Büyük şehirlerde yaşayanların ortak kâbusudur
‘kalabalık.’ Yoğun trafik ve insan seli, mesleki tempo ve hızlı akan hayatın telaşı, gün gün hepimizi tüketiyor. Bu yüzden büyük şehirlerde yaşayan hemen
hepimizin de ortak hayalidir; sessizlik arayışı ile hafta sonu kaçamakları… Sabah sekiz, akşam altı arasında mesai düzeni olan herkes için aynı beklentidir,
‘sakinlik’ özlemi…
Mutluluk Destinasyonu olarak sizi yine yola düşürecek bir önerimiz var.
Pek bilinmeyen gölleri, doğası, keşfedilecek güzellikleri ile buyurun Sakarya’ya…
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
S
apanca Gölü’nün kenarında iki sevgili göz göze bakışırken; balık yiyor. Bu arada güneş de ikindi vakti artık iyice zayıflamış ışınlarını su yüzeyine bırakıyor.
Etraftaki çiftliklerden atların nal sesleri duyuluyor. Doğayı ve sessizliği dinlemek isteyen birileri ise göl kenarında trekking yaparken; görülüyor.
Sapanca’nın sırtlarındaki Maşukiye’deki “butik oteller” ve kahvaltı mekânları da ‘konaklamak’ için tercih edilecek ilk yerlerden…
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Bozulmamış bakir doğasıyla insana sükûnet veren Maşukiye’de zamanın ağırlaştığı hissedilirken, aynı anda nasıl geçtiği de anlaşılamıyor.
Sakarya’nın batısındaki sakinlikten, yani
Sapanca Gölü’nden mesela kuzeyindeki Karasu’ya varılınca, Karadeniz’in hırçın dalgaları ile boğuşan başkaları fark ediliyor. 73 kilometre ötede, sadece 1 saatlik mesafede; hayatın iki farklı akışı kendisini gösteriyor.
Uzun sahiller ve yazlıkların sıralandığı Karasu da kalabalık sevenleri ağırlıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Sakarya'nın tatil yerlerini tek tek gezeceğiz birlikte.
Karasu yatağından kalkarak Kocaali’de devam eden Maden Deresi ise huzur taşıyor. Çevresi yine doğa yürüyüşleri ve piknik yapmak için müsait şekilde konumlanıyor.
Karasu’ya kadar geldik madem, Pandovicca Mağarası’na da aklımız kayıyor. Karasu’nun
Yassıgeçit Köyü’nde yer alan sarkıt ve dikitler ile oluşmuş mağara, adeta bir korku filmi platosunu andırıyor. Albanita’nın kalp atışlarının dahi yankılandığı, nefes alıp verişlerinin duyulduğu karanlık dehlizlerde
Bordolu Çocuk’un elini daha bir sıkı tuttuğu düşünülürse;
seven her erkeğin sevdiğini alıp Pandovicca Mağarası’na koşması gerekiyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Sakarya’daki bir başka sağlık kompleksi de Kuzuluk Kaplıcaları. Alkali yaşayanların, vücuduna önem verenlerin,
termal turizm arayanların tercih ettiği ilk yer Akyazı’daki Kuzuluk Evleri, zengin mineralli 'yeraltı suları' ile rahatlamak için ‘doğru seçim’ olarak ayrışıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Hazır Akyazı’dayken; Acelle Yaylası’na çıkmamak olmaz.
‘Hepiniz bir gün modernlik zannettiğiniz betonlarınızdan sıkılacak ve doğaya döneceksiniz’ diye bir motto ortaya bırakarak kampetlerini açan
Albanita ve Bordolu Çocuk,
Acelle’nin büyüleyici havasında ruhunu dinliyor. Sakarya’da 10’dan fazla yayla var belki; ama Acelle, güneşin battığı dakikalardaki manzarası, içindeki göletleri, deresi, florası ve kokusu ile
“özel hisler” uyandırıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Sakarya Haritası’nı önünüze koyduğunuzda Sapanca’dan Karasu’ya, oradan Kuzuluk’a bir zikzak çizerek, üç ilçe arasında tam 154 kilometre yol kat ettikse de
‘yazmak ile yaşamak’ aynı değil;
“Sapanca, Kuzuluk, Karasu” sıralaması ile daha mantıklı planlama yapılabiliyor elbette. Şimdi Akyazı’da olduğumuzu göre; buradan Sapanca’ya geçmek, rüzgâra kendinizi bırakıp bir yaprağın savrulması gibi kolay oluyor.
