ınstagram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ınstagram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2020 Perşembe

İstanbul’un doğal fotoğraf platoları


Son yıllarda sosyal medya ile yatar, sosyal medya ile kalkar olduk. Herkes amatör birer fotoğrafçı haline geldi. 
Mutluluk Destinasyonu
Ama şimdi size vereceğimiz adreslere gittiğinizde amatör bir fotoğrafçı bile olmanıza gerek kalmayacak. Zira sadece deklanşöre basmanız bile, muhteşem fotoğraflar çekmenize yetecek. Mutluluk Destinasyonu bu hafta, tam da Instagramlık fotoğraflar çekebileceğiniz, İstanbul’un doğal fotoğraf platolarına götürüyor sizleri.

BALAT
Mutluluk Destinasyonu
Renkli evleri, evleri kadar renkli insanları, otantik kafeleri ve tabii ki yüzyıllara meydan okuyan Arnavut kaldırımlı sokakları ile Balat, fotoğrafçılar için bulunmaz Hint kumaşı desek yeri.

SALT GALATA
Mutluluk Destinasyonu
Levanten mimar Alexandre Vallauri’nin Bank-ı Osmanî-i için yaptığı bu binada neoklasik ve oryantalist öğeleri bir arada bulmak mümkün. Üstelik giriş ücretsiz. Çekeceğiniz fotoğrafların Instagram’da beğeni rekoru kıracağını garanti edebiliriz.

KARAKÖY SOKAKLARI
Mutluluk Destinasyonu
Işıl ışıl sokakları, birbirinden tarz kafeleri ve dünya mutfakları ile yarışan yemekleri ile Karaköy sokaklarının kendisi kadar, burada bulunan mekanlar da tam fotoğraf çekmelik.

EMİRGAN KORUSU
Mutluluk Destinasyonu
Mis gibi çiçek kokuları arasında dolaşmakla kalmayıp, en az çiçekler kadar renkli fotoğraflar çekmek için doğal ve mükemmel bir plato. Özellikle lale mevsiminde gitmenizi tavsiye ederiz.

YEREBATAN SARNICI
Mutluluk Destinasyonu
İlginç tasarımı ve efsaneleri ile kitaplara, hatta filmlere konu olan Yerebatan Sarnıcı’nda hem tarihin derinliklerine doğru bir yolculuk yapabilir, hem de sadece Türkiye’de değil dünyada da ilgi görecek fotoğraflar çekebilirsiniz.

ARNAVUTKÖY SAHİLİ
Mutluluk Destinasyonu
Boğaz’ın en güzel hattı, İstanbul’un en zarif yalılarının bulunduğu Arnavutköy Sahili, iyi bir mücevher tasarımcısının elinden çıkmış bir gerdanlık gibi sizi deklanşöre basmanızı bekliyor.

KUZGUNCUK
Mutluluk Destinasyonu
Balat’ın Anadolu Yakası şubesi olan ama görece daha lüks sayılan yaşam tarzının benimsendiği Kuzguncuk’un her taşı, her evi, her köşesi Instagram’da yayınlanmak üzere sizi bekliyor. Sevili sokaklarına, göz alıcı evlerine aşık olacağınızı garanti ediyoruz.

ATATÜRK ARBORETUMU
Mutluluk Destinasyonu
Sarıyer’de bulunan Atatürk Arbotertumu, küçük küçük göletleri, tahta köprüleri, çeşit çeşit çiçek ve ağaçları ile fotoğrafçılar için İstanbul’daki en zarif platolardan biri.


27 Ekim 2018 Cumartesi

Geleceğini arayan ülke: Bosna Hersek


Barış içinde kendi halinde huzurla yaşamak isteyen Bosna Hersek’te sizi duygulu bir yolculuğa davet ediyoruz. Yere basarken, vatan toprağının ağırlığını hissedeceğiniz bu diyarda, nice güzelliklerin ardındaki hüzünlere de tanıklık edeceksiniz.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

İçinden 7 devlet çıkaran Yugoslavya’dan büyük acılar, büyük bedeller ödeyerek bağımsızlığını kazanan Bosna Hersek, bu haftaki gezi durağımız...

