kars ekspresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kars ekspresi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2020 Cumartesi

Davetkâr 'beyaz düş'

Mutluluk Destinasyonu bu hafta, Türkiye’nin en seçkin 'sömestr tatili' rotalarını derledi. Lapa lapa kar yağarken; tabiatın beyazlığında kaybolmak, soğuk; ama tertemiz havayı solumak, doğanın sessizliğini dinlemek ve unutulmaz anılar biriktirmek istiyorsanız eğer, takılın bize… Mevsimin en çok yakıştığı, adeta ‘kış masalı’ gibi olan köşeleri bizimle birlikte keşfetmeye hazır mısınız?
Başlıyoruz.


KARS-ERZURUM

İlk olarak Türkiye’nin en doğusuna gidiyoruz. Bordolu Çocuk’un memleketi Kars’tayız önce, ardından da Erzurum’a geçeceğiz.

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu

Doğu Ekspresi ile popüler olan Kars, ‘kış turizmi’ bakımından uzun yıllardır önemli bir destinasyon olarak biliniyor. Kış mevsimi belki de en çok Kars’a yakışıyor. Kar, burada sanki sıcacık yağarken; hohlasan gökyüzü buğulanacak gibi duruyor. Görkemli Rus mimari yapıları, Ani Harabeleri, Katerina Sarayı, Kars Kalesi ve Çıldır Gölü sizleri bekliyor. ‘Gravyer peyniri’ almadan Kars’tan asla dönmeyin. Albanita’nın referansına güvenebilirsiniz, Bordolu Çocuk’un damağına pek hitap etmese de ‘kaz eti’ yemeden Kars’tan dönülmez.


Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu
5 ay boyunca kar kalkmayan Erzurum’un Palandöken Dağları, kış güzelliğiyle sizleri bekliyor. Doğayı, kayağı, kış mevsimini sevenler eğer Palandöken’i görmediyse, ‘eksik yaşamış’ denilebilir. Kar kalitesi, uzun pistleri ve modern tesisleri, dünyanın sayılı merkezlerinden birine sahip olan Palandöken Dağı, buz salonları, atlama kuleleri ile hizmet veriyor. 2011’de Dünya Üniversiteler Arası Kış Oyunları’na ev sahipliği yapan Erzurum, yeni ‘cazibe merkezi’ olurken; ‘toz kar’ iklim özelliği sayesinde elverişli kayak imkânı sunuyor.


VAN

Zengin tarihiyle Van, size milattan önce 5 bin yıl öncesinin kapılarını aralıyor.

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu

Yüksek arkeolojik keşifler yapabileceğiniz Urartular’ın başkentinde, dönemin ticaret merkezini deneyimleyebilirsiniz. İpekyolu’nun geçtiği Van’da göl ve çevresi doğal güzellikleriyle biliniyor. Kaleleri, kiliseleri, camileri, karları ile Van, büyüleyici bir manzara sunuyor misafirlerine…

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu

Doğu Ekspresi’ne alternatif tren hattı da Van’a gidiyor, yol boyu Anadolu’nun kış görüntüleri sunuyor. Dönerken; damaklarınızda ise Van Kahvaltısı’nın tadı kalıyor.


BOLU

Cennet köşesi gibi Abant, Bolu’nun biraz dışında kalsa da ‘kış tatili’ denince ilk akla gelen yerlerin başında geliyor.

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu

Şehir karışıklığından uzaklaşarak, doğanın büyüsüne kapılacağınız Abant’ta, uzun yürüyüşler yapabilir, birbirinden güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Çam ağaçları ve tertemiz havasıyla ‘huzur’ vadeden Abant’ta, Albanita ve Bordolu Çocuk gibi şömine önünde romantizm yapabilir, aşk tazeleyebilirsiniz. Buraya yakın mesafede bulunan göz alıcı güzellikteki Gölcük ve Yedigölleri de görmenizi tavsiye ederiz.

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu
Bolu’daki bir başka adres ise doğa ile iç içe Kartalkaya. Dingin havasıyla, kartpostal gibi beyazlığıyla, zengin bitki örtüsüyle Kartalkaya, ziyaretçilerine bambaşka bir atmosfer sunuyor. Batı Karadeniz’in incisi Kartalkaya, kış sporları ve doğa sporlarının merkezi konumunda… Lüks ve konfor denince akla gelen Kartalkaya, Türkiye’nin sayılı kayak pistleri arasında yer alıyor. Uludağ’dan sonra ülkemizin en popüler kış adreslerinden biri olan Kartalkaya’daki dağ otellerinden birinde konaklayabilirsiniz.


