Korona salgını sonrası normalleşme ile birçok yasak 1 Haziran’da kalktı. Bunlardan biri de şehirlerarası seyahat kısıtlaması… Tatil planları da böylece yavaş yavaş gözden geçiriliyor. Mutluluk Destinasyonu olarak size güzel bir teklifimiz var. Uzun bir süre evlerde kalarak bunaldık ve artık nefes almak istiyorsanız, sizleri Muğla’nın Marmaris semtindeki Bördübet Köyü’ne götürüyoruz. Tabii; yine de kurallara uymamız gerekiyor. ‘Sosyal mesafe’ uzaklığında, maske takarak en iyi izole olmuş yer olan Bördübet’in içlerine sokuluyoruz. Biraz enerji toplamak ve korona endişesini unutmak istiyoruz.
Marmaris’ten Datça’ya doğru giderken; Bördübet tabelası sağınızda kalacak. O yol sizi, ‘saklı cennet’ ile tanıştıracak. 20 dakika “çam ağaçları” arasından, köy yollarından geçeceksiniz. Sonunda sessizliğin ardında saklanmış turkuaz bir koy sizi karşılayacak. Kısa süre içinde huzur hücrelerinize dolacak.
Uçsuz bucaksız çam ormanları, deniz seviyesine gelmeden tertemiz kokusuyla sizi yenileyecek. Yeşil ve mavi tonları burada birbirine karışırken; Bördübet’i en iyi anlatan kelime “şirinlik” olacak. Trafik, karmaşa, egzoz dumanı ve yüksek binaların olmadığı Bördübet, bitki, kuş ve hayvan çeşitliliğiyle sakin bir hayatın, yavaş temponun “iyileştirici” yanını yaşayacaksınız.
Hisarönü’ne bağlı olan Bördübet’te orman ve deniz birbirine karışmış olarak yaşanıyor. Kalabalıktan ve gürültüden arınmış Bördübet’te Gökova Körfezi’ne bakan manzara ile günler uzayacak, geceler kısalacak. Başka türlüsü olmadığı için sabah saat 7’de uyanacaksınız. Çünkü tabiat uyumanıza izin vermeyecek. Kuş, horoz ve diğer hayvanların sesleri, gün ışığı sizi uyanmaya hazırlayacak. Altında su akan balkonlarınızdan balıkçıların her sabah mekânlara taze lâğos, çipura, ve ahtapot bıraktıklarını görerek, yeni günü karşılayacaksınız.
Buraya adım attığınızda metropol telaşı, karmaşa, stresten uzaklaşacaksınız. Rüyanızda kimseyi kovalamayacak, hiçbir şeyden kaçmayacaksınız, deliksiz uykular çekeceksiniz. Kahvaltı yapmadan önce kolunuza taktığınız sepetle, meyve ve sebze bahçelerinde kendinizi bulacaksınız. Bördübet’in kazları, ördekleri, kuğuları keşfe çıktığınız yolculuğunuza eşlik edecek. Albanita ve Bordolu Çocuk gibi siz de domates, biber, salatalık, roka, maydanoz, fesleğen, nane ve envai çeşit meyveleri dalından toplayacak, temiz havayı içinize çekip doğanın tadını çıkarabileceksiniz. Sularda cıvıl cıvıl koşuşturan yavrular, onları toparlamaya çalışan anneleri göreceksiniz. Sizi fark edince su yüzeyine başını uzatan bir kaplumbağa görürseniz, merak etmeyin ‘ekmek’ istiyordur.
Biz metropol sakinleri, hayatı Bördübet’teki gibi sakin ve telaşsız yaşamayı beceremiyoruz; hiç değilse burada şehirdeymiş gibi yaşamamaya çalışıyoruz. Bu yüzden kahvaltı keyfini olabildiğince uzatmaya karar veriyoruz. Organik sebzeler, enfes tatlar ile bir lezzet şölenine dönüşüyor kahvaltı… Kümesten aldığımız yumurtaları, aşçıya verip omlet yapmasını rica ediyoruz. Albanita ve Bordolu Çocuk’tan başka böyle yapan var mı bilmiyorum; ama az evvel gezdiğimiz bahçedeki bergamut, portakal, yaban mersini ile yapılan reçeller, ‘arıcılık’ ile sağlanan geçim sebebiyle en kaliteli ballar, taze peynirler ile buluşup damağımıza ve ruhumuzu hitap ediyor. Burada ekmekler, anında pişirilip servis ediliyor. Bördübet’teyseniz, ‘Rodos inciri’ yemeden dönmeyin.