Sapanca’nın karşı kıyısında, adrenalin arayanlar, heyecan peşindekiler; ‘rüzgâr sörfü, su kayağı, kano ve kneeboard’ yapıyor. Ayrıca
Sakarya’da doğup Düzce’ye geçen Melen Çayı’nda da “rafting” yapılabiliyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Öte yandan Sapanca’da alternatifleri çoğalan çekim merkezleri ile artık tenhalaşan
Vecihi Kapısı da buruk hisler yaşatıyor. Zira,
Mimar Sinan’ın eseri bu kapı, Osmanlı Dönemi’nin işlek bir ticaret merkezi olarak biliniyor. İpek Yolu’nun geçtiği rivayet edilen V
ecihi Kapısı, yalnızlığa terk edilmişcesine kendi içine dönüyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Sakarya’nın merkez ilçesi Adapazarı’na komşu olan
Serdivan’da
‘yamaç paraşütü’ yapıyor daha deli dolu olanlar… Kilometrelerce uzaktaki yerleri en tepeden görmek için,
yemyeşil dağların arasından, masmavi bulutların yakınından bir kuş gibi süzülerek, ‘özgürlük’ duygusunun tadını çıkarıyor, yaşı genç olanlar.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
17 Ağustos 1999’daki büyük felakette, Sakarya’da 3 bin 981 kişi hayatını kaybetmişti. Deprem yüzünden
7 bin 284 insan da yaralanmıştı. Merkez üssü Gölcük olan 7,4’lük sarsıntı, 23 bin 111 ev ve iş yerini bir daha kullanılamaz duruma getirmişti. İnsanları uykularında yakalayan, sadece
“45 saniye” süren; ama
‘ağır bilanço’ çıkaran doğal afet,
‘nasıl yaşanmıştır, ne yaşanmıştır, sonrasında neler olmuştur’ diye merak ederseniz eğer,
Adapazarı’ndaki deprem müzesi, şehitlerin isimleri, acıklı fotoğrafları, konuşulmamış detayları ve bilgileri ile sizi bekliyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Deprem müzesindeki hüzünlü dakikaların ardından, yine ters bir istikamete dönüyor pusula… Bu defa
Sakarya’nın güneydoğusundaki Taraklı’yı gösteriyor. Burada da bir başka duygusallık
Albanita ile Bordolu Çocuk’u bekliyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Asırlardır bozulmamış yapısı ile Taraklı, sadece
Albanita ve Bordolu Çocuk’u değil;
geçmişe özlem duyan herkesi görkemli yapılarının dizinde saçlarını okşamaya davet ediyor. Zaten
koruma altında olan koca bir ilçeyi adımlarken; masalsı duygular yaşıyor, parke taşları adeta incinecekmiş gibi ilerleniyor. Osmanlıların zarafetinin yansıması olan
Taraklı, gürültü kirliliğinden uzak yerel bir estetik taşıyor. Cumbalı konakları, kafesli pencereleri, tarihi alınlıkları, benzersiz kapı tokmakları ile geleneksel mimarinin yaşatıldığı yöre,
hâlâ tahta kaşıklar, tarakların sesleri ile yankılanıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Taraklı ile Pamukova arasında
‘30 dakika’ mesafe ölçülüyor.
Pamukova’daki Paşalar Kalesi, kente hakim bir tepede, Bizans’tan bugüne hâlâ varlığını koruyor. Osmanlılar’ın ilk hakanı
Osman Gazi tarafından 1314’te fethedilen kalenin sur duvarlarının mezar stelleri ve devşirme malzemeler ile yapıldığı sanılıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
D-100 Karayolu’ndan
Sakarya’ya girerken; solunuzda uzanan
Justiniana Köprüsü, bir
‘fotoğraf karesi’ ile ölümsüzleştirilmeyi hak ediyor. Zaten
bin 500 yıldır dimdik ayakta kalan köprü, kendi
‘ölümsüzlüğünü’ ilan etmiş gibi duruyor. Öyle ki;
Bizans Köprüsü’nden hâlâ ulaşım yapılıyor. Bu bir
‘Hristiyan’ yapısı, ancak
Sakarya’da bir de Müslüman eseri köprü bulunuyor. O da Geyve’deki meşhur Sakarya Nehri üzerinde yer alan
II. Bayezid Köprüsü olarak hatırlanıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
İstanbul’un fatihi
Sultan Mehmed Han’ın oğlu olan, Cem Sultan’la nizam-ı memleket için yaptığı
‘taht kavgası’ ile bilinen, nam-ı diğer
“Bayezid-i Veli” tarafından 1495’te “Tiz bitirile” emri ile tamamlanan köprü, Yeniçeriler’in Frenk diyarlara cenklerinde kullandığı
‘geçiş yolu’ olarak anlatılıyor.
|
Sakarya - Mutluluk Destinasyonu |
Son olarak bütün
‘mutluluk’ istasyonlarına aynı seyahatte uğramasanız bile, birkaç adres sonunda dönecekseniz eğer, yine de atlamamanız gereken bir şey var. O da elbette;
ıslama köfte yemek.
Tarihi Uzun Çarşı’da pişen köftelerin kokusu, bütün
Adapazarı’na yayılıyor adeta.
Sakarya’da
‘ıslama köfte’ yedikten sonra
“dönüş yolu” için yine taş fırında pişen simitlerden yanınıza mutlaka alın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder