluklanmak, bir kahve ile 40 yıllık hatır biriktirmek, her köşesi taze deniz ürünleri olan bu yerde, hak edilmiş bir şöhret ile Nadir Şef’te alternatif olarak köfte ve salata, kekikli, cevizli, pul biberli zeytinyağı, enfes bir yoğurt, dumanı üzerinde köy ekmeği tatilinizi çeşitlendirebilir. Doğal olan ne varsa sanki sadece Geyikli'de yetiştiriliyor. Meşhur Çanakkale domatesi, Ezine peynirleri, leziz marmelatlar, zeytinyağları, balıklar ve ada şarabı… Hepsi bir şekilde mutlaka önünüze gelecektir, asla geri çevirmeyin; diyetler, listeler, perhizleri, kürler, bütün hepsini sonraya bırakın.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Buradaki yerli halk, kelimenin tam anlamıyla gözü tok işletmeci… Kimsenin çok para kazanmak, zenginlik gibi hayalleri yok. Hatta Geyikli, çok gelişsin ve büyüsün istemiyorlar. Bozcaada’nın kıyısında kalmaktan son derece memnun ve mutlu görünüyorlar. Bu yüzden ‘Eyvah Eyvah’ filminde, “Ata Demirer’in evi” olarak diğer köy evlerinden ayrılan hanenin sahibi, söz konusu yeri görmeye gelenlere, nezaketinde de ödün vermeden, apar topar kapısını kapatıyor, o ara kış hazırlığı yaparken sokakta…

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’daki her şeye sahip olduğu standartlarını bırakıp Geyikli’deki masumiyet dolu dünyaya kendini kaptırmış olan şirket sahibi adam ve bundan pek memnun olmayan; ancak eşinin hayallerine de fırsat verecek kadar saygılı olan kadın, Albanita ile Bordolu Çocuk’un yanındaki masada, aslında yerlilerde hiç olmayan, “büyük şehir” telaşıyla köfte ve piyazlarını yiyerek alelacele kalkıyor.

Geyikli / Mutluluk Destinasyonu
Hormonsuz” bir hayat için, kayan yıldızları izleyebileceğiniz geceler için, gün batımı ve karşı konulmaz güzelliğini fark edebilmek için, kabaca eğlenmek yerine dinlenmek için, toprağın kokusu için, tabiatın dinginliği için, kendinize ve sevdiğinize zaman ayırmak için, güzel, ufak, şirin Geyikli’ye bir uğrayın bizce. Belki bakarsınız, Albanita ile Bordolu Çocuk’un gezdiği yerlerde “aşk izleri” de bulabilirsiniz.

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...