Bördübet ve Hisarönü Koyu’nda yüzebilir, at binebilir, Marmaris’i keşfedebilir, Reşadiye Yarımadası’nda trekking yapabilir, sörf ve yelken gibi su sporları ile adrenalin yükseltebilirsiniz. Çarşı ve pazarlarda yerel halkın tezgâh açtığı doğal ürünleri, yöresel tatları alabilir, hediyelik eşya, kıyafet ve takı vb. alışverişi yapabilirsiniz. Konakladığınız otelden temin edebileceğini oltalarla balık tutma deneyimi yaşayıp Snack Bar’da “mangal keyfi” yapabilirsiniz. Bizim gibi otomobiliniz ile geldiyseniz, ‘Mavi Yolculuğun’ karadan yapılanı Mavi Safari’ye çıkabilir, arabayla küçük koyları dolaşabilir, yüzebilir, istediğiniz kadar kalabilirsiniz.
Hiçbir şey yapmasanız bile yöre halkı ile sohbet etme, Bördübet’i bir de sıcak, sempatik insanlardan dinlemenin keyfini çıkarabilirsiniz. Onlara sorarsanız; bölge ismi, İngiliz askerlerinden geliyor. Öyle ki; buraya saklanan İngilizler, kuş çeşitliliği ve seslerin güzelliği karşısında Bördübet için “bird the bed” demişler ve ismi de oradan kalmış.
Bördübet’te kendinizi bir masaldan daha güzel bir yerde hissedeceksiniz. Sessizliğin anavatanı, bakir kalabilmeyi başarmış bir yer; nefes alacaksınız. Endişe, kaygı, sıkıntı, korku, öfke, hayal kırıklığı; her türlü olumsuz duygu unutulacak. Burada birkaç gün geçirmek, birkaç ay ile eşitlenecek.
Begonvillerin süslediği, Japon güllerinin güzelliğine güzellik kattığı Bördübet’te arkanızı çam ormanlarına dayayacak, yüzünüzü önünüzde alabildiğine uzanan kumsal ve masmavi Gökova Körfezi’ne dönecek, sizden mutlusu olmayacak. Temiz ve nemsiz havasıyla Bördübet, Bordolu Çocuk gibi astım rahatsızlığı olanlara da ‘iyi’ geliyor.
Geyikli’deki gibi sürekli bir esinti olduğu için yaz günlerinde bile bunaltan sıcakların hissedilmediği Bördübet’te Albanita parmak uçlarını yüzdürüyor sadece. Neyse ki; Marmaris’te ‘mavi bayraklı’ ve güvenliği teyit edilmiş ‘korona sertifikasyonu’ bulunan plajlar, imdada yetişiyor. Yorgunluğu; “patlıcan ezmeli pizza” ve “cevizli, mantarla salata” alıyor.
Uzun sahil şeridi boyunca bir sürü bakir koy, antik kent, aktivite seçenekleri sizleri bekliyor. Bördübet’te deniz, güneş ve çam ormanları adeta birbiriyle tutku içinde, aşkla dans ediyor gibi… Tabiat güzellikleri arasında kayboluyor, huzurlu zamanlar yaşıyorsunuz. Bördübet, modern köy hayatı vaat ediyor. Şehre dönmeyi unutmuşken; damaklarda ise ay ışığındaki piknikte tüketilen, organik üzümlerden yapılmış ev şaraplarının tadı kalıyor.
datça etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
datça etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Haziran 2020 Perşembe
2 Şubat 2020 Pazar
Metropol kıyısında
İstanbul’un diğer bütün semtleri ölümdür; ama ‘Arnavutköy’ insan var oldukça yaşayacaktır sanıyorum. Kokteyllerin, brunch’ların, tatil gecelerinin mekânı Arnavutköy’ün eteklerinde herkese yer var. Tarihi köşkleri, alımlı bir kadının ayağını suya sokması gibi; Arnavutköy’de zarafet içinde kayıkhaneleri Boğaziçi’nin akıntısında gezdiriyor. Kazıklı yol boyunca adeta bir dantelmişçesine işlenmiş ‘Art Nouveau’ desenleriyle rengârenk yalılar, “mimari festival” gibi uzanıyor.
