uçak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uçak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ağustos 2020 Salı

Türkiye'nin en lüks ve pahalı otelleri


Turizm konusunda dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline gelen Türkiye'de, bazı oteller lükste sınır tanımıyor. Kendinizi kral ve kraliçe gibi hissedeceğiniz, rüyalarınızda bile göremeyeceğiniz hizmetlerin ve lüksün sunulduğu bir liste ile karşınızdayız. İşte Türkiye'nin en pahalı 10 oteli.

10- St. Regins - İstanbul

Nişantaşı’nda yer alan lüks otel St. Regis Istanbul 1.700 liradan başlayan fiyatıyla iki kişilik kusursuz bir konaklama imkanı sunuyor. Şehrin kültürel zenginliklerinin yanı sıra ultra lüks olanaklarıyla da benzersiz bir tatile sizleri davet ediyor. 

9- Four Seasons Hotel at Bosphorus - İstanbul 

İstanbul Boğazı'nın hemen kenarında yar alan ve tüm İstanbul'un güzelliklerini baştan sona görme şansı veren otelin gecelik fiyatı 2.800 TL'den başlıyor.

8- Ariana Sustainable Luxury Lodge - Kapadokya

Maviliklerle çevrelenmiş tesisleri bir kenara bırakıp, Kapadokya’nın güzelliklerini gözler önüne seren Ariana Sustainable Luxury Lodge oteliyle listemize devam ediyoruz. İki kişilik, gecelik fiyatı 2.900 liradan başlayan bu etkileyici tesis, 2015 Condé Nast Traveler Hot List adındaki prestijli listeye adını yazdırmayı başardı. Tam donanımlı 11 odası, spor merkezi, restoranı ve etkileyici manzarasıyla fiyat/kalite bakımından Uçhisar’ın en iyi otellerinden bir tanesidir.

7- D-Hotel Maris -Marmaris

Datça Yarımadası'nın kıyında, yeşil ve mavinin buluştuğu otelde kalmak için gecelik kişi başı 3 bin lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Ama özel plajları, odalara özel havuzları ve ünlü şeflerin hazırladığı yemekler buna değiyor.

6-) Amanruya Resort - Bodrum

Pedasa Antik Kentine, Tarihi Amfi tiyatroya, Myndos Geçidi’ne oldukça yakın bir konumda bulunan bu Bodrum oteli, gecelik 3 bin liralık fiyatıyla da dikkat çekiyor.

5-) Mandarin Oriental - Bodrum

En güzel Bodrum otellerinden biri olan Mandarin Oriental, Göltürkbükü’nün benzersiz doğasına ulaşabilmenizi sağlıyor. Güzellik merkezi, çocuk kulübü, profesyonel animasyon ekibi ve 129 odasıyla etkileyici bir tatil deneyimi sunan Mandarin Oriental Bodrum, 4.262 TL’den başlayan fiyatlarıyla eksiksiz bir yaz tatili geçirmek isteyen seçkin misafirlerini bekliyor.

4-) Regnum Carya Golf - Spa Resort - Belek

Antalya’nın parlayan güneşi, Regnum Carya Golf & Spa Resort, Türkiye’nin en iyi otellerinden biri olarak listemizi süslüyor. Ultra her şey dahil konseptiyle sınır tanımayan bir tatil sunan Regnum Carya Golf & Spa Resort Belek, 5.740 TL’den başlayan fiyatlarıyla da rüya gibi günler geçirmenizi sağlıyor. Açık ve kapalı havuzlarının yanı sıra 7 farklı restoranı, pastaneleri ve açık hava tiyatrosuyla da büyülü bir dünyaya kapılarını açıyor.

3-) Argos In Cappdocıa - Kapadokya

Güvercinlik Vadisi’nin olağanüstü manzarasını da gözler önüne seren Argos In Cappadocia; yeraltı odaları, lüks restoranı, şarap mahzeni ve sayısız aktivitelere olanak tanıyan yapısıyla da misafirlerini kendisine hayran bırakmayı başarıyor. En az 5 gece konaklamanız gerekiyor ve 5 gecelik fiyatlar ortalama 7 bin liradan başlıyor.

2-) Maxx Royal Resort - Kemer

Belki de Kemer’in en pahalı ve en güzel oteli olan Maxx Royal Kemer Resort, 8 bin liradan başlayan  fiyatıyla aklımızı başımızdan alıyor. Ultra her şey dahil konseptiyle hizmet veren bu Kemer otelinin sahip olduğu olanaklar saymakla bitmiyor. Toplamda 290 adet odasıyla lüks bir tatil yaşamanıza imkan tanıyor. Ayrıca Türkiye’nin de en iyi otelleri arasında bulunuyor.

1-) Jumeirah Palace - Bodrum

Türkiye’nin ve Bodrum’un en iyi otelleri arasında yer alan Jumeirah Bodrum Palace, Torba Koyu’nun büyüleyiciliğini, masalsı tarzıyla gözler önüne seriyor. Her şeyin düşünüldüğü tam donanımlı 135 odası, dünya mutfaklarından lezzetlerin sunulduğu lüks restoranları ve farklı tasarımıyla hayranlık uyandıran bu tatil köyü, listemizi süsleyen en güzel otellerden biri olarak huzurlarınıza geliyor. Gelelim merak edilen konuya. Bu otelin villalarında bir gece konaklamanın bedeli tam 145 bin lira.






18 Temmuz 2020 Cumartesi

Tuna Nehri'nin bekçisi Budapeşte

İstanbul'dan sonra dünyanın en güzel şehri diyebileceğimiz, Tuna Nehri'nin kıyısında; geçmiş ile günümüz arasında bir köprü gibi uzanan Budapeşte'ye gidiyoruz hepbirlikte. Budapeşte'ye nasıl gidilir, nerede kalınır, nereler gezilir - görülür, ne yenir - içilir hepsini derledik topladık, Mutluluk Destinasyonu'nun rotasını Budapeşte'ye çevirdik.

BUDAPEŞTE'YE NASIL GİDİLİR?

İstanbul'dan THY ile yapacağınız 2 saatlik bir yolculuğun ardından, Budapeşte Liszt Ferenc Uluslararası Havalimanı'na ulaşabilirsiniz. Biraz daha uygun fiyatlı bir yolculuk yapmayı tercih ederseniz; Pegasus, Swisair, KLM, Lufthansa gibi havayolları ile aktarmalı olarak uçabilir, bilet fiyatını dörtte bir oranında azaltabilirsiniz.

BUDAPEŞTE'DE NERELER GÖRÜLMELİ?

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hem maddi hem de manevi olarak büyük hasar gören Budapeşte adeta baştan yaratıldı. Ancak bu baştan yaratılış aşamasında tarihe de saygı gösterildi. Tüm o ihtişamlı katedraller, binalar, taş kaplı yollar modern mimarının desteği ile aslına uygun olarak renove edildi. İşte bu büyük mücadele ile, Budapeşte Avrupa'nın gözbebeği haline geldi.

- Almanya'dan başlayıp, Karadeniz kıyılarına kadar Tuna Nehri, Budapeşte'nin tam ortasından geçer. Nehir kenarında balık yemeyi ve nehirde sandal sefası yapmayı ihmal ederseniz, Budapeşte'ye gitmiş sayılmazsınız.

- Şehir eski ve yeni, yani Buda ve Peşte olarak ikiye ayrılıyor. Her iki taraf da farklı güzellikler vaat ediyor. Buda Kalesi'ni ve kale ve civarındaki kiliseleri görmenizi şiddetle tavsiye ederiz.

- Neo-Rönesans mimarisiyle herkesi kendine hayran bırakan Aziz Stefan Bazilikası da görülmesi gerekenler listesinin üst sıralarında yer alıyor.

- Şehrein en güzel manzarasına sahip olan Balıkçı Tabyası'nda akşamın tadını çıkarabilir, Tuna Nehri'nin güzelliğini kesintisiz izleyebilirsiniz.

- Buda ile Peşte'yi birbirine bağlayan Zincir Köprü ve köprü üzerindeki aslan figürlerini yakından incelerseniz, antik kentin izlerini göreceksiniz.

- Kanuni Sultan Süleyman'ın ordusu ile Budapeşte'ye giden ve 10 yıl boyunca bu şehirde yaşayan Bektaşi dervişlerinden Gül Baba'nın türbesini ziyaret edebilirsiniz.

BUDAPEŞTE'DE NEREDE KALINIR?

Ulaşım noktalarına yakın ve güvenli bölge olması nedeniyle konaklama için; Citadella, Balıkçı Kalesi, Belvaros ve Lipotvaros tercih edilebilir. Gecelik konaklama fiyatı 300 Türk Lirası'ndan başlıyor. 5 yıldızlı oteller süper lüks bir konakla vaat ederken, 3 yıldızlı otellerde ise daha uygun fiyata da, güvenli ve konforlu bir tatil geçirebilirsiniz.

DİKKAT!

Tatil bölgesi olduğu için yankesicilere karşı dikkat edilmeli, özellikle sırt çantanızı ön tarafa takmalısınız. 
Metroya ücretsiz binebileceğiniz söyleyenler olacaktır, zira turnike vs. yok. Ancak bir durak sonra bilet kontrolü yapılmayacağının garantisi de yok. Bir bilet parası vermemek uğruna, tüm tatil paranızı ceza ödemek için kullanabilirsiniz.
Margaret Adası'na gidip vakit kaybetmeyin, İsanbul'daki Yıldız Parkı bile daha çok şey vaat ediyor.



24 Haziran 2020 Çarşamba

Naftalin kokulu hayat

Dantel örtülerle kaplanmış fiskos masalarda derin sohbetler ediliyor. Balat’ın misafir odası Naftalin Kafe kapılarını geçmişin kıymetini bilenlere, geride kalan masumiyet dolu günlere özlem duyanlara açıyor. Mutluluk Destinasyonu bu hafta, bir devam yazısı olarak Balat’ın “en güzel” köşesinde soluklanıyor. Demlenmiş çaylar, köpüğü bol kahveler gelip gidiyor.

Unkapanı Köprüsü’nden geçip sağ tarafa dönerseniz, Fener’e doğru yol alırsınız. Dünyadaki 250 milyon Ortodoks için ruhani liderlik yapan Fener Rum Patrikhanesi’ni geçtiyseniz, Balat’a varmadan sizi sarmaşıkların ardında ıslak kek kokusuyla karşılayacak Naftalin Kafe. 

İlgili, güler yüzlü ve zarif sahipleriyle tanıştıysanız, bir daha gelmemek için bir sebebiniz kalmamıştır zaten. Otantik ortamıyla sizi kendine çekecek olan kafe, doğallığın güzelliğini fark ettirecek. Kimi masalarda uyuyan, kimi sandalyelerde oturan, kimi ayakaltında dolanan kedilerin özel ayrıcalık gördüğü Naftalin Kafe’de çilekli limonata içmeniz ‘Bordolu Çocuk’ tavsiyesi olarak not edilsin. Kedilerden izin isteyip yanlarına oturabilirsiniz. Kurabiyelerinize karışmayacağını, çay bardaklarınıza ilişmeyeceklerini bilmelisiniz. Konuşmalarınıza kulak misafiri olup da sır saklamayı bilen kadir bilen kediler bunlar.

Vita yağ kutularında çiçekler, çevirmeli telefon, bir zamanlar her evde bulunan vintage örgüler, dantel örtüler, önceki kuşaktan kalma fincan ve tabaklar, eski duvar işlemeleri ve yer döşemesi, eski tarz bir buzdolabı, perma makinesi, daha nice ‘nostaljik’ ayrıntılarıyla Naftalin Kafe, sizi çocukluğunuza götürecek. ‘Albanita’ önerisiyle güzel tostlarının yanında ev yapımı turşuların, havuçlu keklerin tadını unutamayacaksınız.

Biberli ekmek, rahibe köftesi ve limonlu kek de denenmesi gereken lezzetler arasında…

Burada geçireceğiniz vakitlerde, zaman tünelinden geçmiş gibi bir yolculuğa çıkacaksınız. Her detayı incelikle düşünülmüş Naftalin Kafe’de değerli anlar geçirecek, Bordolu Çocuk’un annesinin çeyizlik fincanlarında ‘dibek kahvesi’ yudumlayacaksınız. Buzdolabı kapağından tuvalet kapısı bile mekânın nasıl özenle düşünüldüğünü işaret ediyor.

Saatlerce eski evde kitap okuma hayalini gerçeğe dönüştüren Naftalin Kafe, Albanita için de ‘özel’ bir yer. Kurulum aşamasında emek veren, sahipleriyle arkadaş olan Albanita, burada “ev sahibesi” konumunda. Eğer kış mevsiminde geldiyseniz, sobadaki ateşte odun çıtırtısı eşliğinde, yudumladığınız Mardin kahvesi tadı damağınızda dağılırken; ‘huzurlu dakikalar’ geçireceğinizi temin ederiz. 

İstanbul’un orta yerinde İstanbul’dan uzakta sakinleşip hafif müzik sesiyle dinleneceksiniz. Biraz 80’ler biraz 90’ların, hatta 70’lerin izlerini taşıyan ambiyans altında “sevgi dolu” duygular yaşatacak size Naftalin Kafe.

Arayıp da bulamadığınız sıcaklığın, ailenizin evindeki mutluluğun adresini istiyorsanız; kedi mırıltıları yankılanan şirin yer Naftalin Kafe’ye koşun. Bizden söylemesi…

Mutluluk Destinasyonu’nun da selamlarını götürmeyi unutmayın.

1 Mayıs 2020 Cuma

Yok edilmek istenen cennet "Salda"

İnsanları evlerine hapsederken; “virüs tedirginliği ve gelecek belirsizliği” yaşatarak, ‘tahammülsüzlük’ hissettiren korona salgını, ruh sağlığını bozdu. Geçici anksiyete için Mutluluk Destinasyonu olarak sizlere bir önerimiz var. Salgın sonrası rehabilitasyonu için Salda Gölü, huzurlu bir kaçış rotası olabilir.

Yakın geçmişte iktidar ile muhalefet temsilcilerini karşı karşıya getiren ‘yapılaşma’ tartışmalarını bir kenara bırakırsak; Salda Gölü berrak bir su, tertemiz bir kumsal vaat ediyor. Türkiye’nin en derin üçüncü gölü olarak da bilinen Salda, “Maldivler” ve “Bahamalar” ile benzerlikler taşıyor.

‘Göller Yöresi’ Burdur’un Yeşilova ilçesine girince, 4 kilometre sonra göl ile göz ilişkisi başlıyor. Doyumsuz flört, ilk temas ile insanın ruhuna işliyor, kristalize duygular yaşanıyor. Çam ormanlarının kıyısındaki Salda Gölü’nün yapısı, Mars’ın toprağına dünyadaki en yakın kara parçası sayılıyor.

45 kilometre alan ve 185 metre derinliğe sahip ‘turkuaz’ rengiyle Salda Gölü, canlı organizmaları, kendine özgü endemik balık türü ve 111 kuş çeşidi için ‘yuva’ olmasıyla diğerlerinden ayrışıyor. Doğal güzelliği, doğal varlığıyla misafirlerini daha ilk adımında kendisine hayran bırakan Salda Gölü’nün eşiğindeki kumlara yalın ayakla bile basmaya kıyılamıyor.

Albanita’nın dediğine göre; “Subjektif bir yorum değil; Türkiye’de daha temiz bir kumsal ve daha şeffaf başka bir su yok.” Buğulu bir beyazlık uzanıyor Salda Gölü’nde boydan boya… Süt beyazı bir masumiyet yayılan kumsalına nispetle, göl suları ‘renk skalası’ gibi bir cümbüş içinde salınıyor. İlk bakışta kumsal bembeyaz, göl masmavi belki; ama Salda Gölü’nde aşk tazelerken, daha doğru ifadesiyle, yüzünce vücudunuzu saran su, renk içinde renkler ve ışıklar da sunuyor. Burada su, çeşmelerden içiliyor. Pet şişe ile satılanlar, “satımsu” tamlamaması ile ‘satılan su’ manasıyla küçümseniyor.

Temizliğinden ziyade; Salda Gölü’ndeki su minarelleri “şifa kaynağı” olarak anılıyor. Öyle ki; ‘Göl suları, pek çok cilt hastalığı, eklem ağrılarına iyi geliyor; tecrübe ile sabit’ diye açıklanıyor. Doğa harikası buralara, insanlar yalnızca tatil için değil; ‘sağlık turizmi’ için de geliyor. Çamur banyosu yapanlar, yamaç paraşütü yapanlar, kayak yapanlar Salda Gölü’nün ezber fotoğrafları arasına katılıyor.

Göl, yaz aylarındaki sıcaklarda içinizi serinletirken; kış mevsiminde ise ruhunuzu ısıtıyor. Zira göz kamaştıran kristalize görünümüyle Salda Gölü’ne bakarak; soğuk ve kar yağışlı günlerde kayak yapılıyor. Göl kenarındaki sevimli butik otellerin birinde Albanita ile Bordolu Çocuk pencere kenarında, sıradan, küçük, dertsiz ve basit şeyler üzerine konuşuyor. Fincanlardaki sıcak kahvenin dumanıyla gökyüzündeki ay buğulanıyor, dakikaların huzuru alınıyor Salda Gölü’nde. 

Eşeler Dağı tarafındaki patika yoldan aksıra tıksıra bir motosiklet geçiyor. Bungalovların oradan romantik bir müzik yükseliyor, ateş böceği vızıldıyor kumsal boyunca, çalılıkların arasındaki çekirgelerin sesleri duyuluyor.

Çam ağaçlarına yaslanmış kamp alanlarındaki ateşin çıtırtısı, metrelerce uzakta, bambaşka bir yerde konaklayan Albanita ile Bordolu Çocuğu bile dinlendiriyor. Dağ zirvesinden günbatımı, tarihin izlerini ele veriyor. Antik kalıntıları ile Deynus Kalesi’nin taşlarında geçmiş zamanların sesi çınlıyor.

Ahenkli sesler içinde alabildiğine terapi olarak, tüm kötülüklerden uzaktaki bakir bu yerde birkaç günlük “ıssız” bir tatil yaşanıyor. Salda Gölü kıyısında havanın da kararmasıyla Albanita ve Bordolu Çocuk, akşam yürüyüşüne çıkıyor. Ayaklarına dolanıyor billur göl suyu… Gündüz su sporlarının da yapıldığı Türkiye’nin güneybatısında sadece fotoğraf çekmek için bile bulunmak yadırganmıyor. Çünkü binlerce insan, yalnızca fotoğraf çekiyor ve dönüyor.

Salda Gölü temizliğinin yansıması olan hoşgörüsüyle pırıl pırıl kumsalları ve berrak sularının kıymetini bilenleri de ağırlıyor, her güzelliği yok eden gösteriş meraklılarını da. Öyle ki kumlarına çıplak ayakla basmaya kıyamayan Albanita ile Bordolu Çocuğu da “Jeep Safari” yapanları da konuk ediyor Düden Çayı’nın deltası… Öyle ki doğayı yenmek için kararlı olan insanların lüks araba ve pahalı motosikletlerini ‘göl suyu’ ile yıkamasına bile ses etmiyor Salda Gölü, kadim bir dost eliyle. 

Doğanbaba ve Kayadibi köylerindeki kıyılar, “Severken öldürmek” deyimini hatırlatıyor. Göl ticareti yapanlar, doğayı paraya açıyor; basitliğin numunesi çadırlarını alan buraya koşuyor. Bilim, Mars’ın toprağıyla kıyaslaya dursun; Millet Bahçesi ile ‘beton’ giren yere bunca hücum ‘doğal müze’ hüviyetindeki Salda’yı öldürüyor.

13 Nisan 2020 Pazartesi

Türkiye'nin en huzurlu köyü: Sığacık

İzmir, Adnan Menderes Havalimanı'ndan ayrılırken her adım biraz daha huzura yaklaştırıyor bizi. Hedefimizde, zamanın yavaş aktığı, her köşesinden başka bir güzelliğin göz kırptığı deniz kokan Sığacık var. Mutluluk Destinasyonu bu hafta rotasını yeşil ile mavinin buluştuğu noktaya çeviriyor.

Turunçgil kokusunun sardığı, taş evlerin sıra sıra dizildiği, denizden gelen esintinin insanın içini ferahlattığı Sığacık'tayız. Türkiye'nin ilk 'sakin şehir' ünvanlı güzel beldesi Seferihisar'ın gözbebeği Sığacık son yıllarda gezginlerin de uğrak noktası haline geldi.

İzmir merkeze yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan dünyanın bu en şirin beldesinin tarihi millattan önce binli yıllara kadar dayanıyor. Adı da haliyle 'sığınak'tan geliyor. Bir zamanlar denizcilerin sığınağı olan bu köy, şimdilerde de doğal güzelliği ile şehrin karmaşasından kaçanların sığınağı oluyor.

SEFERİHİSAR VE SIĞACIK'TA NERELER GEZİLİR?

Bir açıkhava müzesinde geziyormuşsunuz havasına kapılacağınız Sığacık'ın tamamını 2 gün içinde gezmeniz mümkün ama buraya adım atar atmaz, tüm hayatınızı burada geçirmek isteyeceğinizin garantisini veriyoruz. Biz sizler için küçük bir rehber hazırladık ve mutlaka görmeniz gereken yerleri belirledik.

1-) Sığacık Kalesi
2-) Sığacık Üretici Pazarı
3-) Kaleiçi Sokakları
4-) Teos Antik Kenti
5-) Değirmen
6-) Teos Marina
7-) Akvaryum Plajı
8-) Akkum Plajı

NEREDE NE YENİR?
Listemizin başında tabii ki ilk olarak Kaleiçi Pazarı'nda hanımların evlerinden yapıp getirdiği mis gibi ev baklavaları, otlu gözlemeler, kekler börekler var. Sığacık'a gidip Milos'ta rakı-balık keyfi yapmadan olmaz. Buranın fesleğenli mezelerini ve uskumrusunu da şiddetle tavsiye ederiz. Bekri'de kahvaltı etmenizi de öneririz. Hem cebiniz yanmaz hem de mideniz birbirinden lezzetli yerel tatlar ile dolar. Ve son olarak Delicee by Barbara'ya uğrayıp, şifalı otlar almayı ve Latife'nin doğal sabunlarını denemeyi de unutmayın.

NEREDE KALINIR?

Ev konseptinde hizmet veren Villa Teos hem şık dekorasyonu hem temizliği ile en iyi alternatiflerden biri. Hem denize hem merkeze yakınlığı ile Gardenya Butik Otel ve sessizliğin, huzurun tadını çıkaracağınız Lavandula Butik Oteli de listenize ekleyebilirsiniz.

16 Şubat 2020 Pazar

Rüya gibi bir tatil 'Maldivler'

Yurt dışında tatil denilince herkesin rüyalarını Maldivler süslüyor. Egzotik bir adada, birçok kişinin deyimiyle 'yeryüzündeki cenette' kim felekten birkaç gün çalmak istemez ki. Peki rüyanızı nasıl gerçekleştireceksiniz? Mutluluk Destinasyonu bu hafta rotasını Maldiv Adaları'na çevirdi. Maldivler nerede, nasıl gidilir, tur fiyatları ne kadar, nerede kalınır, ne yenilir ne içilir tek tek anlatacağız sizlere.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
Maldivler ya da resmi kayıtlardaki adıyla Maldiv Cumhuriyeti, Hint Okyanusu'nun orta yerinde, bin 192 adadan oluşan bir ada zinciri. Ama bu adaların bazıları sizin o güzel rüyalarınızı kabusa çevirebilir. Adaların sadece 281 tanesinde hayat var, diğerleri ise vahşi yaşama teslim olmuş durumda.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
86 ada, 'otel adası' olarak kullanılıyor. Yani gördüğünüz o kusursuz yaşam, sadece o adalarda yaşanıyor, yerel halkın yaşadığı adalarda ise yaşam gerçekten çok zor. Hatta büyük çoğunluk Müslüman olduğu için bikini ve mayolarınızla gezmeniz pek hoş karşılanmayabilir.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
MALDİVLER'E NE ZAMAN GİDİLİR?

Lüks otellerde kalmak, tertemiz denizin tadını çıkarmak, kavurucu sıcaklarla birlikte bitmek bilmeyen yağmurlardan da kaçmak istiyorsanız Maldivler'e gidilecek en uygun zaman Nisan-Mayıs aylarıdır.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
MALDİVLER'E NASIL GİDİLİR?

Hint Okyanusu'nun ortasındaki bu cennet adaya ne yazık ki; Türkiye'den direkt uçuş yok. Dubai ya da Doha aktarmalı olarak gidebilirsiniz. Ana karaya ulaştıktan sonra kalacağınız ada oteline helikopter, küçük uçak ya da sürat motorları ile ulaşmanız mümkün. Zaten oteliniz bu imkanı size sağlayacaktır. Ama bizim tavsiyemiz, ana karaya indikten sonra bir araç kiralayarak otelinize gitmeden şehri de keşfetmeniz.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
MALDİVLER'DE NEREDE KALINIR?

Herkesin sahil keyfi yapma hayali kurduğu Maldiv Cumhuriyeti'nde lüksün doruklarına ulaşacağınız pek çok otel bulunmakta. Üstelik rezervasyonunuzu gitmeden 3 ay evvel yaptırırsanız, neredeyse yarı oranda indirim alabilirsiniz.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
Dediğimiz gibi Maldivler'de pek çok 'ada otel' bulunmakta. Baharat kokulu Male Adası'nda kalıp, 17. yüzyıldan kalma Cuma Camii, Altın Uçlu İslam Merkezi ve Male Fish Market'i gezebilirsiniz.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
Rengarenk binaların çevrelediği, zenginliğin sınırının olmadığı, 5 yıldızlı otelleriyle tam bir okyanus cenneti olan Maafushi Adası da bir başka seçenek olabilir.

Beyaz kumları ve tertemiz denizi ile şöhreti tüm dünyaya yayılan Utheemu Adası ya da balayı çiftlerinin gözdesi olan Feydhoo ve Maradhoo adası da seçeneklerinizin arasında olabilir.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
MALDİVLER TURU FİYATLARI

Bütçenize göre bir tatil planlamanız imkansız gibi görünse de aslında çok kolay. Mesela yukarıda söz ettiğimiz gibi lüks adalarda, rüyalarınızda dahi göremeyeceğiniz bir tatil yapmak istiyorsanız kişi başı en az 1000 Euro'yu gözden çıkarmanız gerekir. Ama ana karada, yerel halk gibi yaşayıp; deniz, güneş ve leziz yemeklerin tadını çıkarmak bana yeter derseniz kişi başı 400 Euro size yetecektir.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
MALDİVLER'İN EN LÜKS OTELLERİ

Lüks tanımı Maldivler'de değişiyor sanki. Daha önce lüks olarak gördüğünüz ne varsa, buradaki ihtişamın yanında vasat kalabilir.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
Dusit Hotels & Resort, bambu çatılardan oluşan, içi son derece modern dizayn edilmiş deniz üstü villalarıyla lükse farklı bir anlam katarken, misafirlerinden gecelik 3 bin lira talep ediyor.
Maldivler - Mutluluk Destinasyonu
OZEN byt Atmosphere At Maadhoo ise yine deniz üzerine kurulmuş villaları, villaların odalarından denize inen su kaydırakları ile cenneti yeryüzüne indiriyor. Ama bu cenette bulunmanın bedeli gecelik 16 bin lira.

2 Şubat 2020 Pazar

Metropol kıyısında

İstanbul’un diğer bütün semtleri ölümdür; ama ‘Arnavutköy’ insan var oldukça yaşayacaktır sanıyorum. Kokteyllerin, brunch’ların, tatil gecelerinin mekânı Arnavutköy’ün eteklerinde herkese yer var. Tarihi köşkleri, alımlı bir kadının ayağını suya sokması gibi; Arnavutköy’de zarafet içinde kayıkhaneleri Boğaziçi’nin akıntısında gezdiriyor. Kazıklı yol boyunca adeta bir dantelmişçesine işlenmiş ‘Art Nouveau’ desenleriyle rengârenk yalılar, “mimari festival” gibi uzanıyor. 
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Mutluluk Destinasyonu bu hafta, İstanbul’un havalı semti, sahil güzeli Arnavutköy’de…
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Eski bir balıkçı köyü olan Arnavutköy, bin 500 yıllık yerleşim yeri… Rumlar ve Museviler, semtin kimlik kartını ellerinde bulunduruyorlar. Öyle ki çeşitli sebeplerle göç ederlerken; arkalarında göz kamaştıran ahşap konaklar, dikkat çeken kiliseler ve fark edilen sinagoglar bırakarak, “Arnavutköy’ün sahibi” olarak çekilmişler. ‘Arnavutköy Rum İlkokulu’ ise kalan birkaç öğrencisi ile hüzünlü fotoğraf sunuyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Boğaziçi’nin eski balıkçı köylerinden biri olan Arnavutköy’de, yine balıkçılar olta atıyor. Sahil boyunca arabaların kornaları, bölgedeki soylu görüntüden tezat bir gürültü yayıyor. Misina ucuna bağladıkları kurşunları avare avare sallayan balıkçılar, yürüyüş yapanları da avlayacak gibi kendilerini kaybediyor. 
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Köşklerin, konakların, yalıların Marmara Denizi ile kaynaştığı “Arnavutköy’ün ‘Arnavutlar’ ile pek bir ilgisi yok” diyenler yanılıyor. Semt ismini 16. Yüzyıl’da Arnavutlar’ın buraya yerleştirilmesinden alıyor. Daha evvel Rum ve Museviler’in yaşadığı buralara, “Arnavutlar’ın köyü” anlamında ‘Arnavutköy’ denmesiyle ilgili olarak bir başka rivayet ise Sultan Abdülmecid Han Dönemi’ne dayanıyor. Padişah, semtteki Arnavut taş ustalarını İstanbul’un kaldırımlarını restore etmekle görevlendirince hem semt ismi hem de kaldırımları yenileniyor. O güne dek ‘Horasmoto’ yani “melekler şehri” olarak anılan bölge, ‘Akıntı Burnu’ anlamıyla Megalou Reumatos ve ‘Büyük Akıntı’ anlamıyla Mega Revma diye de biliniyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Bir kahvaltı, bir akşam yemeği, bir kahve molası, bir gün gecelik konaklama için tercih edilen Arnavutköy’de uzun uzadıya gezilecek bir rota çıkarılamaz belki… İstanbul sermayesinin yaşadığı semt, misafirlerine de mekânsal olarak hoş vakitler vaat ediyor. Bunlardan biri olan Alexandra’da şehri ve kendinizi dinlerken; huzur buluyor, yenileniyorsunuz mesela.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Bebek-Ortaköy arasındaki sabah yürüyüşü sonrası ahşap ağırlıklı konseptiyle Any Kafe’de bir kahvaltı yapmak veya kahve içmek pırıl pırıl başlangıç için bulunmaz imkânlar sunuyor. Ancak burayı aslında öne çıkaran, ‘a la carte’ sunumuyla Pazar brunch’ları kuşku yok ki… Albanita’yla geciktirilmiş bir hafta sonu kahvaltısı için tercih ettiği Any’de Bordolu Çocuk, deniz kokusu eşliğinde şölen tadında dakikalar geçirmişti. 
