mistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Temmuz 2018 Cumartesi

Sevimli bir ‘Jurassic Park’

İstanbul’da yaşıyorsanız ve Polonezköy Tabiat Parkı’nı henüz görmediyseniz; kendinize “buralı” diyemezsiniz! Özellikle, şiddetle görmenizi tavsiye ettiğimiz Beykoz’a bağlı doğa parkında, yılın her mevsiminde keyifli anlar yaşayacaksınız. Şehrin karmaşasından sıyrılacak, doğanın gölgesinde huzurun kollarına uzanacak; dönerken de kendinizi ‘yorgun’ değil, mutlaka “enerjik” hissedeceksiniz. 
Country Club / Mutluluk Destinasyonu

Bir Avrupai yolu kat ederek, sağ ve solda ağaçların sevgiyle misafirlerini selamladığı romantik güzergâhtan, Polonezköy Tabiat Parkı’na ulaşıyorsunuz. Burası İstanbul’un en büyük ‘doğa parkı’ olarak not edilebilir. 3 bin hektarlık bir alan üzerine yayılan bu yeşil ve rengarenk bölge, çok zengin ‘flora’ ve ‘fauna’ varlığına sahip.

Doğal yürüyüş parkurları, patika yolları, doğa ve spor aktiviteleri için ideal konumu, hayvan çeşitliliği, bitki türlerinin çokluğu, konaklama üniteleri, piknik alanları, gölet ve sulama sahaları, rekreasyonel faaliyet mekanları, kamp bölgeleri ve çeşit çeşit güzellikleriyle Polonezköy’deki Tabiat Parkı, “cazibe merkezi” olarak dikkat çekiyor. 

Mutluluk Destinasyonu bu defa, Polonezköy’ün farklı, saklı bir başka köşesini aralıyor.

İstanbul’un doğal bitki türlerinin tamamını burada görmeniz mümkün. Şehir merkezine uzak, şehir merkezine yakın Polonezköy’de kuş cıvıltıları, tabiat sesleri, yaprak hışırtıları arasında arınıyorsunuz. Kentin uç noktası olarak Beylikdüzü’nü kabûl edersek, Polonezköy’e varmanız için 1 saat 15 dakika yol kat etmeniz gerekiyor. İyi bir şoförseniz, sadece 45 dakika içinde de aynı yolu alabilirsiniz. ‘İyi bir şoför’ vurgusu yaparken, bir Albanita’nın gözleri büyür; telaşla “Ne biçim şeyler tavsiye ediyorsun” diye sansür uygulayabilir burada. Kadıköy – Polonezköy arası ise yalnızca 15 ile 30 dakika arasında bir mesafe tutacaktır. El değmemiş, bakir bu yer; sevimli bir Jurassic Park’ı andırıyor sanki.
Country Club / Mutluluk Destinasyonu
Her türlü çam ağacı, meşe, kestane, kayın, gürgen ağaçları arasında, ıhlamur kokuları eşliğinde kaybolurken el ele, alt tabaka yeşillikler defne, kara ve kocayemiş, muşmula ile diken türlerini fark edebilirsiniz sarmaş dolaş bir şaşkınlık içinde sevdiğiniz ile…

Geyik, karaca, yaban domuzu, çakal, tilki, sincap, sansar, gelincik, sülün, keklik, atmaca, şahin, doğan, karatavuk, saka, üveyik, baykuş ve sayması güç, büyük / küçük hayvanları yakından görebilir, dokunabilir; Tabiat Parkı’nda ‘tabiat’ ile bütünleşebilirsiniz. Yürüyüşlerinize sincaplar, tavus kuşu ve ördeklerin mihmandarlık etmesi, omzunuza bir güvercin konması, sırtınıza deve kuşunun dokunması, yemeklerinize kedi ve köpeklerin ortak olması, burada çok olağan anlar… 
Konser ve kır düğünleri için ideal bir mekân olan Polonezköy Tabiat Parkı’ndapiknik’ yapabilir, kamp kurabilir, “bungalov” tipi kır evlerinde konaklayabilirsiniz. Ayrıca park; trekking, oryantring ve bisiklet turu için de imkân sunuyor. Lüks, kaliteli ve huzurlu saatler için Mutluluk Destinasyonu olarak Polonezköy Tabiat Parkı’na biz kefiliz.