Mutluluk Destinasyonu bu hafta, İstanbul’un havalı semti, sahil güzeli Arnavutköy’de…
Eski bir balıkçı köyü olan Arnavutköy, bin 500 yıllık yerleşim yeri… Rumlar ve Museviler, semtin kimlik kartını ellerinde bulunduruyorlar. Öyle ki çeşitli sebeplerle göç ederlerken; arkalarında göz kamaştıran ahşap konaklar, dikkat çeken kiliseler ve fark edilen sinagoglar bırakarak, “Arnavutköy’ün sahibi” olarak çekilmişler. ‘Arnavutköy Rum İlkokulu’ ise kalan birkaç öğrencisi ile hüzünlü fotoğraf sunuyor.
Boğaziçi’nin eski balıkçı köylerinden biri olan Arnavutköy’de, yine balıkçılar olta atıyor. Sahil boyunca arabaların kornaları, bölgedeki soylu görüntüden tezat bir gürültü yayıyor. Misina ucuna bağladıkları kurşunları avare avare sallayan balıkçılar, yürüyüş yapanları da avlayacak gibi kendilerini kaybediyor.
Köşklerin, konakların, yalıların Marmara Denizi ile kaynaştığı “Arnavutköy’ün ‘Arnavutlar’ ile pek bir ilgisi yok” diyenler yanılıyor. Semt ismini 16. Yüzyıl’da Arnavutlar’ın buraya yerleştirilmesinden alıyor. Daha evvel Rum ve Museviler’in yaşadığı buralara, “Arnavutlar’ın köyü” anlamında ‘Arnavutköy’ denmesiyle ilgili olarak bir başka rivayet ise Sultan Abdülmecid Han Dönemi’ne dayanıyor. Padişah, semtteki Arnavut taş ustalarını İstanbul’un kaldırımlarını restore etmekle görevlendirince hem semt ismi hem de kaldırımları yenileniyor. O güne dek ‘Horasmoto’ yani “melekler şehri” olarak anılan bölge, ‘Akıntı Burnu’ anlamıyla Megalou Reumatos ve ‘Büyük Akıntı’ anlamıyla Mega Revma diye de biliniyor.
Bir kahvaltı, bir akşam yemeği, bir kahve molası, bir gün gecelik konaklama için tercih edilen Arnavutköy’de uzun uzadıya gezilecek bir rota çıkarılamaz belki… İstanbul sermayesinin yaşadığı semt, misafirlerine de mekânsal olarak hoş vakitler vaat ediyor. Bunlardan biri olan Alexandra’da şehri ve kendinizi dinlerken; huzur buluyor, yenileniyorsunuz mesela.
Bebek-Ortaköy arasındaki sabah yürüyüşü sonrası ahşap ağırlıklı konseptiyle Any Kafe’de bir kahvaltı yapmak veya kahve içmek pırıl pırıl başlangıç için bulunmaz imkânlar sunuyor. Ancak burayı aslında öne çıkaran, ‘a la carte’ sunumuyla Pazar brunch’ları kuşku yok ki… Albanita’yla geciktirilmiş bir hafta sonu kahvaltısı için tercih ettiği Any’de Bordolu Çocuk, deniz kokusu eşliğinde şölen tadında dakikalar geçirmişti.
Mahalle barı Kavanoz, saklı bir bahçe gibi “çevre dostu” şeklinde dizayn edilmiş. Sokak köpeklerine bile kapısı açık olan Kavanoz’un ismi girişinde satılan mumlar ve oda kokularından geliyor. Kuruçeşme’ye doğru Gabfoods’ta sağlıklı tercihlerde bulunabilirsiniz.
Gayrimüslimlerin ağırlıklı yaşadığı Arnavutköy’ün sahil yolunun hemen arkasında yer alan ana caddesinde ve yüksekten alçağa doğru her noktasında irili ufaklı pek çok ayazma, kilise bulunuyor. İyileştirici gücüne inanılan başmelek Mikail’e atfedilen 1899 tarihli Taksiarhis bunlardan birisi… Çan kulesi suskunluğa gömülse de II. Mahmud Han tarafından yaptırılan 1838 tarihli Tevfikiye Camii, hâkim dini egemenliği işaret ediyor.