Boşnakların kalabalık olarak yaşadığı topraklarda Sırplar da azımsanmayacak kadar fazla… Az sayıdaki Hırvatlar ile Yugoslavlar da diğer etkin motifleri oluşturuyor. Yanı sıra ‘Ortodoks, Katolik, Protestan’ mezhebi kökenlerin birleştiği Hristiyanlık, 51 bin kilometrekarelik topraklarda Müslümanlığa ağır geliyor.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Aralık 1995’te Paris’te imzalanan anlaşmayla bin 500 kilometrelik sınır uzunluğunun sadece 23 kilometre kadar bir kısmı, yani koca Adriyatik’te ayağını suya sokabilecek kadar bir alan deniz hududunu oluşturuyor. Balkanlar’ın ortasında sıkışıp kalmış ülke, geçmişte uzun yıllar görkemli ve mağrur şekilde yaşamıştı oysa.

Yemyeşil Bosna Hersek, tertemiz akarsu ve gölleri, bol ağaçlıklı doğasıyla bir parça İsviçre’yi anımsatıyor misafirlerine… Adriyatik Denizi’nden aldığı pay, zenginliği açısından fikir veriyor belki; ama içimizi acıtan asaleti başkaSoykırım unutulmazken, savaşın izleri de hâlâ canlı duruyor. Biraz ‘Türk ve Rum’ diye ayrılan Kıbrıs’a benzeyen Bosna Hersek’te Müslümanların yaşadığı Saraybosna Bölgesi masumiyet yüklenirken; Hristiyanların yaşadığı Banja Luka ise modernite taşıyor. Saraybosna bir Anadolu şehri olarak dikkat çekerken; buna karşılık Banja Luka da Avrupai görünümüyle fark ediliyor.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Kan donduran zulümleriyle soğuk duygular hissettiren Bosna Hersek, beri taraftan tarifsiz vahşet ve gözyaşlarına dayanmış olmasının getirdiği sıcaklık ile de yakıp kavuruyor. Boşnakları, Balkanlar’daki insanları tanımak istiyorsanız eğer, tam tanımı da böyle olabilir belki de; dışarıdan soğuk görünseler bile içleri sıcacıktır, yürekleri yufka gibi…

İçleri, derinliği hüzün; dışı mutluluktur Bosna Hersek. Yaşlıları bile süslenip püslenip sokaklarında gezer, meşhur börekçileri neşeyle dolar taşar. Yaşanmışlık ve acıların getirdiği izler, sıcaklık ile örtülmüş buralarda… Basit düşünen, rahat ve güzel insanları, yaz aylarında yeşiller içinde kış mevsiminde ise beyazlar içinde yaşamayı sürdürmekte, hiçbir çabanın asla boşa gitmeyeceğini, sonunda kazanmanın muhakkak olduğunu bilerek…

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Bosna Hersek’te tuhaf olabilecek bir not ise ikindi namazından sonra dükkanların kepenkleri indirilmesi olarak fark edilebilir. Esnaf, hava kararmadan evinin yolunu tutacaktır ki; cebinde börek alacak kadar parası olması onlar için kafîdir, çünkü Boşnaklar kanaatkârdır, sebatkârdır. Bosna Hersek’te saçları boyasız, bakımsız kadın görmeniz de çok olağan değildir. Zira onlar savaş yıllarındaki yaşadıkları ağır travmaları böyle bastırıyor, yaraları hâlâ açık olsa dahi… Hüzünlü bir ülke Bosna Hersek, makyajından bile acı akıyor.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Mermi izleriyle dolu binaları, park ve bahçelerinde, hatta futbol sahalarında bile ‘şehitlikleri’ ile, caddelerindeki sembolik kan izleriyle Bosna Hersek, direniş ve ülke sevgisi sembolü olarak duruyor Bulgaristan ve Sırbistan’ın ötesinde…

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Butmir Bölgesi’ndeki ‘Umut’ isimli Savaş Tüneli görülmesi gerekir. Sida Kolar adındaki bir kadın evini bağışlar ve aylarca kazılarak açılan tünel insanlar için bir kaçış yolu olur. “Bosna’nın ağzı” da denilen buradan yiyecek, içecek, mühimmat geçirilir ve iletişim için de kullanılır.
Neretva Nehri üzerindeki Mostar Köprüsü de Kanunî Sultan Süleyman Dönemi yadigarı. Albanita, “Mimarı kim?” diye sordu. Bütün bilmişliğim ile “Mimar Sinan” dedim; düzeltti:
Hayır, Mimar Hayrettin. Mimar Sinan’ın talebesi.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

1566’da “Taş Kesilmiş Ay” biçiminde inşa edilen köprü, 1992’de Sırplar tarafından tahrip edilirken; bir yıl sonra Hırvatlar tarafından tamamen yıkılmıştı. 2004’te Türklerin yeniden inşa ettiği Mostar, 2005’te Dünya Mirası Listesi’ne girerek ihya edildi.

Bosna Hersek / Mutluluk Destinasyonu

Bakırcılar Çarşısı, Gazi Hüsrev Bogava Camii, Saat Kulesi, İsa Katedrali de görülmesi gereken adresler olarak sıralanabilir. Buralarda Osmanlılar’ın izleri hissedilirken; Yugoslavya’yı Nazilere karşı ayakta tutan Tito’nun konuşma yaptığı yerdeki ateş hâlâ yanıyor. Partizanlar her gün oraya çiçek bırakmayı bir vefa borcu olarak görüyor.

Buna Nehri ve buradaki Blagay Tekkesi’ni de gezmelisiniz. Ahşap süslemeleri ve hamamıyla tam bir tarih mirası… Begova çorbası, Saraybosna kebabı ve Boşnak kahvesini de tatmadan dönmeyin.

20 Ekim 2018 Cumartesi

Kuzey'in hırçın delikanlısı Ünye

Heyecanlıyız... Hep merak ettiğimiz ama hiç gidemediğimiz yere doğru yoldayız. Yeşil ile mavinin buluştuğu yere, Kuzey'in hırçın delikanlısı, Ordu'nun şirin ilçesi Ünye'ye gidiyoruz.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu

Güneşin denizden doğup, denizden battığı memleketteyiz. Bizi karşılayan mis gibi mısır ekmeğinin kokusu. Kahvaltıyı bir şölene çeviren dağ çileklerinden yapılan reçeller, soba üzerindeki çaydanlıktan gelen fokurdayan su sesine karışan dalgaların sesi... Rüya gibi, hayal gibi... Mutluluk Destinasyonu bu hafta Karadeniz rüyasını gerçek hayata taşıyor.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu


ÜNYE'YE NASIL GİDİLİR?

Karadeniz'in en uzun plaj hattına sahip Ünye'ye gitmek için 2 alternatif var. Sahil şeridini geze geze gidip, bir taşla birkaç kuş vurmak istiyorsanız, İstanbul'dan arabanıza atlayıp, yaklaşık 10 saat sonra Ünye'nin yemyeşil doğasına karışabilirsiniz. Ama 'vaktimi daha çok Ünye'de geçirmek istiyorum' derseniz, Giresun Havalimanı'na yaklaşık 1.5 saatlik bir uçuşla ulaşabilir, yarım saatlik bir karayolu macerasıyla Ünye'ye giriş yapabilirsiniz.
Ünye - Mutluluk Destinasyonu


ÜNYE'DE NERELER GEZİLİR?

İnsan bir yere adım atar atmaz orayı sevebilir mi? Mavinin her tonunun göz aldığı şiir gibi bir yolculuk bu. Zamanın öylece durduğu, sadece doğanın konuştuğu bir yerdeyiz. Sadece etrafınıza bakmak bile size bambaşka dünyaların kapılarını açabilir. En az insanları kadar cömert bir doğa... En az doğası kadar canlı bir tarih... Etkileyici ve kucaklayıcı bir kültürel miras. Artık Ünye sokaklarında kaybolma vakti.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu

1-) PLAJLAR

İlçenin her yanında tertemiz sulara ulaşan, tertemiz plajlar bulunuyor. İnce kumun sıcaklığı anında tüm bedeninizi saracak. Zaten plajlar da isimlerini yapılarından alıyorlar. En meşhur olanları ise; Uzunkum, İncekum ve Çınarsuyu. Plajlar temiz, deniz temiz, yiyecek-içecek fiyatları çok çok uygun. Üstelik biraz erken kalkıp, gün doğarken plaja gitmeyi göze alırsanız büyük bir sürprizle de karşılaşabilirsiniz. Mesela sizi sahilde bir yunus sürüsü karşılayabilir, size unutamayacağınız şovlar yapabilir.
Ünye - Mutluluk Destinasyonu

2-) ÜNYE KALESİ

Yüzyıllar evvel Pontus Krallığı'na da ev sahipliği yapmış olan Ünye'nin meşhur kalesini görmeden ilçeden ayrılmak büyük eksiklik yaratır. Volkanik bir tepe üzerine kurulu bu kaleden tüm ilçeyi hatta Ordu'nun da bir kısmını görmek mümkün.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu

3-) TOZKOPARAN MAĞARASI VE KAYA MEZAR

Ünye merkeze araba ile 3-4 dakika uzaklıktaki Gürpınar köyünde tarihi miras yatıyor. Milattan önceden kalma Tozkoparan Mağarası ve mağaranın duvarlarına işlenmiş figürler tarihe ışık tutuyor adeta. Tabii bu mağara öyle sıradan bir mağara değil. İçinde dönemin önde gelen isimlerinin yattığı kaya mezarlar var. Üstelik kıymetli hazineleri ile gömülenlerin mezarları çok iyi şekilde korunmuş.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu

İlçenin tarihi hamamlarını ve merkezinde bulunan 300 yıllık çınar ağacını da görmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Bir diğer önerimiz ise gezi sıralamasıyla ilgili olabilir. Zira önce plajlara giderseniz, serin ve temiz suların etkisinden kurtulup, kültürel gezilere vakit ayırmanız zor olabilir.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu

ÜNYE'DE NEREDE KALINIR?

Ünye küçük bir ilçe olduğu için çok fazla konaklama seçeneği yok. Ama var olanlar da birbirinden şık ve temiz. Size önerebileceğimiz 2 otel var.
Ünye - Mutluluk Destinasyonu

1-)Sebile Hanım Konağı

Ünye merkezde bulunan Sebile Hanım Konağı, hem fiyat olarak uygun, hem de son derece temiz ve düzenli. Tarihi havayı ciğerlerinize çekebileceğiniz otelin çalışanları da güler yüzlü ve ilgili. 

2-)Kalibya World Resort

Atatürk Mahallesi'ndeki Kalibya World Resort geçirdiği tadilattan sonra A Plus bir otele dönüşmüş. Temiz, düzenli ve hem gözü, hem mideyi doyuran bir kahvaltı menüsü var. Fiyatı ise makul denebilecek bir seviyedeydi.

Ünye - Mutluluk Destinasyonu


SON NOT

Mavi ve yeşile gelmiştik, binbir tonuna şahit olduk. Mavinin ötesindeyse, ruhumuzun özlem duyduğu nice renkler bulduk. Güzel Ünye... Yeninden görüşmek üzere...

