9 Şubat 2019 Cumartesi

İnsanlığın tarihi: Ayasofya

Mutluluk Destinasyonu, İstanbul’un fethi sembolü olarak kiliseden camiye çevrilen Ayasofya’nın kapılarını aralıyor. Osmanlılar’ın ‘cami-i kebir’ dediği, Fatih’in yadigârı ulu cami Ayasofya’nın dün ve bugünlerini buyurun, beraber okuyalım.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Senegal’den Kırgızistan’a, Beyaz Rusya’dan Kamerun’a, Avusturya’dan Hindistan’a, Çekya’dan Kenya’ya, Malezya’dan Portekiz’e kadar tohum atar gibi her tarafa serpilen kubbelerden biri de Ayasofya Cami’yle İstanbul’a atıldı. Ancak 24 milyon kilometrekarelik bir etki alanına hükmeden Osmanlı Türkiye’sindeki ‘özel camiler’ sıralaması yapacaksak eğer, tartışmasız olarak ilk 3 arasında “Ayasofya Camii” yer bulur.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Mutluluk Destinasyonu tarih sahnesinde başı dimdik duran, 85 yıldır ise minareleri bükülen Ayasofya’nın kapılarını sizler ile birlikte aralıyor. Tüyleri üç kıtaya yayılan devleşmiş bir Osmanlı Türkiye’si, kendi öz evinde kapısı yüzüne kapanan Ayasofya’yla birlikte; adeta cüceleşti. 8 bin 500 yıllık kadim tarihiyle İstanbul’un ‘tapu senedi’ olarak Ayasofya, aslında bir patrik katedrali olarak yapılmıştı. Bizanslılar’ın benzersiz şekilde koruduğu İstanbul, 1453’te fethedildikten sonra güneş çapındaki bir pırlanta gibi Ayasofya da zapt edildi. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Eski kilise, yeni cami 1482 yıldır mahfuz tutularak 537’den bugünlere kadar ulaştırıldı. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından ‘bazilika’ planlıyla eski şehir merkezine inşa ettirilen Ayasofya, bin yıl boyunca ‘dünyanın en büyük kilisesi’ olarak kullanıldı.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Nika İsyanı’nda 30 bin isyancıyı öldüren Justinianus, bugünkü Ayasofya’yı yaptırarak belki de günah çıkarıyor, milletine karşı diktatörlüğü örten dini bir masumiyet örüyordu.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Pers Orduları’nı dağıtan Büyük İskender ve Roma’nın mutlak imparatoru Sezar’ın adeta ‘oda hizmetçiliği’ yapamayacağı görkemli hükümdar Fatih Sultan Mehmed Han’ın 1453’te ilk namazı kıldığı eski Bizans eseri Ayasofya’ya bugün gittiğinizde “dinlerin kardeşliği” görülebilir. Mihrabın üzerinde Meryem Ana’nın kucağında Hazreti İsa’yı tasvir eden resim bulunurken; sağ tarafta Arapça harfler ile ‘Allah’ yazısı dikkat çekiyor, sol tarafta ise “Hazreti Muhammed” yazıyor. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Batı duvarları bugün hâlâ ayakta ve havarileri sembolize eden kuzularıyla gelenleri karşılıyor. Roma’daki Panteon, Mısır’daki Piramitler ile kıyaslamak doğru mudur bilinmez; ama bin 500 yıldır sapasağlam ayakta duran böylesi bir dini yapı yoktur ve Panteon ile Piramitler, Ayasofya’nın yanında ‘sıradan’ kalabilir.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’daki Süleymaniye Camii, Edirne’deki Selimiye Camii, bunlara karşılık olarak da Roma’daki San Pietro Bazilikası, Paris’teki Notre Dame Katedrali ve daha niceleri, Ayasofya’nın ‘eşik taşına’ denk değil. Ayasofya bunların yanında kümes olsa bile daha kıymetlidir. İstanbul’un kalbi Ayasofya Camii, dünyada eşi olmayan madde ve mana âbidesi olarak ayrışıyor diğer örneklerinden…