BURSA

Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Uludağ, Türkiye’nin de ilk kış tatili rotası olarak biliniyor. 

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu
40 kilometrelik alana yayılan Uludağ, dik ve heybetli görüntüsüyle tanınıyor. Tesisleri, kamp yerleri ile çok sayıda alternatif olan Uludağ’da hem dağ eteklerinde hem de yaylalarında gezilecek benzersiz doğal alanlar bulunuyor. Uludağ’da Millî Parkı, Çobankaya Yaylası’nı, Aras ve Softaboğan Şelaleleri, buzul gölleri görmelisiniz. Kış sporları, dağ havası Uludağ’ı 'ayrıcalıklı' bir destinasyon olarak diğerlerinden bir adım öne çıkarıyor.


MERSİN-ANTALYA

Akdeniz’e paralel uzanan Toros Dağları, Mersin-Antalya arasındaki sıradağlar malûm.

Beyaz Düş - Mutluluk Destinasyonu
Kış aylarında ayrı, yaz mevsiminde ayrı güzel olan Toroslar, doğayla dopdolu bir tatil imkânı sunuyor. Altınbeşik Mağarası’ndan Ormana Köyü’ne, Toros Dağları’nda görebileceğiniz pek çok yer var. Göl manzarası eşliğinde kayak yapabilirsiniz. Akseki Parkı, Düğmeli ve Toros Evleri’ni ziyaret edebilirsiniz mesela. El değmemiş güzellikleriyle Toroslar, kar ile buluştuğunda eşsiz güzellikler armağan ediyor. Köyleri ise doğal hikâyeler bahşediyor.

21 Ağustos 2018 Salı

Suriçi'nde bir bayram sabahı


Bayramlıklarını giymiş torunlar, ‘köy kokulu’ sözleriyle evlatlar toplandığında Fethiye’deki ana ocağında, tozlanmış zaman perdesi açılıyor bir anda. 
Suriçi'nde Bayram / Mutluluk Destinasyonu
Tarih boyu Rum ve Yahudi nüfusun yaşadığı Balat ve Fener’in sırtlarındaki Çarşamba’ya bağlı Fethiye’de gözlerinizi kapatarak Haliç’i dinlerseniz eğer; ‘yaşanmışlıkları’ da duyabilirsiniz. İşte yamaçtaki 14 kilise ve 12 sinagog yine yükseliyor önünüzde… Fatih muhafazakârlığı temsil ediyorsa, Balat ve Fener ‘Batılılaşmayı’ çağrıştırıyor. Tepedeki Çarşamba’nın sokaklarında kediler geziyorsa, yamaçtaki Balat ile Fener’in caddelerinde köpekler fink atar. Çarşamba, alaturka bir Doğu ise Balat ve Fener de alafranga Batı’dır pekâlâ. Oryantalist Fethiye’deki o ‘Doğu evi’ de işte, bu sabah yıl boyu olmadığı kadar kalabalıktı. 
Suriçi'nde Bayram / Mutluluk Destinasyonu
Ahşap kapıdan girince ağızlardaki sözcükler hiç şaşırmadan, hemen “yerel şiveyle” bütünleşirken; aslında bu mütevazı evdeki insanlar, ‘Türkolog, medya grup başkanı, öğretmen, spor yazarı ve yazı işleri müdürü, senarist ve mizah yazarı’ olarak belli bir kesim insanlar için ilham kaynağı tanınmış yüzlerdi. Böyle olurdu, annenin karıncalanmış ellerine kavuştuğunda evlatlar ve torunları, bir anda taşralaşır ve bunu ‘ayrıcalık’ gibi yaşardı.
Suriçi'nde Bayram / Mutluluk Destinasyonu
Zıtlıklar ile kaim insan, ömründe kaç bayram görebilir ki? Veya bundan sonra görecekleri, geçmişte bıraktıklarının, bir daha geri getiremeyeceklerinin yanında ne ifade eder ki? Bir zaruş Zehra Anne de bayram sofrası için özel olarak küflendirilmiş çeçil peyniri, dumanı henüz üzerinde haşlama patatesleri, tarifini yalnızca kendisinin bildiği un helvası, ‘Kars usulü’ demli çayı, kıtlama şekeri ve lavaş ekmeği ile çocuklarına, bin 430 kilometre beride de “köy kahvaltısı” hazırlardı mutlaka. Yüreklerde ise Sarıkamış’ta bir başına kalmış baba mezarının hüznü dolaşırdı.