Şehzade Tevfik’ten ad alan Osmanlı mimarisi caminin yanında ise Süslü Arnavutköy Karakolu konumlanıyor.
Körkadı Sokak’ta 19. Yüzyıl yapısı Profitis İlias Kilisesi ve ayazması var. Şapel, Hz. İlyas’a adanmış; ziyaret için özel izin gerekiyor. Dar sokaklarından yukarı doğru çıkarken; semtin hatıraları da sizinle birlikte gelir. Arnavutköy’ün tepe yerinde, Sadrazam İzzet Mehmed Paşa tarafından III. Selim Han için yaptırılmış İzzetabad Kasrı yer alıyor. Boğaz manzarası gözlerin önüne seriliyor. Yine Arnavutköy’ün tepelerinde ‘Amerikan usulü’ eğitim için 1863’te açılan Robert Kolej bulunuyor.
‘Kazıklı yol’ geçilince gelen kıvrım, burun gibi çıkıntılı olduğu için buraya “Akıntı Burnu” deniyor. Boğaz’ın en kuvvetli akıntılarından biri, karşı kıyıdaki Kandilli ile Akıntı Burnu arasından geçerken; Marmara’nın en derin yeri olan burada, tarihin çeşitli zamanlarında ‘deniz kazaları’ yaşanmıştı.
Boğaz’ın sularının en hızlı aktığı Akıntı Burnu’nda, eski adıyla Mega Revma’da yengeçler bir zamanlar karadaki taşlar üzerine çıkıp yollarında ilerliyormuş.
‘Mega Revma’ diye bilindiği günlerde Arnavutköy’deki Rumlar geçimlerini balıkçılık ile kazanırmış. Gündüz tutulan taze balıklar, akşam olunca Rumlar’ın işlettiği meyhanelerde servis edilirmiş. Akıntı Burnu’ndan başlayarak Ortaköy’e doğru sıra sıra balıkçılar dizilirken; “Rumlar’ın meyhane kültüründen kesinlikle anladıkları” hakkını teslim ediyor Albanita. Arnavutköy’ün meşhur balık lokantalarından çıkan kokular sizi kendisine çekiyor. Bunlardan birinde, duvarında “Balık oltayla, insan tatlı dille avlanır” yazılı Adem Baba’da yer bulmanız şanstır.
Öte yandan bir zamanların Rum köyü olan Arnavutköy’deki Rum meyhanesi Maestros’ta tarih kokusu deniz kokusuna karışıyor. Hudson ve Halet-i Ruhiye de ‘kokteyl bar’ kültürünü yansıtıyor. Bodrum Mantı ise Arnavutköy’ün klasiği olarak biliniyor. Butik adres Girandola’ya uğrayıp Albanita’nın tavsiyesi ‘narlı’ dondurmanın da tadına bakmalısınız.
Arnavutköy’ün sokakları yürümekle bitmiyor. Francalacı Caddesi boyunca gördüğünüz evleri ayrı ayrı izlemeye kalkasınız, gün biter, yeniden güneş doğar. Caddenin bitiminde birbirine paralel uzanan Bakkal ve Mumhane sokaklarını da görmeden buradan ayrılmayın.
Boğaz’ı kucaklayan yalıları, dar sokaklarına sırt vermiş ahşap evleri ve her bir noktasından farklı güzellik çıkan manzarasıyla Arnavutköy, sizleri de bekliyor.
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
Arnavutköy - Mutluluk Destinasyonu |
7 Eylül 2019 Cumartesi
Düşük fiyatlı tatil köşeleri
Ekonomik krizin baş göstermesi ve dövizin artmasıyla birlikte, tatil ihtiyaçtan çıkıp lüks haline geldi. Ancak Türkiye'nin cennet köşelerinde bütçeyi aşmadan ekonomik ve keyifli bir tatil yapmak da mümkün. Mutluluk Destinasyonu olarak, sizler için en ucuz, en ekonomik tatil rotalarını derledik.
1-) DİDİM
Ege kıyılarında, berrak suların kıyıya vurduğu Aydın'ın Didim beldesi, ekonomik tatil için en uygun adreslerden biri. 24 saat hareketin olduğu, otellerin diğer tatil beldelerine göre çok daha uygun fiyatlar sunduğu Didim'de sadece mavi suların değil, gece hayatının da tadını çıkarabilir; Altınkum'da yapacağınız deniz sefasının ardından Apollon Tapınağı'nın kalıntılarını ziyaret ederek, tarihe bir yolculuk da düzenleyebilirsiniz.
2-) ESKİŞEHİR
Gösterişli kafeleri, yemyeşil piknik alanları, masal şatoları ve tertemiz akarsularda düzenlenen gondol turları ile bozkırın ortasındaki cazibe haline gelen Eskişehir'de hayalini kurduğunuz tatili yaşayabilirsiniz. İstanbul'dan hızlı tren ile 4 saatte ulaşılan Eskişehir, tatile dair hayalini kurduğunuz her şeyi vaat ediyor. Üstelik otel fiyatları o kadar uygun ki, Bodrum'da bir otele bir gece için vereceğiniz ücret ile, Eskişehir'de 5 gün kalabilirsiniz.
3-) AMASRA
Bartın'a bağlı Amasra, usta bir ressamın elinden çıkmış kusursuz bir tabloya benziyor. 'Deniz, kum ve güneş' denilince akla ilk olarak; Bodrum, Çeşme ve Antalya geliyor biliyoruz ama Bartın'ın plajları da bir hayli iddialı. Osmanlı'dan kalan tarihi evler, taş döşeli yolları ve zamanda bir yolculuğa çıkmanıza neden olacak tarih kokan sokakları ile Amasra, unutulmaz bir deneyim olabilir sizle için.
4-) GÖKÇEADA
Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık nüfuslu adası olan Gökçeada, tatilin yanında, huzuru ve sakinliği bulmanıza da yardımcı olacaktır. Adayı çevreleyen tertemiz plajları, enfes deniz ürünleri ve Rum mimarisinin kusursuz örnekleri ile Gökçeada ekonomik bir tatil adresi. Pansiyonlar kişi başı 50 / 60 lira gibi fiyatlardan başlıyor. Çanakkale'den feribot ile geçebileceğiniz adada, Bozcaada'nın aksine yemek fiyatları da el yakmıyor.
5-) AVŞA
Marmara Denizi'nin şirin, turistik adası Avşa, hem vakti hem de nakti olmayanlar için bulunmaz bir yer... Bir hafta sonu kaçamağı için bile en güzel kum, deniz, güneş lokasyonu olarak gösterilebilir. Elbette ekonomik olması daha da cazip... İstanbul'dan deniz yolu ile ulaşabileceğiniz Avşa, bakir koyları, eşsiz manzaralar vaat eden tepeleri ile aklınızın bir köşesinde her zaman kaçış rotası olarak dursun. Renkli gece hayatı ve her bütçeye uygun konaklama alternatifleri ile Avşa, aradığınız tatil fırsatlarını sunuyor.
1-) DİDİM
Didim - Mutluluk Destinasyonu |
2-) ESKİŞEHİR
Eskişehir - Mutluluk Destinasyonu |
3-) AMASRA
Amasra - Mutluluk Destinasyonu |
4-) GÖKÇEADA
Gökçeada - Mutluluk Destinasyonu |
5-) AVŞA
Avşa Adası - Mutluluk Destinasyonu |
Marmara Denizi'nin şirin, turistik adası Avşa, hem vakti hem de nakti olmayanlar için bulunmaz bir yer... Bir hafta sonu kaçamağı için bile en güzel kum, deniz, güneş lokasyonu olarak gösterilebilir. Elbette ekonomik olması daha da cazip... İstanbul'dan deniz yolu ile ulaşabileceğiniz Avşa, bakir koyları, eşsiz manzaralar vaat eden tepeleri ile aklınızın bir köşesinde her zaman kaçış rotası olarak dursun. Renkli gece hayatı ve her bütçeye uygun konaklama alternatifleri ile Avşa, aradığınız tatil fırsatlarını sunuyor.
31 Ağustos 2019 Cumartesi
Eylül ayında denize girilebilecek yerler
Yaz bitti, güz yüzünü gösterdi. Ama siz de bizim gibi yazın bitmesini kabullenemeyenlerdenseniz, güneşe doğru keyifli bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Yaprakların yavaş yavaş sararmaya başladığı Eylül ayında, hâlâ yazın etkilerini sürdürdüğü ve denize girilebilecek en iyi destinasyonları, Mutluluk Destinasyonu olarak sizler için derledik.