13 Ekim 2018 Cumartesi

Pastoral bir yaşam tarzı


Mutluluk Destinasyonu bu hafta, mütevazı bir Avrupa başkentinde... ‘Mutlaka görülmesi gerekir’ diyerek not düştüğümüz Amsterdam; Londra, Paris ve New York gibi büyük bir şehirdir. Ama onu büyük yapan, küçüklüğüdür. 800 bin nüfusuyla Amsterdam, büyükşehirlerin küçüğüdür.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu
Amsterdam, 13. yüzyılda deniz toprakla doldurularak inşa edilmiş bir şehir. Amsterdam, aradan 8 asır geçmiş olsa bile hâlâ 13. yüzyılda bir otantik şehir. Mutluluk Destinasyonu bu hafta, Kuzey Avrupa’daki balıkçı kentine götürüyor sizi. Çok sayıdaki adanın bir araya gelmesinden oluşan Ortaçağ şehri, köprüler ile birbirine bağlanıyor, kanallar ile ayrılıyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu
Hollanda’nın başkenti Amsterdam olsa da ‘hükümet merkezi’ değil. Dolayısıyla dünyadaki başkentlere oranla, “ağır, disiplinli, soğuk” değil. Sıcak, sevecen ve özgürlüğüyle fark ediliyor. Amstel Irmağı’nın ikiye böldüğü Amsterdam’da 165 su kanalı ve 700’e yakın köprü olduğu ifade ediliyor. Amsterdam’ın dokusu, tarihin gölgesinde hayat buluyor. Su kanallarında karaya ayak basmadan bütün bir kenti sandal ile gezinmek romantik bir seyahat sunacağı gibi, bozulmadan asırlardır ayakta duran eğik, sivri, dar veya geniş çatısı olan evleri keşfetmek için de fırsat sağlıyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Her zaman bulutlu ve gri havasıyla Amsterdam’ı yürüyerek de, ama en çok bisiklet üzerinde tanıyabilirsiniz.
1940’ta sadece 4 gün süren Nazi Almanya’sı ile Hollanda Krallığı arasındaki II. Dünya Savaşı’nın ‘Batı cephesi’ muharebesi kaybedildiğinde Felemenkler yıllarca içinde bu acıyı büyüttü. Öyle ki; ‘kupa’ kazandıkları 1988’teki Avrupa Şampiyonası’nın yarı final maçında Almanya’yı yendiklerinde nüfusun yüzde 75’i çılgınca sokağa dökülmüş, “Bisikletlerimizi geri aldık” diye kendinden geçmişti. Bisikletleriyle meşhur Hollanda’nın böyle de bir hatırası da var. Sadece bisikletleriyle değil elbette; laleleri, Yel Değirmenleri, peynirleriyle de şöhret sahibi…

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Belki de tren yolculuğu yaparak, Amsterdam’ın banliyölerini görmek isteyebilirsiniz.
Amsterdam’ın kenarında kalan bölgelerde, Yel Değirmenleri size tuhaf çocukça bir mutluluk yaşatacak, adeta küçüklük masal dünyalarınıza geri döneceksiniz. Banliyöler ayrıca leziz peynirlerin üretildiği bölgeler. Burada pastoral bir yaşam tarzı süregeliyor asırlar boyudur. Amsterdam’da suyla pekişmiş Venedik’i, sanatıyla Paris’i ve akademisiyle de Londra’yı aynı anda yaşayabilirsiniz.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Hareketli ve canlı görüntüsüyle, renkli ve özgür kimliğiyle Amsterdam, ırkçılıktan uzak bir kimliğe sahip.
Ördüğü saçlarıyla bir siyahi genç ile sarışın bir hanım öpüşürken yol ortasında, onlara gülümsüyor işgalin zor günlerinde doğmuş ve imkansızlık içinde yaşamış yaşlı kadın.
Merkez İstasyon ile Dam Meydanı arasındaki bölge, Amsterdam’ın her köşesi gibi görülmeye değer. Günün her saatinde müzik grupları performans sergilerken, pantomim oyuncuları da açık hava sahnesinde yerini alıyor. Ayrıca kukla gösterileri de yapılıyor. Amatör müzisyenlerin canlı performansları ayrı zevk veriyor. Küçük bir bahşiş karşılığında, güler yüzlü ve neşeli sokak sanatçılarıyla hatıra fotoğrafı çektirmeniz de mümkün.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Kırmızı fenerleriyle dünyaca şöhret bulmuş Nieuwmarkt evleri
, Dam Meydanı’na giden yolun sonunda uzanıyor. Bu etkileyici evlerin ardında ise göz kamaştıran, rengarenk saklı ‘lale bahçeleri’ yayılıyor. Eski tereyağı pazarı olan Rembrandtplein Meydanı, barok tarzdaki tabloları ve oto portreleriyle ünlü ressam Rembrant’tan adını alıyor. Kare biçimindeki alanda, neon lambalarıyla kafeler ve barlar oldukça popüler. Öte yandan Amsterdam’da geniş bir mutfak yelpazesi mevcut. Fransız, İtalyan, Türk, Rus, Çin, Japon, Hint, Arap, Endonezya, İran, Lübnan, Yunan ve Latin Amerika lezzetleriyle geniş bir restoran ve kafe portföyü bulunuyor.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Eğer çimlere uzanarak kitap okumak, biraz kafanızı ve doğayı dinlemek istiyorsanız Voldenpark’ı görmeden olmaz elbette.
Millî şair Joost van den Vondel’den adını alan 46 hektarlık park, İngiliz bahçeleri tarzında tasarlanmış. Göller, köprüler arasında, geniş yeşillikler üzerinde Albanita’yla uzanırken; etrafımızda ördekler vıraklıyor, 100’lerce çeşit ağaçların dallarında sincaplar zıplıyor, su kıyısındaki ayaklarımızın ucuna beyaz kuğular misafir oluyordu.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Amsterdam’ın günlük hayatında müziğin çok farklı bir yeri bulunuyor.
Bunu hem Voldenpark’taki orkestra yerlerinden yükselen ahenkli nota sesleriyle ve Nieuwmarkt evlerinin arasında sıkışıp kalmış 13. yüzyıl mirası Eski Kilise’deki org konseriyle tecrübe ettik. Mesela keşke Amsterdam’a gelmişken, Concertgebouw Orkestrası’nı dinleyebilseniz. Ancak dünyanın en iyi ve en büyük gruplarından biri olan bu topluluğu izleyebilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız, bunun için de biraz şanslı ve imtiyazlı olmanız gerekebilir. Bir caz şehir olan Amsterdam, jazz kafeleriyle de biliniyor. Buralarda hiç hesapta yokken şöhretli bir müzisyeni dinlerken kendinizi bulabilirsiniz.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Sanat, tarih, direniş, emek, işkence, çiçek, esrar ve seks müzeleriyle Amsterdam, aynı zamanda sergi köşelerinin de başkenti…