Ruhu olan sofra etrafında büyükler, kahvaltı atıştırmasını uzatır. Manevi iklimden maddi dünyaya ‘bilinçli’ hoşbeş ederken; şen kahkahalar yükselir, odayı sıcacık köy zılgıtlı hatıralar kaplardı. Çay bardakları dolar, boşalır; dumanı gözlük camlarında buğu bırakırdı. Sohbetin güzelliğindendir; bir süre sonra yorulan mimiklerde boncuk boncuk ter oluşur. Kolalı mendiller ile alınlar, yanaklardaki nem toplanır. Bahçedeki ağaçta kuş sesleri yankılanırken; şairliğiyle bilinen Zehra Anne, ev yapımı baklavaları getirerek, neşeli sohbetin üzerine şerbet dökerdi. 

Bayramlıkları ile küçük beyler ve küçük hanımların çığlıkları, sokaktaki seyyar salıncağın gıcırtısına karışır. Samimi eski günlerde, ‘çatapat, torpil ve kız kaçıran’ dedikleri masum cephanelik, yani haytalık da “bayram hoşgörüsü” ile mazur görülürdü. Masumiyet zamanlarında toz leblebiler, pamuk şekerler, kağıt helvalar ile, elma şekeri satanlar, baloncu, macun satıcılarının gözü de çocukların cebindeki harçlıklarında olurdu.
Suriçi'nde Bayram / Mutluluk Destinasyonu
Eskiden mübarek günler, ‘bayram gibi’ yaşanırken; ailenin en büyüğünde toplanılır, kahvaltı ile gün başlar, dualara muntazır olunurdu. Bugünlerde bayramlar, ‘tatil’ olarak kabul görüyor. Turizm firmaları; ‘tam pansiyon, her şey dahil, açık büfe’ diyerek adetlerimize ve hayatımıza ipotek koyuyor. Bayramların hangisi bayram olarak yaşanır ki daha? Kurban Bayramı kapıdayken, kaçınız çocukça heyecan duyuyor? Dolayısıyla kucağına atıldığımız hayatta, başımızı koyup ağlayarak acılarımızı paylaşacak bir göğüs ararken aslında ne kadar yalnız ve kimsesiz olduğumuzu da hissediyoruz; unuttuklarımız ölçüsünde. 

Söyleyin bana, bayram sabahı boynu bükük bilmem kaç öksüzün ayakkabı bedeli nedir? Bir hastane dolusu insanın acısını dindirecek ilaç tutarı ne kadardır? Tatil masrafınız kadar değil.

1 Mayıs 2018 Salı

Kars, tek renk: Gri

Tandıra yapıştırılarak pişirilmiş, biraz yanmış, dumanı üzerinde lavaş ekmeği ve çeçil peyniri... Güvercinleri... Ezeleri, abaları ile masal kapısının ardında bir kent... Kars... 
Kars/Mutluluk Destinasyonu
İçine sığamayıp, göç ettiğiniz; ama sonra yokluğuyla her gün yıkıldığınız, bir parça kendinizden kaybettiğiniz bir garipler beldesi... Kars!

Dünyanın kirinden uzak, tertemiz, beyaz kent... Bazen, belki de damarlarınızda akan kanın donduğu soğuk değil; çok soğuk bir şehir... Kars... Dünyada hiçbir yere kar, senin kadar yakışmıyor.
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Kendine özgü yalnızlığı ile bir serhat beldesi, başka hiçbir coğrafyada olmayacak kadim insanların diyarı... Sıcağına 'gaz' bulaşmamış; hâlâ soba başlarında, her yaşanmışlığa yeni bir hatıra eklenen, hayal zamanların yarı açık penceresi Kars...