1-) GİRNE
Kıbrıs için bir seyahat planınız varsa, Eylül ayı "en iyi" tercih olacaktır. Kavurucu sıcaklar etkisini yitirdiği gibi, 30 derecelik güneşli havanın hâlâ yaz esintilerini hissettirdiği Girne kıyılarında hem denize girebilir hem tarihe tanıklık edebileceğiniz kısa turlar düzenleyebilir hem de leziz deniz ürünleri ile kendinize ziyafet çekebilirsiniz. Ada'nın en ince ucu olan Karpaz Bölgesi'nde denize girerseniz, buranın sunduğu güzelliklere aşık olacağınız garanti ediyoruz. Kıbrıs'ta tatil yapmanın püf noktalarını öğrenmek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
2-) SİDE
Antalya'nın en doğu ucundaki Side'de Eylül ayı bir başka geçiyor. Kalabalıkların çekildiği, masmavi suların tenhalaştığı ve fiyatların da epeyce düştüğü bu dönem, sonbahar tatili yapmak isteyenler için çok uygun. Deniz suyunun yaz boyunca 'banyo suyu' kıvamında olduğu Side'de sonbaharın ılıklığı ile huzurlu bir tatil geçirebilirsiniz. Hazır Side'ye kadar gitmişken, Aspendos'u da ziyaret etmeyi unutmayın.
3-) DATÇA
Her bir sokağı Can Yücel'in bir şiirinden fırlamış gibi duran Datça'da, Ekim ayının son günlerine kadar denize girmek mümkün. Ama bu eşsiz belde sadece deniz değil; sakinlik, huzur, enfes yemekler ve el değmemiş bir doğa vaadinde bulunuyor misafirlerine. Her giden aşık oluyor, herkes Palamutbükü, Hayıtbükü ya da Bozburun'da bir hayat kurmanın hayali ile dönüyor.
4-) SEFERİHİSAR
Şehrin gürültüsünden kaçan emekliler kadar, son yıllarda sanatçıların da sığınağı olan Seferihisar; sonbaharı denizde geçirmek isteyenler için en iyi adreslerden biri. Tertemiz denizinin yanında, Sığacık gibi turistik merkezleri ile de dikkat çeken, İzmir'in bu şirin beldesini mutlaka güz rotanıza ekleyin.
5-) AKYAKA
Akdeniz'in gizli kalmış güzelliklerinden olsa da, son yıllarda giderek popülerleşen Akyaka, bir tatilden aradığınız her şeyi sunuyor. Denizi tertemiz, sokakları renk renk çiçeklerle kaplı, yemekleri leziz ve fiyatları uygun. Özellikle Eylül ve Ekim aylarında burada denize girmek yazı uzattığı gibi, sakinliği ile de huzur veriyor. Muğla denilince akla ilk Bodrum gelse de, Akyaka kısa bir zaman sonra Bodrum'un tahtını sallayacak gibi duruyor.
1-) GİRNE
Girne / Mutluluk Destinasyonu |
2-) SİDE
Side / Mutluluk Destinasyonu |
3-) DATÇA
Datça / Mutluluk Destinasyonu |
4-) SEFERİHİSAR
Seferihisar / Mutluluk Destinasyonu |
5-) AKYAKA
Akyaka / Mutluluk Destinasyonu |
Etiketler:
akyaka,
antalya,
bodrum,
datça,
eski datça,
girne,
izmir,
marmaris,
muğla tatil beldeleri,
nasıl gidilir,
nerede kalınır,
otel,
palamutbükü,
seferihisar,
seyahat,
side,
tatil,
ucuz bilet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar
Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...
-
İstanbul'un stresi, kalabalığı ve mesleki yorgunluk, insanların üzerine bir 'karabasan' gibi çöküyor. Hepimiz, başımızın üzerind...
-
Mutluluk Destinasyonu olarak Akdeniz’in en güzel ada ülkesindeyiz. Akdeniz’in kalbinde bulunan Malta ’da senenin her dönemi, “kum, deniz...
-
Mutluluk Destinasyonu sizi bu hafta, sakin ve süslü bir adrese, Heybeliada ’ya götürüyor. Yanınıza sadece fotoğraf makinenizi alın, di...