15 Aralık 2018 Cumartesi

Heybeliada’nın hazinesi: Ruhban Okulu

Mutluluk Destinasyonu bu hafta, 47 yıldır kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapılarını aralıyor. 127 yıl boyunca eğitim veren, dünyanın her yerindeki kiliselere ‘papaz’ yetiştiren tarihi kompleks, daha önce kimsenin görmediği saklı köşeleriyle huzurlarınızda…
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

1844’te Ortodokslar için ‘din adamı’ yetiştirmek üzere açılan okul,
Osmanlı Devleti’ndeki Rum tebaanın başlıca dini eğitim merkezi olmuştu. Ancak bu açılış, ‘ilk’ değildi. Çünkü burası 1844’teki tarihten çok daha önce, Heybeliada’nın fethinden kısa süre sonra yapılmıştı.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

878 yılında bir gün Patrik Photios, Bizans İmparatoru I. Basil’in huzuruna çıkar
ve “Majesteleri Halki’de ormanlar arasındaki bir bölgeyi satın aldım. Emekliliğimi geçirmek ve kitaplarımı oraya taşımak için bir bina yaptırmak istiyorum. Kitaplarım, yazacaklarım umarım gelecek yüzyıllara intikal eder ve imparatorluğun ruhani tarihine katkıda bulunur” der.
Patrik Photios - Mutluluk Destinasyonu

İkinci defa ‘Patriklik’ makamına getirilen 68 yaşındaki yaşlı din adamı
na imparator, “Sakıncası yok, ancak Halki’ye gitmek kolay değil, yorucu olabilir” der. Photios sözüne devam ile “Majesteleri yine müsaade ederse, bir bölümünü dini eğitim vermek üzere planlamak istiyorum. Artık çırak - usta anlayışından çıkarak ciddi bir sisteme kavuşmalıyız. Bunun için de emriniz gerekiyor” der ve onayı alır. 5 yıl gibi dönemin şartlarına göre; kısa sayılabilecek bir sürede Heybeliada Ruhban Okulu tamamlanır ve bir yıl içinde eğitim faaliyetleri başlar. 893’te Photios’un ölümünden sonra vasiyeti yerine getirilir ve bir kısmı manastır, diğer kısmı okul görevini sürdürür. Aradan bugün artık bin yıl geçer.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Bu süre içinde eğitim çeşitli nedenlerle aksar. ‘1 Mayıs 1844, pazartesi’ günü zamanın patriği tarafından binanın okul bölümü ‘Yüksek Ortodoks Teoloji Okulu’ adıyla yeniden açılır. 1971’e kadar okul, I. Dünya Savaşı hariç kesintisiz olarak eğitim verir. Bu aralıkta 900 mezun verir ki; bunlar arasında din adamı, piskopos, başpiskopos ve bugünkü İstanbul Rum Patriği I. Bartholomeos da dahil olmak üzere yedi de “patrik” yetişir.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Dolayısıyla Ümit Tepesi’ndeki Ruhban Okulu, Haliç’teki dünyevi eğitim merkezi patrikhane ile hiyerarşik bir ilişki içinde… Yunanistan’dan ve Rumlar’ın yaşadığı her yerden buraya gelen ‘din adamı adayları’ tarihlerin güzel yıllarında ihtişamlı eğitimlerden geçiriliyordu. Öyle ki; kökleşmiş okulun bulunduğu tepeye rıhtımdan çıkan yol dahi talebe veya misafirleri için başlı başına bir nefis terbiyesi olarak önünüzde yükseliyor, uzuyor ve kıvrılıyor. Dış kapıdan bahçeye girdikten sonra zaten dış dünyayla bağınız kalmayacak şekilde düşünülmüş okulun içinde her şey var.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Gökçeada’da doğan Patrik Bartholomeos, buradaki eğitimin kusursuz bir örneği olarak yaşıyor.
7 dil bilen Bartholomeos, “Ekümenik Ortodoks Patriği” olarak tanınırken; aynı zamanda dünyadaki 300 milyon kişinin lideridir. Ancak ruhban okulu mezunları arasında din adamı olacağı yönünde ‘kesinleşmiş’ bir sınır elbette yoktu; zira aralarından öğretmen, akademisyen ve diş hekimi olanlar da çıkmıştı.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Sessizliğiyle huzur verirken; tarihi geçmişi ve bir zamanlar neşeli çocuk seslerinin çınladığı koridorlar, merdivenler, sınıflar ve bahçesiyle bugün ‘kapalı’ olduğu düşüncesiyle de hüzün veren Ruhban Okulu, Heybeliada’nın en tepe noktasında konumlanmış. Bu da din bakışının, aslında nasıl da bütün değerlerin üstünde olduğunun kanıtı olarak yükseliyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Patrik Photios’un Konstantinapolis Sarayı’ndaki Bizans İmparatoru I. Basil’in huzuruna çıkarak,
“Majesteleri, müsaade buyurursanız kitaplarımı Halki’de ormanlar arasındaki bölgeye taşımak istiyorum” dediği malum külliyat, Aya Triada Manastırı bünyesindeki okulun bodrum katında yer alıyor. Beş salondan oluşan kütüphanede bambaşka bir dünya, soylu bir tarih yaşıyor. Dünyanın en eski matbu eserlerinin istiflendiği burada, çok sayıda dini, felsefi ve edebi eser de bulunuyor. Bir rafın sadece İncil ve Tevrat baskılarına ayrıldığı kütüphanenin son salonunda, yüzlerce yıllık kitaplar ile semavi dinlerin kutsal saydığı kitapların ilk ciltlerine rastlıyorsunuz.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Hemen hemen her dilde kitapların bulunduğu Patrik Photios’un mirasında ağırlıklı olarak İngilizce, Fransızca, Latince ve Eski Yunanca eserler var. Az sayıdaki Türkçe eserin yanında önemli miktarda Osmanlıca kitap ve dergi mevcut. Ayrıca yazma eserler, değerli parçalar ve İncil ile Tevrat nüshaları dışında, çok kıymetli koleksiyonlar da üzerinde yılların ağırlığı taşıyan tozlarıyla bulunuyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Eski usül kapaklı siyah sıralarında otururken ve boydan boya uzayan kara tahtanın önünde, bugünlerden eskiye yolculuk yapıyorsunuz.
Her attığınız adımda, yerdeki ahşap parkelerin çıkardığı gıcırtılar, adeta yılları geriye sarıyor. Duvarlarına Ortadoğu’dan, İngiltere’ye, Kanada’dan, Etiyopya’ya ve Yeni Zelanda’dan Yunanistan’a kadar birçok ‘dini adamı adayı’ öğrencilerin hatıraları, yaşanmışlıkları sinmiş görünüyor. Retro parkeleriyle uzun; ama uzun yıllardır boş olan koridorları, okulun estetik ve zarif ruhunu yansıtırken; istemeden de olsa misafirlerini duygulandırmaya yetiyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Küçük kilise içinde pazar günleri ve Paskalya bayramlarında hâlâ ayinler yapılıyor. Dindarlar, bir mum yakıp günah çıkararak, İncil’i okuyan piskoposları dinleyip dünyevi hırs ve duygularından arınarak ruhaniyet arıyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Heybeliada’nın kuzeybatısındaki burası, çamlar arasında ve Marmara Denizi görünümüyle, dünyadaki örnekleri yanında eşine az rastlanan güzelliğiyle diğerlerinden ayrışıyor. Bizans Dönemi’nde manastır, bazen bir ibadet ve dinlenme yeri; bazen ise üst düzey saray mensubu kişilerin ıslah edildiği bir köşe olarak yaşamını sürdürmüş.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Manastırın içindeki bir grup bakımlı mezarların İstanbul Patrikleri’nden V. Konstantin ile VII. Kirillos’a ait olduğu, diğerlerinin bir dönem okul müdürlüğü yapmış din adamları ile yine Aya Triada Manastırı’nın tanınmış öğretmenlerinin olduğunu öğreniyoruz;
kapıda bizi elindeki yeni nesil telefonuyla, ruhani sınırlarda dünyevi merakına yenik düşmüş sempatik din adamından. Manastır dışında da yine din adamlarının gömülü olduğu eski ve küçük bir mezarlık olduğunu işaret ediyor, burada da İstanbul Patriği VIII. Neofitos’in yatmakta olduğunu fısıldıyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