Kalesi, bal, kaymak, kaşar ve Doğu Ekspresi, dere, kaz, ketesi ve atları... Katmer, pestil, kıtlama şekeri, demli çayı, ince belli bardağı, gravyer peyniri, harabeleri, vadileri, gölü ve elbette Sarıkamış'ı... Çarlık yıllarından mülhem Rus mimarisi yapıları, Baltık izleri ve titizlikle çizilmiş şehir planlaması, birbirine paralel geniş caddeleri ile Kars... Şehir merkezinde sırtınızda çanta, elinizde defter, boynunuzda fotoğraf makinesiyle dolanırken; sanki devasa bir açık hava müzesine adım atmışsınız hissi veren hüzün kenti... Yani Kars...
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Bir kış masalı bu diyarda karlar üzerinde yürürken, yeryüzünün en güzel, en özel yerlerinden birinde hissedebilirsiniz kendinizi... 1940'ların filmlerinden taşmış bu şehirde, yaşamanın tadına varabilir, hayatın güzelliğini ve doğallığını anlayabilirsiniz. İnsanların tek keyfi, çay içmek belki; ama Kars, öyle ya; güzellikler başkenti...
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Tarihin hakimiyetindeki şehir, sonsuzluğa çekiyor sizi... Ülkenin Batısı'na göre; bir asır gerideki Doğu'da geçmiş yüzyılı yaşayabilir; Osmanlı'nın kokusunu alabilir, Selçuklu izlerini hissedebilir, Rusya'ya dokunabilir ve Kars İmparatorluğu'na varabilirsiniz. Gizemli bir imparatorluk şehri gibi Kars... Azeri türkülerine, Ermeni ezgileri karışıyor; Türk ve Rus birbirinde kayboluyor; Türkmenler, Malakanlar, Almanlar'la bütünleşiyor. Eski belediye binasının önündeki yaşlı ağaçlar ve dükkanlardan sokağa taşan Kürtçe ve Ermenice nağmeler, Kars'ın kimliğini ele veriyor.

Kars/Mutluluk Destinasyonu
Karlar altında kalmış bir çocukluğun, dere başındaki, daha kimseyi eksiltmemiş 10 kişilik bir ailenin uzaklığı gibi Kars... Mağrur durmak isterken, boynunu büken, gözlerinden gönül kırıklığı okunan bir Doğululuk sanki, kimsesizlik... Üşümek gibi adeta... Oysa sıcacık bir yuvadır da aba ve babanın emniyetinde... Ancak artık bir masalın korunaksız platosudur Kars, gidip günü birlik misafirliklerle dönülecek... Kundağına kar yağmış, kesik bir beyazlıktır Kars... Bir köy mezarlığında bütün ünvanları, makamları, hırsları, yaşama heyecanını bıraktığınız, kucağınıza hasreti alıp ölmeyi sevdiğiniz, kavuşmayı umut ettiğiniz sahiciliktir Kars... Bir kış gecesinde, mırıldandığınız tersten cümlelerle beyaza bulanık gökyüzüdür. Geçmişe dönük derin bir özlemdir Kars...

Kars, tek renk bir şehirdir. Hayat gibi, hüzün gibi; sahici ve gri... Doğu'nun en doğusu, yalnızlığın sınırında bir diyar... İç sesin, şehrin sessizliğine baskın geldiği; huzur dolu beyaz bir kent...
Kars/Mutluluk Destinasyonu

Çocuklar koşmuyor sokaklarında, sanki kimse nefes almıyor. Hayatı zorlaştıran teknolojik istiladan uzak, sade bir yaşamın hüküm sürdüğü melankolik kent... Bütün bir yıl sobanın yandığı, baca dumanı kokan romantik kent... Türkülerin ısıttığı, hohlasan adeta yıldızların buğulanacağı eşsiz, bakir bir toprak... Dünyadan uzak kederli bir kent

Kendi isteğimle gelmedim sana; imkansızlığını sevdirenin hatırına, yoksulluğuna ve yokluğuna; yani uzaklığına bir ömür daha verilecek sadakat dolu şehir... Kars!

Düz coğrafyası ile insanın ufkunu açan medeniyet kapısı...
Babamın şehri... Dedemin, benim; kızımın şehri... Güzel insanların yurdu Kars... Fakir, bakımsız, gururlu, mert, vatansever, yardımsever ve zamandan soyutlanmış insanların toprağı... Türkiye'yi sevmek için bir sen yetersin!

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...