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Albanita’nın daha Schiphol Havalimanı’na inmeden, bulutların arasında sözünü aldığı üzere bizim müze durağımız, “Van Gogh Art” olmuştu. Siz sanat, zanaat ve tarih alanındaki parçaların sergilendiği ulusal Rijksmuseum’u, ressam Pablo Picasso ile Vincent van Gogh’un kalıcı eserlerinin ve 19. yüzyıldan bu yana modern koleksiyonların yer aldığı ‘Fütürist’ tarzdaki küvet biçimli mimarisiyle Stadeliyk’i de görebilirsiniz. Tabii II. Dünya Savaşı günlerinde yazdığı günlükler ile meşhur olmuş Anne Frank’in Evi de ziyaret edilmesi gereken adreslerden. Zira Anne Frank’in birçok belgeseli, filmleri de çekildi. İki ayrı bölümden oluşan binanın arka kısmında Anne Frank, Nazi zulmünden saklanmış.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

Albanita’nın rehberliğinde Bordolu Çocuk, 5 katlı Van Gogh Müzesi’ni gezerken, ünlü ressamın 200 civarındaki eseriyle, kardeşi Theo’ya yazdığı mektupları ve 500 kadar taslak çizimleri arasında adeta kayboldu. Bunların yanında Çağdaş Sanat’ın piri van Gogh’un etkilendiği ve ondan etkilenen sanatçıların da eserleri yer alıyor. Bu devasa sanat merkezini gezebilmek için en az 3 saatinizi ayırmanız gerekebilir, bizden söylemesi...

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

E tabii Amsterdam’da, Van Gogh Müzesi karşılığında Albanita’nın da Bordolu Çocuk’a borcu olacaktı. O da Jodenbree Straat’taki Rembrant Evi Müzesi’ne giderek ödenmiş oldu. 50 yıl burada yaşayan Rembrant van Dijks’in gravürleri, tabloları, öğrencilerinin yaptıkları ve dönemin ünlü ressamlarının çizimleriyle süslü duvarları, atölye katı ve Işığın Ustası’na ait bilgilerin de yer aldığı müze evinde, ayrıcalıklı duygular yaşayacaksınız.

Amsterdam / Mutluluk Destinasyonu

8 asır önce ithal edilen beş milyon kazığın üzerine inşa edilen Amsterdam, bataklığın kurutulması ve Kuzey Denizi’nin doldurulmasıyla ortaya çıkarılmış, alçakgönüllü bir kent. Rembrant’ın veya Van Gogh’un mezarından kalkıp, yarım bıraktığı tablosunu tamamlamak istese yolunu şaşırmayacağı muhafazakâr bir şehir. Siz de bu duygulu şehri görmeyi dilerseniz, Mutluluk Destinasyonu’nun konum iğnelerini takip etmeyi unutmayın.

15 Eylül 2018 Cumartesi

Samatya’nın sesleri


  Şehrin ihtişamlı tarihinden izler taşıyan Samatya’da farklı kültürlerin iklimi yayılıyor. Dinlerin ve milletlerin buluşma yeri olan burası geçmiş kokuyor, deniz mahsülleri kokuyor, hayat kokuyor. Balıkçıların sesine, Müslümanlık ile Hristiyanlık ritüellerinin tınısı karşıyor.
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’un derin tarihi kıyıya vuruyor. Samatya’nın üzerine yığılan zamanı, belediyenin temizlikçisi küçük meydanda, sabahın ilk ışıklarında süpürüyor. Eski insanlar ile bugünküler arasında bir araya getirilemez fark olsa da aynı meydanda hep bir samimiyet yankılanıyor. Bir zamanlar; Ermeniler, Rumlar ve Museviler’in yaşadığı Samatya’nın mozaği çoktandır kırılmış duruyor. Aynı temizlik işçisi, öğlene doğru bu cam kırıklarını da topluyor. 

  Balık pazarında deniz mahsulleri yüksek ses ile satılırken, sokaktaki tabureleri dolaşıyor közdeki kahvelerin kokusu… Bir köşede sohbet derinleşirken, diğer taraftan neşeli kahkahalar yükseliyor, bu yanda el ele tutuşmuş iki aşık gözleriyle anlaşıyor. İç içe geçmiş dükkanlar, sırtlarını tarihi surlara dayamış uzanıyor. Samatya, kapısından denize dökülüyor.
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Mutluluk Destinasyonu’nun pusulası, kiliselerin gölgesindeki beş sokağın birleştiği Samatya’nın küçük meydanını işaret ediyor. Yeni günün habercisi güneş, bulutların arasında kendini gösterirken; sevgiyle yoğrulmuş iki yürek, deniz kıyısındaki kahvaltı sofrasında selamlıyor onu. Muhabbetlerine ‘yeni anılar’ ekleyen çift, takipçilerine de notlar biriktiriyor. 
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Mesela Samatya Sahaf, mahalledeki konuşulan dillerde yazılmış kitaplar satan küçük bir dükkan olarak varlığını koruyor. Mimar Sinan’ın Abdi İbrahim Camii ve Ağa Hamamı tarihin güzelliğini bugüne taşıyor. Ayaküstü birileri sohbet ediyor, hızlı adımlar ile yürüyor bir genç kız… Yanından ağır aksak ilerleyen yaşlı kadın, yılların omuzlarında ve sırtında biriktiği dertleri taşıyamıyor, döke döke ilerliyor, yoruluyor, duruyor; devam ediyor.
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Surlardaki Samatya Kapısı’ndan bulduğu boşluktan güneş denize düşüyor. Tarihî Midyeci, eskiden, çok eskiden; tâ Bizans Dönemi’nde ‘sur karakolu’ olarak konumlanmış. 1796’da yaptırılan tarihî çeşme, arpacılık yapan ‘Mehmed Efendi’ adını taşıyor. 
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Samatya’da ışıklar, sesler ve kalabalıklar çoğalırken; akşam olmak üzere artık… ‘Memur’ olduğu bileklerine taktığı küçük çantasından ve kısa kollu gömleğinin cebindeki kaleminden belli olan adam, Gümüş Yüksük Sokak’ın başındaki merdivenlerden inmiyor, adeta yuvarlanıyor. Yorgunluk saçlarından yüzüne boncuk boncuk akan adam, evinin yolunu arşınlıyor Samatya’da boydan boya… Ona ters istikametten hızlı adımlarla genç, ama bakımsız bir hanım yaklaşıyor. Meyhaneler için hazırladığı mezeler ellerinde, yolunu kesiyor adamın. Küçük meydanda hayat, olağan ritmiyle akıyor. Ahşap konakların güzelliği onların dikkatini çekmiyor. Bir ‘biz ikimiz’ farkındayız sanki, tarihin tanığı bu klasik evlerin... 