 Fransız yazar Gustave Flaubert ve Macar müzisyen Fransz List ile kısa bir dönem Ulu Önder Mustafa Kemâl Paşa’nın da yaşadığı bu saklı Cennet’te, doğanın lekelerini ve kirini üzerinizde mutluluk ile hissedeceksiniz. Bu yüzden; bir hafta sonu kaçamağı olarak veya sadece birkaç saat için dahi Polonezköy Tabiat Parkı’na gitmeye değer. Çünkü döndüğünüze “yorgunluk” değil; ‘dinlenmişlik’ hissi yaşayacaksınız. 
Country Club / Mutluluk Destinasyonu
Sonbaharda solmuş yaprakların üzerinde, ilkbaharda yeni açmış çiçeklerin yanında farklı bir ferahlık yaşayacağınız burada, her mevsim su değirmeninden akan gürül gürül sesler adeta içinize dolacak. Beach minderleri, bahçe yastıklarında sevgiliniz ile uzanıp güneşlenebilir, saatlerce konuşup gülüşebilir, gökyüzü ile bakışabilirsiniz. Bir taraftan kızarmış, közü üzerinde et kokuları, diğer yanda doğanın çiçek kokusu burnunuza gelecek, kulaklarınız farklı hayvanların sesleri, akan suların şırıltısı ve rüzgarla cilveleşen ağaçların hışırtısı ile, gözleriniz yeşil ve mavinin her tonuyla, metropol grisi ve boğucu gürültüsünden soyutlanacak, nefes aldığınızı hissedecek, arınmış bambaşka biri olacaksınız.



 İstanbul’un güzel yüzü, betonarme bu şehri güzelleştiren Beykoz’a bağlı Polonezköy Tabiat Parkı, bozulmamış doğasıyla, bol oksijenli havasıyla bizim gibi, sizlere de “Bugüne kadar neden gelmedik” duygusu yaşatacak. Havasına, suyuna hayran olacağınız burada, günün sonunda unutulmaz anılar, muhteşem saatler bırakacaksınız ardınızda...

4 Haziran 2018 Pazartesi

Brugge: Hansel ve Gratel'in şehri

Kanallara açılan balkonlardan, yer çekimine meydan okurcasına havada duruyormuş gibi görünen rengarenk cam çiçeklerinin arasından merhaba. Zamana meydan okuyan, oksijenden çok ciğerinize çikolata kokusu çekebileceğiniz, aşk ve pancake kokulu Brugge'teyiz.
Brugge/Mutluluk Destinasyonu
Avrupa'nın başkenti Brüksel'den 90 dakikalık bir otobüs yolculuğu ya da 50 dakikalık bir tren macerası ile modern dünyadan orta çağa geçiş yapabileceğiniz dünyanın en huzurlu ve romantik kentine hoş geldiniz.
Brugge/Mutluluk Destinasyonu
Asla yaşlanmayan güzel ve alımlı bir kadına benzeyen bu kent, 2. Dünya Savaşı'nın merkez noktalarından birinde olmasına rağmen tek bir hasar dahi almadan bugünlere ulaşmayı başardı. Burada zaman sanki 500 yıl önce bir yerlerde durmuş kalmış. Evler, kiliseler, alışveriş merkezleri, kafeler... Her biri Hollywood yapımı bir orta çağ filminin dekoru gibi. Her biri göz alıcı, her biri kusursuz. 

Adını kanalların üzerine kurulan köprülerden alan Brugge'ü hemen gezmeye başlayalım.

Brugge Çan Kulesi

Brugge modernizmden uzak, teknoloji ile çevrelenmiş Avrupa'nın orta yerinde geçmişten kalan bir masal diyarı. Öyle ki, şehrin seyir terası bile 1240 yılında yapılan bir kule. Belfry of Bruges yani Brugge Çan Kulesi. 366 basamağı tırmanarak Rapunzel'in prensi misali yukarı çıkmakta biraz zorlanabilirsiniz ama inanın gördüğünüz manzara buna değecek. Bu kulede kimsenin yüzünü görmediği bir de zangoç yaşıyor. Rivayete göre özel günlerde çan kulesindeki devasa çanları çalan zangoç, şehrin en çok kazanan insanı. 
Brugge/Mutluluk Destinasyonu

Bizim Lady Kilisesi

Mimari özellikleri, görkemli görüntüsü ve manevi önemi dışında, Avrupa'nın en yüksek 2. tuğladan yapılma kulesi de olan Bizim Lady Kilisesi, Brugge'te mutlaka görülecekler listesine eklenmeli. Kilisenin içinde bugüne dek defalarca çalınan ancak her seferinde bir şekilde Brugge'e dönmeyi başaran Michelangelo'nun en kıymetli eserlerinden Madonna ve Çocuğu heykeli de var. Bu eser İtalya dışına çıkmasına izin verilen nadir Michelangelo eserlerinden biri olduğundan çok daha kıymetli.
Brugge/Mutluluk Destinasyonu

Romantizmin Başladığı Yer

Romantizm denilince akla hemen Roma ve Paris gelir. ama romantizmin başkenti aslında Brugge'tür. Elmas ve pırlantanın ana vatanı Belçika'nın otantik kenti Brugge, tek taş pırlanta ile evlenme teklifi geleneğinin başladığı yerdir. Buraya hemen bir dip not da düşelim. Eğer böyle romantik sonla bitecek bir gezintiye çıkıyorsanız, pırlantayı Belçika'dan almanızı tavsiye ederiz. Fiyatları Türkiye'ye göre çok daha uygun.
Brugge/Mutluluk Destinasyonu

Masal Yolculuğuna Devam

Dantelleri, çikolataları, birası ve tabii ki kızarmış patatesleri ile meşhur Brugge sokaklarına yolunuz düşerse zaman hesaplamasını çok iyi yapmalısınız. Aslında tüm kent 2 günde baştan aşağı gezilecek büyüklükte. Ama Brugge hakkında hiç araştırma yapmadan yola çıkanların evdeki hesabı çarşıya uymayacaktır. Dantel gibi işlenmiş evler, yüzlerce yıllık değirmenler, Manş Denizi'ne doğru yol alan kanallar bizi hipnotize ettiği için Brugge turumuz yaklaşık 4 gün sürdü.  Çünkü gördüğümüz her manzarayı ölümsüzleştirmek, her ayrıntının fotoğrafını çekmek istedik. Pek çok kişinin 10 dakikada turladığı sokaklarda biz her evin önünde 10 dakika harcadık.
Brugge/Mutluluk Destinasyonu

Dar kaldırımlı sokaklarda yürürken sanki bu şehir kendi zamanını yaşıyormuş da biz gelecekten gelmişiz gibi hissettik. Tavsiyemiz, kanala bakan rustik ya da gotik otellerden birinde kalmanız. Fiyatları diğer otellere göre biraz daha pahalı ancak sabah güneşini iliklerinize kadar hissedeceğiniz, kanallardaki ördeklerin sesleri ile uyanacağınız harika bir deneyim olacak, güvenin bize.  
Brugge/Mutluluk Destinasyonu

Mutlaka fayton turuna çıkın, mutlak Venedik'e benzeyen kanallarda gondolla gezin. Dantel almayı, waffle yemeği, çikolata müzesini gezmeyi, aromalı biraları tatmayı, en önemlisi de bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın. 

1 Mayıs 2018 Salı

Kars, tek renk: Gri

Tandıra yapıştırılarak pişirilmiş, biraz yanmış, dumanı üzerinde lavaş ekmeği ve çeçil peyniri... Güvercinleri... Ezeleri, abaları ile masal kapısının ardında bir kent... Kars... 
Kars/Mutluluk Destinasyonu
İçine sığamayıp, göç ettiğiniz; ama sonra yokluğuyla her gün yıkıldığınız, bir parça kendinizden kaybettiğiniz bir garipler beldesi... Kars!

Dünyanın kirinden uzak, tertemiz, beyaz kent... Bazen, belki de damarlarınızda akan kanın donduğu soğuk değil; çok soğuk bir şehir... Kars... Dünyada hiçbir yere kar, senin kadar yakışmıyor.
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Kendine özgü yalnızlığı ile bir serhat beldesi, başka hiçbir coğrafyada olmayacak kadim insanların diyarı... Sıcağına 'gaz' bulaşmamış; hâlâ soba başlarında, her yaşanmışlığa yeni bir hatıra eklenen, hayal zamanların yarı açık penceresi Kars...