1895’te ‘hoşgörü’ sahibi Sultan II. Abdülhamid Han’ın izniyle yeniden açılan
okulun yapımı için güzel yüzlü mihmandar, İstanbul’un zengin tüccarlarından Kadıköy’deki Aya Triada, Şişli’deki Ayios Petros ve Pavlos, Paris’teki Skilitsis Stefanovik’in maddi destek sağladığını anlatıyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Ruhban Okulu’nun Yunan alfabesindeki ‘-pi’ harfinden esinlenilerek planlandığını anlatan dindar mihmandar,
bodrum ve katları gezdirirken; ana giriş kapısındaki görkemli mermer merdivenleri ve sütunları, ‘antik yunan tapınakları’ ilhamıyla düşünüldüğünü söylüyor. Pencere ve cephe süslemelerinde ise Bizans yapılarını çağrıştırması için tuğlaların tercih edildiğini aktarıyor.
Ruhban Okulu - Mutluluk Destinasyonu

Bodrum katında yemekhane ve kütüphane bulunan okulun giriş katında sınıflar, etüd odaları, fizik - kimya laboratuarları, revir ve yatakhane yer alıyor. İkinci katında ise büyük bir tören salonu, müdür ve öğretmen odaları, sekreterlik, yatılı kalan öğretmenlerin yatak odaları ile teoloji bölümü talebeleri için yatakhane bulunuyor. Yetiştirdiği din adamları ile Hristiyan Ortodoks dünyasında her zaman saygın bir yer edinen Heybeliada Ruhban Okulu hâlâ davetkâr görünüyor, sizi de tarihsel yolculuğa ‘buyur’ ediyor.

12 Aralık 2018 Çarşamba

Yeni yıl 'armağan' olsun

2018'e veda etmek için geri sayım yaptığımız şu günlerde, herkesi bir hediye telaşı sardı. Kriterler belli; bütçeyi aşmamalı, kaliteli olmalı ve tabii ki verilen kişiyi mutlu etmeli.


En ucuz yılbaşı hediyesi nasıl alınır,
erkeklere ne, kadınlara ne hediye alınır, en şık hediye alternatifi hangisi olur... Soru listesi uzaaar gider. Haliyle modern çağın koşuşturması ve iş hayatının keşmekeşi içinde mağaza mağaza dolaşmak pek mümkün olmuyor. Zaten gerek de yok. Çünkü biz sizin için her yeri aradık taradık, en güzel hediye alternatiflerini belirledik. Üstelik bu hediyeleri almak için yerinizden kalkmanıza bile gerek yok. Mutluluk Destinasyonu'nun hediye rotasını takip edin yeter:



1-) KIRMIZI ÇAMAŞIR
Yılbaşının en klasik ve en vazgeçilmez hediyelerinden biridir kırmızı çamaşır. Tek başına yüz güldürecek bir seçenek sayılmasa da, mutlaka alınan ana hediyenin yanına eklenmesi gerekir. Kalite-fiyat endeksine bakarak, en iyi alternatifi Boyner'de bulduk. Fiyatı 9.99 TL. Satın almak isterseniz, bu linki tıklayabilirsiniz.




2-) KIRMIZI BOXER
Yılbaşında kadınlar için kırmızı çamaşır gelenek olur da, erkekler için olmaz mı hiç! Erkek çamaşırları kadın çamaşırlarına göre biraz daha pahalı. Ama yılbaşı ruhuna uygun hem de bütçeyi sarsamayacak modelleri yine Boyner'den 16 TL'ye almak mümkün. Satın almak isterseniz burada bulabilirsiniz.


3-) ELDİVEN
Hem kadınlar hem de erkekler için oldukça şık ve kullanışlı hediye seçeneklerinden biri de eldiven. Kışın bastırması ve yılbaşının yaklaşmasıyla pek çok modeli bir hayli pahalı. Mudo'daki fiyatlar (49.99 TL) diğer markalara nazaran biraz daha uygun. Üstelik internetten alırsanız kargo bedava. Eğer bu eldiveni almak isterseniz, şuradan ulaşabilirsiniz.




4-) MUTFAK ÖNLÜĞÜ
Başlığı okuyunca çok basit bir hediye gibi düşünebilirsiniz. Tabii bu mutfak önlüklerinin her birinin giyilebilir bir tablo olduğunu bilmiyorsanız. İlginç hediye alternatifleri ile bilinen Company'nin; her biri ayrı bir şaheser olan mutfak önlüklerinin fiyatı 26.91 TL. Biz buraya bir tanesini koyuyoruz; ama siz diğerlerini de incelemeyi ihmal etmeyin.






5-) AYAKKABI
En uzun soluklu, alması en zor; ama en mutlu edecek hediye alternatiflerinden biri ayakkabı. Baştan söyleyelim; kadınlara hediye olarak ayakkabı almak çok riskli. Zira beğenmeme ya da daha önceden sahip olma ihtimalleri çok yüksek. Erkekler için hem spor hem şık, dolayısıyla hem spor hem de klasik takımlarla giyilebilecek bir ayakkabı seçmek önemli. Derimod yılbaşı indiriminde, bu ayakkabının fiyatını 99.99 TL'ye kadar indirmiş. Satın almak isterseniz, size, şöyle yardımcı olalım.



6-) SİYAH ELBİSE
Her kadının dolabında olması gereken parçalardan biridir siyah elbise. Deyim yerindeyse hayat kurtarır. Bu nedenle siyah düz bir elbise aldığınız hiçbir kadın, hediyesine itiraz etmeyecektir. Bu arada, biz sizler için en ucuz ve şık siyah elbiseyi de bulduk. Boyner'de, 28 TL'ye satılıyor. Almak isterseniz siteyi buraya iliştiriyoruz. Bu arada Boyner'de 250 TL'lik alışveriş yaparsanız, YILBASI250 kodunu kullanarak, 40 TL indirim de kazanabilirsiniz. 





7-) BEYAZ GÖMLEK
Kadınlar için siyah elbise ne ise, erkekler için de beyaz gömlek o. En risksiz ve kullanışlı hediye alternatifi desek abartmış olmayız. Biz yine sizler için aradık, taradık en kaliteli ve ucuz olanını bulduk. Fabrika markasının beyaz gömleğini 89.99 TL'ye almak isterseniz, tıklayın.





8-) HEDİYE KUTUSU
Özellikle iş yerlerinde yapılan çekilişlerde ya da çok samimi olunmayan bir kişiye alınabilecek en iyi hediye seçeneklerden biri. Hediye kutusunun içinde, bir ajanda, bir kupa, mumluk, French Press, yılbaşı süsleri ve kupa bardak bulunuyor. Tabii isterseniz bu kutuyu kendinize göre de dizayn edebilirsiniz. Detaylı incelemek için zevkinize göre alternatifler burada.




9-) KOLYE
Hangi kadın mücevhere 'hayır' diyebilmiş ki! 2018 yılının sonlarına doğru tezgahlarda yerini alan ama yeni yeni moda olan kanatlı kolyeler, yılbaşı gecesine damga vuracak gibi. Swaroski taşlarla süslü kolyenin içine isim, tarih vb. yazdırma imkanı da var. Fiyatı 89.90 TL olan 925 ayar gümüş bu kolyeyi almak, sevgilinizin de aklını başından almak için bakınız.



10-) TEK TAŞ
Ne modası geçer, ne değeri düşer... Tek taş pırlanta her zaman hediyelerin kraliçesidir. Ancak malum ekonomik kriz var. Ama neyse ki Blue Diamond inanılmaz bir indirime gitmiş. Bu tek taşın fiyatı sadece 762 TL. Bu indirimi kaçırmak istemezseniz, alyans dünyasına bir göz gezdirin deriz.




11-) SAAT
Hem erkeklere hem de kadınlara kolaylıkla alınacak bir hediye türü olsa da, biz hakkımızı erkeklerden yana kullandık. Zira kadınlara yönelik çok daha fazla hediye seçeneği var. Escape'in su geçirmez saatleri de indirime giren ürünler arasında. 494 TL'lik fiyatı kaçırmak istemezseniz, siteyi ziyaret edebilirsiniz.


12-) PARFÜM
Unisex hediye seçeneklerinden biri de parfüm. Mis gibi kokular saçan hediye paketi dahi gayet cezbedici olabilir. Tam da bundan yola çıkarak tüm ünlü markalara göz attık sizin için. Şimdilik en uygun fiyat DKNY'de görünüyor. İkili parfüm seti 143 TLDetayları incelemek için buraya link bırakıyoruz.


13-) SWEATSHIRT
Tasarım konusunda bir dünya markası halina gelen Kaft, yeni erkek kreasyonu ile yine dikkatimizi çekmeyi başardı. Üstelik 2019 model bu sweatshirtlerin fiyatını da 119 TL'ye düşürdüler. Biz sadece birinin paylaşıyoruz sizlerle, ancak diğer modelleri de incelemeyi unutmayın.






9 Aralık 2018 Pazar

Büyükada'da bulutların izinde

Palmiyeler, erguvanlar, çınar ağaçları, çam kokusu, zarif ahşap köşkler, konaklar... İnce işlemeleri, oymaları, kapıları, kemerleri, cumbaları ve bahçeleri ile ada evleri, sizi bugünkü kaba beton yığınlarından çekip alırken; kendi zamanlarının kibarlığı içinde himaye ediyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

1899’da mimar Mihran Azaryan’ın tasarladığı iki katlı iskeleye yanaşınca ‘İstanbul’ isimli şehir hatları vapuru, yüzünüze vuran huzur ve özgürlük duygusuyla karaya ayak basıyorsunuz. Günlük sorunları da Marmara Denizi’ne kuzeyden esen sert, soğuk poyraz rüzgârıyla suya bırakıyorsunuz aynı anda…

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Mutluluk Destinasyonu
, Heybeliada’dan sonra Büyükada’da tarihin adımlarını takip ediyor. Prens Adaları’nın birincisi olan 4,5 kilometreye 1,5 kilometrelik ada, Osmanlılar’ın İstanbul’da fethettiği son kara parçası olma özelliğini taşıyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

15 milyonluk nüfusu, 39 ilçesi ve bin 500 kilometrelik yüzölçümü ile devasa şehrin en güzel caddesi Büyükada’da karşımıza çıkıyor. Mesleki temponun o gün için sırtımızda ağırlık yaparak dizlerimizi zorladığı saatlerde, adalılar gibi yorgunluğu vapurda uzanarak atamayıp misafirliğimizi de belli ederek, konaklayacağımız otele giderken keşfediyoruz Çankaya Caddesi’ni… Masumiyet günlerinden kalma, bakir güzellikteki cadde üzerinde adeta kırmızı halı gibi uzanan yapraklara basmaya kıyamayıp ilerlerken bir eski konaktan dönüştürülmüş Çankaya Hotel’e ulaşıyoruz.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Adeta biri diğerine nispet yapan güzellikteki, birbirinden muhteşem konaklara, sanki
Büyükada’nın vals sahnesi Çankaya Caddesi üzerindeki Con Paşa Köşkü, Yelkencizade Köşkü ve Fabiato Köşkü’ne komşu balkonumuzda aşk tazeliyoruz Albanita ile… Naif yapısı, şık görünümüyle butik otel, samimiyet ve huzurla çepeçevre sarılmış duruyor. Gecenin sesleri, yaprakların hışırtısı, martıların sesleri, rüzgârın penceredeki uğultusu, faytonların demirle çevrilmiş tahta tekerlerinin asfaltta bıraktığı sesler, atların çıngırakları, nal sesleriyle rüyalara dalıyoruz az sonra…

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Çalıkuşu ve Yaprak Dökümü’nün yazarı Reşat Nuri Güntekin’in kızı Ela’nın elini tutarak gezdiği Büyükada’nın yollarında,
yeni günün ilk ışıklarıyla bordolu çocuk ve Albanita el ele yürüyor. İhtişamlı konaklar, köşkler; utangaç, soyluluğun getirdiği bir asalet ile mahremiyetlerine bağlı sıralanıyor. Yokuşlar inip çıkıyoruz. Bu arada bir fayton rüzgar gibi yanımızdan geçiyor. Az ileride şehirdeki memuriyetine giden beyler, hanımlar telaşlı, sabah vapuruna yetişmeye çalışıyor. Büyükada İskelesi’nin renkli vitray camından süzülen gün ışığı, yolcuların üzerine vuruyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Albanita ile dumanı üzerindeki sabah kahvesini kıyıdaki kafelerden birinde içerken, gazete manşetlerine, sosyal medyadaki gündeme göz ucuyla bakıyoruz. Saat Kulesi ile süslü küçük meydandaki insanlar farklı istikametlere hep aynı aceleyle ilerliyor, kalabalık hiç azalmıyor. İnsanların paniği ve saate bakarak; ‘zamanı durdurabilme’ kudretine sahip olmayı istiyorum. Meydandaki bisikletçiler, faytoncular Büyükada’yı gezmek için alternatif oluştururken; bize esaslı bir gezi için ayaklarımız yetiyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Kâgir konakların, korunaklı köşklerin arasında yükseliyor Büyükada’nın ibadethaneleriHer din için kollarını açmış burada, 1892’de Sultan II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan ile aynı olan Hamidiye Camii, 963’te inşa edilen Aya Yorgi Manastırı, 17. Yüzyıl yapısı Aya Nikola Manastırı, İsa Tepesi’ndeki aynı adlı manastır, Meryem Ana, San Pasifico, Demetrius ve Astvazazin kiliseleri ile bir de sinagog omuz omuza duruyor. İbadethanelerin haritası, Büyükada’nın aidiyeti ve kimliği hakkında hemen fikir veriyor. Hâl böyle olunca Büyükada’nın Rumca adının ‘Prinkipos’ olduğunu satır arasına sıkıştıralım.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Bütün bu yapılar içinde Demetrius Kilisesi, bütün adalar için piskoposluk merkezi olarak diğerlerinden ayrışıyor.
Öte yandan Büyükada’daki Hamidiye Camii’nin, Beşiktaş’taki Hamidiye Camii ile ‘ikiz kardeş’ olduğunu da hatırlatalım.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Etrafını saran tellerin arasında bile güzelliğini koruyan Büyükada Rum Yetimhanesi bugün ziyaretçilerine ‘kapalı’ olsa bile dünyanın en büyük mono plak ahşap yapısı olarak 120 yıldır ayakta duruyor. Aslında otel olarak planlanan hatta bir bölümü kumarhane olarak düşünülen yapı, tutucu Rumlar tarafından Büyükada’nın dokusunu bozacağı rahatsızlığıyla dönemin iradesine arz edilir. Abdülhamid Han otel olmasına müsaade etmeyince, 1903’te yetimler için tahsis olur. Bir dönem kırık dökük yetim çocuklarının sesleriyle cıvıl cıvıl yetimler tepesinde, şimdilerde ölümcül bir sessizlik yankılanıyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Aya Yorgi Tepesi
’ndeki küçük lunaparkta çocukça duygular hissedebilir. Burada ayrıca eşekler ile natürel hisler de yaşayabilirsiniz. Aşağı doğru 800’den fazla tarihi köşk uzanıyor.  
Ahşap panjurları, zarif cumbaları, beyaz ve pembe zakkumlarıyla yazar ve şair Reşat Nuri Güntekin Müze Evi, Sedef Adası’na bakıyor. Geniş terasından denize bakınca, yazarın romanlarını kağıda döktüğü mürekkebin kokusu burnumuza geliyor. Zaman zaman daktilo sesleri de duyuluyor adeta.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Son ferdi de 2008’de vefat eden Sabuncakis Köşkü
görkemli görünümüyle gözlerimizi kamaştırıyor. Pencerelerinde gönye ve pergel sembolü bulunan burası, ‘mason’ bağlarını dışa vuruyor. Altın varaklı ışıldayan göz, dünyaya hükmettiğini işaret ediyor. Mermer köprülü girişi ve soğan biçimindeki kubbesiyle, çam ağaçları ve palmiyeler arasındaki beyaz ahşap konak, masallardan taşmış gibi duruyor. Zamandan ve mekandan kopmuş kendi başınalığı ise hüzünlü bir hayaleti andırıyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Gümüşî kubbeleri ve kırmızı ahşap panjurlarıyla, ada vapuru Büyükada’ya yaklaşırken, ilk fark edilen yapı olan Splendid Oteli, şair Edhem Efendi’nin biraderlerinden mareşal Kâzım Paşa’ya aittir. Askerlikte en yüksek rütbedeki generalliğe ulaşan Kâzım Paşa, 1909’da emekli olduktan sonra Cannes’te gördüğü otellerden ilhâmla, Büyükada’da işletmeciliğe başlar. Bu arada şair Edhem Efendi’nin diğer biraderi, mareşal Kâzım Paşa’nın diğer kardeşinin Esad Efendi’nin de sadrazam, yani ‘başbakan’ olduğunu hatırlatalım. Otel, Balkan Savaşları esnasında sıhhiye yetersiz kalınca, bir dönem hastane olarak da hizmet vermişti. Büyük şair Yahya Kemal’in Splendid Otel’in bilinen en meşhur müşterilerinden biri olduğunu not edelim.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Hava soğuk olabilir; ancak bu, birkaç nesildir Büyükada’da dondurma satan Roma Dondurmacısı’na vefa göstermemize engel değil.
Albanita’nın muhalefetine rağmen, kadirşinaslığını ortaya koyan bordolu çocuk, dışarıdaki ‘11 derece’ soğukla dondurmanın soğukluğunu birbirine karıştırıyor.

Büyükada - Mutluluk Destinasyonu

Bodrum’u ve mavi yolculuğu meşhur eden Cevad Şakir Kabaağaçlı, nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı’nın yaşadığı Büyükada’ya akşam çökünce, Marmara Denizi’nin kıyısında çakırkeyif saatler başlıyor. Deniz mahsulleri ile marka olan restoranda, malt ve anason kokuları karışıyor. Yıllar evvel emekli olmuş, kendi halindeki, varlıklı Rüstem Bey, her akşam yaptığı gibi yine kapıya yakın bir masaya oturmuş ve gelenleri içten selamlamalar ile karşılayarak, bir anlamda yalnızlığını hafifletiyor. Masadaki tabaklarda taze balıkların, lezzetli mezelerin güzelliği, yemeden gözleri doyuruyor. Fedon’un orta solisti Yorgo Bey’in, sanki sadece kendisini eğlendiren sahne performansı eşliğinde, oysa yalnızca Albanita’nın güzelliğine odaklanmış olarak, dolayısıyla Greek tarzı şarkıları aslında dinlemeyerek geceyi ediyoruz. Suda yakamoz mutluluk ile dalgalanıyor. Ay ışığına gölgemiz vuruyor. Size de artık en yakın tarihte bir ‘Büyükada seyahati’ görünüyor.

3 Aralık 2018 Pazartesi

Ahşap kokulu sokaklar: Heybeliada


Mutluluk Destinasyonu sizi bu hafta, sakin ve süslü bir adrese, Heybeliada’ya götürüyor. Yanınıza sadece fotoğraf makinenizi alın, diğer her şeyi burada bulacaksınız. Vapurda bir bardak çay ve çantanızdaki bir simit yeter güzelliği keşfetmek için. Ardından ver elini Heybeliada’daki tatlı yorgunluğa…
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

‘Adalar’
denince; çoğunluk için “deniz, güneş ve yaz ayları” hatırlanır. Oysa Albanita ve bordolu çocuk için ise ekseriyet ile kış mevsimlerine denk gelir, adalar kaçışları… Burgazada seyahati de bir aralık günlerine tesadüf ederken; Heybeliada da öyle oldu. Yaz akşamlarında oldukça kalabalık olan ada sokakları, kış döneminde ise daha sakin, romantik ve huzur dolu geliyor bize… Üşüten bir soğuk altında gezerken; aslında her bir detayı ayrı özen ve zariflik sunan ada izlenimleri sıcacık duygular hissettiriyor.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Büyükada’
dan sonra en büyük ada olarak Heybeliada’da atların nalları, fayton çıngırakları her köşe başında yankılanıyor.

Burada kuşlar için uçmak bir zahmet, onlar da sizin bizim gibi yürüyor yollarda… Köpekleri ve kedileri de sizinle birlikte doyuyor, sofranıza ortak oluyor. Osmanlı Devleti’nin hiyerarşik yapısında ‘albay’ olan İsmet Paşa, yeni Türkiye’nin ilk Başbakanı, ikinci Cumhurbaşkanı ve Heybeliada’nın sakinlerinden biri olarak, hatıralarıyla sizleri karşılıyor. Sokağın edebiyatını yapan, ‘Batılı’ bakışıyla tanınan Hüseyin Rahmi Gürpınar ve ‘İstanbul beyefendisi’ tarifinin vücut bulmuş ismi, İstanbul’un yazarı, tarihçi Ahmet Rasim'in yaşamını sürdüğü Heybeliada'da onlardan izleri bulabilirsiniz.


İlginçtir, Heybeliada’da yaşamış, Heybeliada’da medfun bulunan ve İstanbul’un her köşesi hakkında kalem oynatan Ahmet Rasim, burayla ilgili, ‘Heybeliada’ için hiçbir şey yazmamıştı. Belki de kendi mahrem dünyasının keşfedilmesinden endişe ile burayı edebi ustalığından mahrum bırakarak, sadece kendisine özel kalmasını istediyse de Ahmet Rasim, İstanbul’daki inşaat ve ‘dönüşüm’ iştahı Heybeliada’ya da çivi çakacak bir tehdit gibi duruyor.

Şehirlerarası veya yurt dışı seyahatlerinizde uçakla üzerinden geçtiğinizde anlayacağınız gibi; Heybeliada’nın ismi, adanın yere bırakılmış bir heybeye benzemesinden geliyor. Ancak Yunanca ‘bakır’ tabirinden mülhem, “Halki” de ismiyle ilintili olsa gerek. 7 bin kişilik nüfusuyla Heybeliada, aldığı misafir kapasitesiyle özellikle yaz aylarında 55 bin kişi sayısını bularak, İstanbul’un en özel duraklarından biri olarak ayrışıyor. Doğası, temiz havası, güzellikleri ayrı ayrı yazı konusu; ama biz bir çırpıda sıkıştırmaya çalışıyoruz, siz mutlaka gidip yerinde görün. 19’uncu yüzyıldan bu yana aralıksız süren vapur seferlerinin yapıldığı Heybeliada, geçmişte zengin Rum ailelerin yaşadığı bir yer olarak hatırlanıyor.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Yandan çarklı ada vapuru, Heybeliada İskelesi’ne yanaşırken; ilk gözünüze çarpan Heybeliada Deniz Lisesi’nin ihtişamlı görünümü oluyor. Gezi notları konusundaki şansımız burada da yaver gidiyor ve Deniz Harp Okulu’nun kutlama yıl dönümüne denk geliyoruz. Denizaltılar, savaş gemileri, askeri helikopterler, bando takımı, bahriyeliler ve rütbeleri birbiriyle yarışan komutanlar önümüzde arz-ı endam ediyor.


245 yıllık tarihî yapı bembeyaz görünümüne ek olarak Deniz Harp Okulu kuruluş kutlaması dolayısıyla süslenirken, “gelinlik kızı” hatırlatıyor.
Donanma envanterindeki askeri araçlar bir anlamda insanın göğsünü kabartırken, aynı anda da asilliğiyle 245 yıllık Deniz Lisesi ve Deniz Kuvvetleri duygusallık da taşıyor.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Değirmen Tepesi’nin eteğindeki Deniz Lisesi
’nin sınırları içinde kalan Kamariotissa’nın, Heybeliada’nın fethinden önce inşa edildiği düşünülüyor. Adalar’daki tek Bizans Kilisesi olması hasebiyle ve Albanita’nin mahallesi Balat ile Fener’in arasındaki Aya Maria dışında, ‘dört yapraklı yonca’ modelinde yapılmış tek kilise olması dolayısıyla, önemli bir dini yapı Kamariotissa. Kiliseyi, Bizans’ın son İmparatoriçesi Maria Komnena’nın yaptırdığı sanılıyor. Bu kıyıda; yani Çam Limanı koyu boyunca bir de Ayios Yeorgios Manastırı bulunuyor. Büyükada’ya bakan konumdaki Aya Yorgi, Heybeliada’nın yamacında yer alıyor ve “uçurum manastırı” da deniliyor. “Pembe” rengiyle yapı cezbedici bir güzellikteyken; burada Aziz Ioannikos’a adanmış bir ikona ve Rus eserleri de görülebilir. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in elçisi Edward Barton’ın mezar taşının da burada bulunduğunu hatırlatalım.

Heybeliada Sanatoryumu
, cumhuriyet yıllarının ilk yapılarından biri olarak dikkat çekiyor. Yıllardır ‘kapalı’ tutularak kaderine terk edilse bile ve belki de bu yüzden hâlâ el değmemiş güzelliğini koruyor. Akciğer hastalarının tedavi edildiği eski kompleks, komplekssiz olarak şık ve gösterişsiz görünüyor. Dedesini veremden kaybetmiş olan bordolu çocuk için ayrı bir duygu yüklü burası, bir dönem rant peşindekilerin peşine düştüğü göz alıcı manzarasıyla Çam Limanı’nda uzanıyor. Hemşire lojmanları ve idari bölümlerin ortasındaki balkonlu hasta yatakhanelerinden kim bilir nice insanlar şifa aradı, tertemiz bir hava, ekmek, et, bal, ve süt ile… Her dönem için böyle değil midir; temiz hava ve kuvvetli gıda bakımı, hastalığın iyileşmesi için temel koşul olarak... Şifa bulmaya gelenlerden üç tanınmış yüzü biliyoruz. Bunlardan biri elbette İsmet İnönü, diğeri büyük yazar Rıfat Ilgaz ve şair Ece Ayhan.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Rum nüfusun başlıca dini eğitim merkezi olan Ümit Tepesi’ndeki Ruhban Okulu’nu ayrıca birlikte gezeceğimizi not ederek, diğer ‘mutluluk’ duraklarına devam edelim. Dünyevi eğitim merkezinin de Fener’deki patrikhane olduğunu zaten biliyorsunuz. Eski adıyla “Papaz Tepesi” olan ve Yunanistan’dan, dahi Rumlar’ın yaşadığı dünyanın her yerinden çocukların okumaya geldiği buradan mezun olarak kiliselere dağıldığını unutmadan; okula çıkan yollarda birbirinden güzel fotoğraflar çekebileceğinizi de satır arasına iliştirelim.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Biz, sizi 1924’te rahatsızlandıktan sonra nekahat dönemini geçirdiği Heybeliada’daki eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün evine götürelim.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Gazi Mustafa Kemal Paşa
tarafından eşyaları alınan evdeki mobilyaların bugün sadece yüzleri değiştirmişse de orijinalleridir. Paşa hastalanınca Mavromatakis Ailesi’nden kiralanan ev, İnönü Ailesi’nin daha sonra satın almasıyla uzun yıllar istirahâtgah olarak kullanmıştı.

Edebiyatımızın önemli isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 32 yılını geçirdiği evi de Heybeliada’da görülmesi gereken duraklardan biri olarak ayrışıyor. Bakımsız görünse de aslı gibi duran güzel yapı, yazarın özel eşyalarının bulunduğu müze evi olarak sizi bekliyor. 350 Türkçe eser, 305 Fransızca kitap, dergi, mecmua ve ciltler dolusu eski gazete bulunan burası bugünlerde bitmeyen restorasyon yüzünden ‘kapalı’ duruyor. Siz buraya gelirken; Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Gulyabani’nin burada yazıldığını biliniz.

Son olarak Değirmenburnu da yaz aylarında harika bir serinlik vaat ediyor. Deniz Hamamı denilebilecek koy boyunca piknik yapabilir, plajlarında Marmara’nın keyfini yaşabilirsiniz. Eskiden Heybeliada’nın bostanlığı olarak değerlendirilen burada, kış mevsiminde ise hüzünlü bir terk edilmişlik hakim. Ancak deniz ve çam kokusuyla masalarında unutulmaz bir yemek yemeniz mümkün elbette. Yaz aylarında kır gazinosu açılan Değirmenburnu’nda stresten uzak bir Marmara manzarasında seyir zevki de yaşayabilirsiniz.

Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Dört tepeden oluşan ve adaların ortasındaki konumuyla Heybeliada’da iki ‘tur yolu’ var. Birine büyük, diğerine ‘küçük tur’ denilmiş. Faytoncular, küçük tur için “aşıklar yolu” da diyor. Ancak atların sırtından sermaye elde eden acımasız sömürü düzenine karşı Albanita ve merhameti el vermeyen bordolu çocuk, ısrarlı bu tur tekliflerini geri çevirirken; bir yandan da ‘iki aşık’ olarak aynı güzergahı yürüyerek tamamladık.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Yoldayken yalnız yaşayan, konuşacak biri olsa diye sokaktan geçenleri gözleyen hem yaşlı hem yaslı Muazzez Teyze ile ayaküstü dertleştik,
halleştik. ‘Nasılsınız’ deyince, döküldü; anlatacak çok sözü varmış, bizim üzerine bir şey söylememize gerek kalmadı.

Onun da zaten sadece birinin kendisini dinlemesine ihtiyacı varmış.
Yıllardır dört duvar arasında bir başına yaşamaktan ve konuşacak kimsesi olmamasından, sesi kısılmış Muazzez Teyze anlattı, Albanita ölümsüzleştirdi, bordolu çocuk için ise sadece susmak kaldı. Oğlunun öğretmenliği, yetiştirdiği bugünkü bakanlar, valiler, belediye reisleri ve eğitmenlerinden, Heybeliada’daki hatıralarına, Giresun’daki ailesinden, soylu günlerinden ve CHP’nin yönetimine kadar birkaç dakika içine uzun bir ömür sığdırdı, gözleri zaman zaman nemlendi. Acıyla sesi kısıldı, coşkuyla yeniden yükseldi. Tek dostunun kediler olduğundan bahsetti.

Matematiğine inandığım, yön duyguma güvenmeyen; sonunda dediğime gelen Albanita’nın tahminleriyle “eni 3 bin, boyu bin 500 metrelik” Heybeliada’da size de yürümeyi veya bisiklet ile seyahat etmeyi tavsiye ediyoruz. Böylece kontrol sizde olurken; dokunarak, hissederek, dinlenerek, dinleyerek, yaklaşarak, yaşayarak Heybeliada’yı gezebilirsiniz.

Yorulduysanız da iskele sokağın sağındaki Çatkapı Lokanta’da ‘hamın eli’ değmiş yemekleri tatmanızı önerebiliriz. Sempatik görünümü, güler yüzlü işletmesi, samimi karşılaması ve daha önemlisi harika mantısı, ızgara köftesi ile kışkırtıcı bir adres burası. İşletme sahibi Metin Bey’in tavrı, konuşma tarzı, bizde CHP’nin önemli siyasetçilerinden Muharrem İnce’yi hatırlatsa da; yemeklerinin lezzeti Heybeliada’nın dışına taşıyor.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Heybeliada İskelesi’nin solunda ise çarşı, meyhaneler ve kahveler uzanıyor. Yukarı doğru ise Büyük Rum Kilisesi yer alıyor. Heybeliada Sanatoryumu’na gelmeden sizi karşılayan ‘kırmızı’ görünümlü Ayios Nikolaos Kilisesi’ndeki not oldukça dikkat çekici…
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Burası dini bir merkez; fotoğraf çekmek ve turistik gezi için başka yerleri görmenizi tavsiye eden zarif bir hatırlatma yapılıyor.
Denizcileri koruduğuna inanılan 14’üncü yüzyıl yapısı burası, ‘haç’ biçiminde ve dört fil ayağı üzerine oturtularak, bir kubbe ile kapatılmış olarak hâlâ ihtişamlı görünüyor.
Heybeliada-Mutluluk Destinasyonu

Dönüş vapurunu beklerken; ağırlığı kadınların oluşturduğu müşterileri ile Bahar Kafe’de bir çift olarak “iki tek” attık. Buradaki ‘tek’ tavladaki, Albanita’ya kaybettiğim manasıyladır. Çakırkeyif zamanlar için ‘erken saat’ sayılabilir henüz ikindi vakti…


Bahar Kafe’deki yenilgi için bahanem; yan masada oturuyor.
Birbirinden içten bir avuç hanım ve aralarındaki kaygısız sohbet. Biri birine söylediği sözden alınmazken, öteki berikinin yıllanmış dertlerinin şahidi olarak çok açık bir ilişkileri var ki; kimseden de saklamıyorlar. 

Mutluluk Destinasyonu, yeni mutluluk rotaları için ‘pusula’ olmak üzere el ele diz dize geri yola koyuluyor. Kahvenin günübirlik misafirleri olarak bordolu çocuk, tavlada yenilirken; onlarla dertleniyordu mesela. Albanita da kapı üstüne kapılanarak söke söke kazandığını düşünüyordu elbette bu arada…Ve o sırada iskeleye yanaşan vapur sesi, ‘geldiğini’ haber veriyor bizim gibi yolunu bekleyenlerine…

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...