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Saygıyla tahtadan yapıları izliyoruz, yaşanmışlıklarını hissederek... Albanita diyor ki; “Ne kadar vefasız davranmışız insanlarına da evlerine de.” Haksız sayılmaz elbette. ‘Fatih’ olarak hatırlanan Sultan Mehmed Dönemi’nden Bursa’dan getirilen Ermeniler’in yaşadığı Samatya’da Surp Kevork Kilisesi’nin çanları çaldığında, karşıdaki Büyükada’dan duyuruldu. Kimsenin aklına ‘din elden gidiyor’ diye ayaklanmak gelmemişti. Episkopos Hovagim’in Ermeniler’in patriği olduğu burada, zaman duygulandıran bir hoşgörüyle dönüyormuş bir zamanlar. 
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  ‘Bordolu Çocuk’ işaret parmağıyla Matya Kafe’yi göstererek, bir başka vefasızlığa dokunuyor. Geçmişte Aya Nikola Kilisesi’ndeki görevlilerin yaşadığı 165 yıllık ahşap konak, bugün de 1970’lerdeki bir ev salonu gibi nostaljik dursa da, içinde misafir ettikleri, nasıl da antika değerine duyarsız görünüyor. Ötedeki Midyeci Arap’ın etrafında halka halka insanlar çoğalıyor bu arada. Yeşilçam’ın efsanevi isimleri Şener Şen ile Türkan Şoray’ın başrollerini paylaştığı İkinci Bahar dizisinin platosu Ali Haydar Ocakbaşı ile Develi Restoran arasındaki çekişme; masumiyet, samimiyet ile kurumsal soğukluğun numunesi gibi çarpışıyor geride.  
İkinci Bahar
  Samatya, “İkinci Bahar” dizisi dışında; görkemli yönetmen Yavuz Turgul’un Gönül Yarası, Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun, kendisi de Samatya doğumlu olan Cem Yılmaz’ın Av Mevsimi filmlerine de doğal plato olmuştu. Gezerken; The Beatles, Pink Floyd, Deep Purple, Rolling Stones’ın zillerini tedarik eden Ermeni Zilciyan Ailesi’ne de bir “merhaba” deyin mutlaka; hâl, hatırlarını sorun, gönüllerini kazanın. 
Zilciyan Ailesi
  Tren yoluna paralel uzanan İçkalpakçı Yolu, herhangi bir yere çıkmasa da, iki yanında pembe, mavi ve rengarenk cumbalı evler dizilmiş sıralanıyor. Narlıkapı Çıkmazı’na doğru ilerleyince; başka güzellikler, ahşap sürprizler keşfediliyor. Meryem Ana Kilisesi’nin çan kulesi, adeta şamandıra gibi yükseliyor, rayların yanından… Aya İoannes Kilisesi, Studio Manastırı’ndan bozma İmrahor Camii de tarih boyu dinler arası çekişmenin Samatya’daki merkezi konumda bulunuyor. Bu arada Aya Mina Kilisesi’nin duvarlarına çarpan gürültü, kulaklarımıza kadar ulaşıyor. Oraya yönelince anlıyoruz ki; semt pazarı kurulmuş, kalabalığın içine doğru karışıyor ve yok oluyoruz.
Samatya / Mutluluk Destinasyonu
  Asırlar önce Marmara’nın kıyısındaki bir balıkçı köyü olan Samatya, yine deniz ürünleri kokuyor. 1990’larda Samatya’nın kıyılarında kayıkçı barınakları varken; kim ne tuttuysa onu satardı, kalanları da kendileri oturur etrafındakiler ile beraber yerdi. Belki de İstanbul’un en azman kedileri burada bulunuyor. Kedilerin toplanma yeri Samatya’nın adı, Rumca ‘kumluk’ anlamındaki Psamathion’dan geliyor. Tarihlerin birinde, sahil boyu kumlarla kaplı bu yerde artık kilometre göstergeleri şaşmış otomobiller ‘sürat’ denemesi yapıyor adeta. Ancak Samatya her şeye rağmen yıllanmış güzelliğinden bir şey kaybetmemiş arz-ı endam ediyor.

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...