Kalesi, bal, kaymak, kaşar ve Doğu Ekspresi, dere, kaz, ketesi ve atları... Katmer, pestil, kıtlama şekeri, demli çayı, ince belli bardağı, gravyer peyniri, harabeleri, vadileri, gölü ve elbette Sarıkamış'ı... Çarlık yıllarından mülhem Rus mimarisi yapıları, Baltık izleri ve titizlikle çizilmiş şehir planlaması, birbirine paralel geniş caddeleri ile Kars... Şehir merkezinde sırtınızda çanta, elinizde defter, boynunuzda fotoğraf makinesiyle dolanırken; sanki devasa bir açık hava müzesine adım atmışsınız hissi veren hüzün kenti... Yani Kars...
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Bir kış masalı bu diyarda karlar üzerinde yürürken, yeryüzünün en güzel, en özel yerlerinden birinde hissedebilirsiniz kendinizi... 1940'ların filmlerinden taşmış bu şehirde, yaşamanın tadına varabilir, hayatın güzelliğini ve doğallığını anlayabilirsiniz. İnsanların tek keyfi, çay içmek belki; ama Kars, öyle ya; güzellikler başkenti...
Kars/Mutluluk Destinasyonu
Tarihin hakimiyetindeki şehir, sonsuzluğa çekiyor sizi... Ülkenin Batısı'na göre; bir asır gerideki Doğu'da geçmiş yüzyılı yaşayabilir; Osmanlı'nın kokusunu alabilir, Selçuklu izlerini hissedebilir, Rusya'ya dokunabilir ve Kars İmparatorluğu'na varabilirsiniz. Gizemli bir imparatorluk şehri gibi Kars... Azeri türkülerine, Ermeni ezgileri karışıyor; Türk ve Rus birbirinde kayboluyor; Türkmenler, Malakanlar, Almanlar'la bütünleşiyor. Eski belediye binasının önündeki yaşlı ağaçlar ve dükkanlardan sokağa taşan Kürtçe ve Ermenice nağmeler, Kars'ın kimliğini ele veriyor.

Kars/Mutluluk Destinasyonu
Karlar altında kalmış bir çocukluğun, dere başındaki, daha kimseyi eksiltmemiş 10 kişilik bir ailenin uzaklığı gibi Kars... Mağrur durmak isterken, boynunu büken, gözlerinden gönül kırıklığı okunan bir Doğululuk sanki, kimsesizlik... Üşümek gibi adeta... Oysa sıcacık bir yuvadır da aba ve babanın emniyetinde... Ancak artık bir masalın korunaksız platosudur Kars, gidip günü birlik misafirliklerle dönülecek... Kundağına kar yağmış, kesik bir beyazlıktır Kars... Bir köy mezarlığında bütün ünvanları, makamları, hırsları, yaşama heyecanını bıraktığınız, kucağınıza hasreti alıp ölmeyi sevdiğiniz, kavuşmayı umut ettiğiniz sahiciliktir Kars... Bir kış gecesinde, mırıldandığınız tersten cümlelerle beyaza bulanık gökyüzüdür. Geçmişe dönük derin bir özlemdir Kars...

Kars, tek renk bir şehirdir. Hayat gibi, hüzün gibi; sahici ve gri... Doğu'nun en doğusu, yalnızlığın sınırında bir diyar... İç sesin, şehrin sessizliğine baskın geldiği; huzur dolu beyaz bir kent...
Kars/Mutluluk Destinasyonu

Çocuklar koşmuyor sokaklarında, sanki kimse nefes almıyor. Hayatı zorlaştıran teknolojik istiladan uzak, sade bir yaşamın hüküm sürdüğü melankolik kent... Bütün bir yıl sobanın yandığı, baca dumanı kokan romantik kent... Türkülerin ısıttığı, hohlasan adeta yıldızların buğulanacağı eşsiz, bakir bir toprak... Dünyadan uzak kederli bir kent

Kendi isteğimle gelmedim sana; imkansızlığını sevdirenin hatırına, yoksulluğuna ve yokluğuna; yani uzaklığına bir ömür daha verilecek sadakat dolu şehir... Kars!

Düz coğrafyası ile insanın ufkunu açan medeniyet kapısı...
Babamın şehri... Dedemin, benim; kızımın şehri... Güzel insanların yurdu Kars... Fakir, bakımsız, gururlu, mert, vatansever, yardımsever ve zamandan soyutlanmış insanların toprağı... Türkiye'yi sevmek için bir sen yetersin!

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...