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Mahalle barı Kavanoz, saklı bir bahçe gibi “çevre dostu” şeklinde dizayn edilmiş. Sokak köpeklerine bile kapısı açık olan Kavanoz’un ismi girişinde satılan mumlar ve oda kokularından geliyor. Kuruçeşme’ye doğru Gabfoods’ta sağlıklı tercihlerde bulunabilirsiniz.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Gayrimüslimlerin ağırlıklı yaşadığı Arnavutköy’ün sahil yolunun hemen arkasında yer alan ana caddesinde ve yüksekten alçağa doğru her noktasında irili ufaklı pek çok ayazma, kilise bulunuyor. İyileştirici gücüne inanılan başmelek Mikail’e atfedilen 1899 tarihli Taksiarhis bunlardan birisi… Çan kulesi suskunluğa gömülse de II. Mahmud Han tarafından yaptırılan 1838 tarihli Tevfikiye Camii, hâkim dini egemenliği işaret ediyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Şehzade Tevfik’ten ad alan Osmanlı mimarisi caminin yanında ise Süslü Arnavutköy Karakolu konumlanıyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Körkadı Sokak’ta 19. Yüzyıl yapısı Profitis İlias Kilisesi ve ayazması var. Şapel, Hz. İlyas’a adanmış; ziyaret için özel izin gerekiyor. Dar sokaklarından yukarı doğru çıkarken; semtin hatıraları da sizinle birlikte gelir. Arnavutköy’ün tepe yerinde, Sadrazam İzzet Mehmed Paşa tarafından III. Selim Han için yaptırılmış İzzetabad Kasrı yer alıyor. Boğaz manzarası gözlerin önüne seriliyor. Yine Arnavutköy’ün tepelerinde ‘Amerikan usulü’ eğitim için 1863’te açılan Robert Kolej bulunuyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
‘Kazıklı yol’ geçilince gelen kıvrım, burun gibi çıkıntılı olduğu için buraya “Akıntı Burnu” deniyor. Boğaz’ın en kuvvetli akıntılarından biri, karşı kıyıdaki Kandilli ile Akıntı Burnu arasından geçerken; Marmara’nın en derin yeri olan burada, tarihin çeşitli zamanlarında ‘deniz kazaları’ yaşanmıştı.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Boğaz’ın sularının en hızlı aktığı Akıntı Burnu’nda, eski adıyla Mega Revma’da yengeçler bir zamanlar karadaki taşlar üzerine çıkıp yollarında ilerliyormuş.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
‘Mega Revma’ diye bilindiği günlerde Arnavutköy’deki Rumlar geçimlerini balıkçılık ile kazanırmış. Gündüz tutulan taze balıklar, akşam olunca Rumlar’ın işlettiği meyhanelerde servis edilirmiş. Akıntı Burnu’ndan başlayarak Ortaköy’e doğru sıra sıra balıkçılar dizilirken; “Rumlar’ın meyhane kültüründen kesinlikle anladıkları” hakkını teslim ediyor Albanita. Arnavutköy’ün meşhur balık lokantalarından çıkan kokular sizi kendisine çekiyor. Bunlardan birinde, duvarında “Balık oltayla, insan tatlı dille avlanır” yazılı Adem Baba’da yer bulmanız şanstır.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Öte yandan bir zamanların Rum köyü olan Arnavutköy’deki Rum meyhanesi Maestros’ta tarih kokusu deniz kokusuna karışıyor. Hudson ve Halet-i Ruhiye de ‘kokteyl bar’ kültürünü yansıtıyor. Bodrum Mantı ise Arnavutköy’ün klasiği olarak biliniyor. Butik adres Girandola’ya uğrayıp Albanita’nın tavsiyesi ‘narlı’ dondurmanın da tadına bakmalısınız.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Arnavutköy’ün sokakları yürümekle bitmiyor. Francalacı Caddesi boyunca gördüğünüz evleri ayrı ayrı izlemeye kalkasınız, gün biter, yeniden güneş doğar. Caddenin bitiminde birbirine paralel uzanan Bakkal ve Mumhane sokaklarını da görmeden buradan ayrılmayın. 
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu
Boğaz’ı kucaklayan yalıları, dar sokaklarına sırt vermiş ahşap evleri ve her bir noktasından farklı güzellik çıkan manzarasıyla Arnavutköy, sizleri de bekliyor.

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...