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Buna rağmen dünyanın ilk 7 harikası arasında Ayasofya’nın olmaması, Hz. İsa’dan önce ilk 500 yılda onların belirlenmesi, kilisenin ise yaklaşık bin yıl sonra yapılmasıyla ilişkilendirilir. Ancak Osmanlı Dönemi’nde dünyanın 7 harikası da Türk topraklarında bulunuyordu. Bugün hâlâ, Efes’teki Artemis Tapınağı ile Bodrum Kalesi’ndeki Mausoleum da “iki harika” olarak sınırlarımızdadır. Son 7 harika içinde de Ayasofya’nın olmaması, ‘internet oylaması’ ile belirlendiği için ciddiyeti tartışılabilir. Tac Mahal, Çin Seddi ve Chichen Itza Piramidi’nin dünyanın 7 harikası içinde olması; Hindistan, Çin ve Meksika’nın nüfusu ile ilişkilendirilir… Gönlümüzün listesinde zaten “Ayasofya” hep ilk sırada…
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Öyle ya; Ayasofya’nın kapılarındaki “Ya Fettah” yazılı maden dökümlü tokmakları ile fethin sembolü niteliğinde… Hatta; Ayasofya’nın ruhunu kuşaklar boyu anlatılan efsaneler nasıl da yansıtıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Ayasofya’nın malzemesinin Hızır (as) tarafından tedarik edildiği, “manevi işçilerin” çalıştığı ve orta kapısının Nuh Peygamber’in gemisinden yapıldığı yazıyor. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Fetihten sonra ise Ayasofya’da kılınan ilk Cuma namazında Fatih’in karşısında Kâbe’yi gördüğü ve Hızır (as)’ın terleyen sütuna parmağını sokarak Ayasofya’nın yönünü kıbleye doğru çevirdiği rivayet olunur. Yine Seyahatname’de Hz. Muhammed (sav)’in doğduğu yıl Ayasofya’nın kubbesinin yıkıldığı; ancak Hazreti Peygamber’in ağzının suyu ve zemzem ile karıştırılan kireçle tamir edilebildiği anlatılıyor.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
İlk olarak Konstantinus tarafından 390’da yapılan Ayasofya ahşap malzemeler ile yapılmış, geçirdiği yangın ile daha sonra yenilenmişti. İsim dizisi, Megali Ecclesia yani Büyük Kilise, Thea Sophia ve Hagia Sophia; yani Ayasofya olarak gelişmişti. Kubbenin üzerindeki haç indirildikten sonra fetih ile birlikte etrafından dört minare yükseltirerek, “cami” yapılmıştı. Bizans Dönemi’nde de Osmanlılar’da da en büyük paye ile imparatorluğun ‘ilk ibadet mekânı’ olarak görüldü.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Osmanlılar’ın son dönemlerinde ‘10 milyon kilometrekare’ olan imparatorluk toprakları, yaklaşık ‘700 bin kilometrekare’ zemine düşerken; Ayasofya’nın duvar sıvaları da kazınarak lahitleştirildi. Ayasofya’nın gözü dönmüş şehvetlisi Yunanlılar, bir asra yaklaşan zamandır iştahla ağzından salya akıtırken; 1935’te minareleri fiyonklu bir kurdele yapılmış olarak burayı şımarıkça ‘hediye kutusu’ kabul etti. Bir bakış ile Ayasofya’nın kapıları demirlenerek, İstiklâl Savaşı’nın temiz ruhu lekelenirken; adeta ‘istiklâl’ de tersine çevrildi gibi duruyor. Adeta maskara edilmiş haliyle bir taş yığını olarak Ayasofya’nın kapılarıyla bir milletin de sanki ruhunu kilitlediler, Ayasofya’yla birlikte kalpleri mühürlediler. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Şöhretli mimar Filippo Brunelleschi’nin Floransa’daki Duomo Katedrali’nin çatısı, ‘dünyanın en görkemli kubbesi’ kabul edilir. Ancak Ayasofya’nın kubbesi, Duomo’dan tam bin yıl önce ve sadece 5 yıl gibi kısa bir süre içinde yapılmış olarak, dönemin şartları da göz önüne alınır ise aslında daha büyük övgü hak ediyor. Ayrıca Hristiyan inançlar ile yapılsa da içinde Paganist semboller de bulunuyor. Mesela Poseidon’un figürleri, üçlü mızrağı ve balıkları Ayasofya’nın duvarlarında kendine yer bulmuş. Demek ki; Ayasofya’yı ‘Hristiyanlık’ şanı ile yaptıran Justinianus’un işçileri arasında hâlâ gizli Pagan olanlar vardı, geleneksel bağlılığını burada da duvarlara işlemişti. Ayrıca Helenistik Döneme ait mermer küpler de yer alır. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Bugünkü tahammülsüzlüklerin aksine dönemin ‘hoşgörüsü’ İstanbul’un fethiyle de sürdürülmüştü. Örneğin karaların ve denizlerin hakanı Mehmet Han, Ayasofya’yı cami olarak dönüştürürken; “Fatih Camii” demek yerine Ayasofya ismini muhafaza ederek, alçak gönüllülük sergilemişti. Nihayetinde Ayasofya isim kökü olarak, ‘kutsal bilgelik kilisesi’ anlamı taşıyor. Yani Hazreti İsa’nın kutsal bilgeliğinden bahsediyor.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Ayasofya’ya girerken; “Terleyen Sütun” olarak bilinen dilek taşına parmağınızı yerleştirerek gönül muratlarınızı istemeyi unutmayın. Rivayet o ki; tarihlerin birinde imparator Justinianus, hasta ve dayanılmaz baş ağrısı çekiyor. Kilisedeki bir sütun dibine oturuyor, başını koyduğu anda ağrıları diniyor. Bu sebepledir ki; buraya bir kutsiyet atfediliyor. Ayasofya sadece kilise papazlarını, patrikhane yöneticilerini ve rahipleri barındırmaz; avlusunda çok sayıda rahibenin de yaşadığı bir manastır bulunurdu. Osmanlı Dönemi’nde bir sıbyan mektebi, bir muvakkithane, iki sebil, üç yüzlü bir çeşme, devasa orta şadırvanın yanında küçük duvar şadırvanı, bir büyük imaret, bir medrese, iki güneş saati yer alırdı.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Ayasofya’nın kedisi Gli ile fotoğraf çektirmeyi de unutmayın. Gerçi sizin dalgınlığınıza gelse bile o bir mermer sütun üzerine çıkarak sizin ölümsüz karenizde yerini alarak kendisini elbette size hatırlatacaktır. Sevimli kedi ‘Gli’ genellikle Bizans imparatorlarının tahta geçtiği, ayin esnasında oturdukları “onfalion” köşesinde oturur, yani yerini de bilir. Reenkarnasyon inançlarımıza aykırı ama; yoksa Gli, “Bizans imparatoru” ruhuyla Ayasofya’da yaşıyor mu?
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç imparatorluğa ev sahipliği yapmış, iki kıta üzerine yayılan, içinden deniz geçen tek şehir Konstantiniyye’nin ve İstanbul’un gönlüydü Ayasofya. Dışından bakınca ulu, içinden bakınca ziynetli görünür. Komutan Henricus Dandolo’nun dışında başka imparatorlar ile, peygamber müjdesine mazhar olmuş ‘kutsal’ bilinen Ayasofya’da padişahlar II. Selim, III. Murat, III. Mehmet, I.Mustafa, I.İbrahim’in de türbeleri de bulunuyor. Padişahların gömülü olduğu bölüm, aslında eski vaftizhane olarak biliniyor.
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
6’ncı yüzyıl yapısı Ayasofya’daki Narteks koridorunda ‘imparator kapısı’ vardır. Söz konusu geçişin sağında bir mermer çıkıntı bulunur. Burası dehlizlere, mahzenlere iner ki; bilen bilir İstanbul’un üstü gibi altında da engin bir hayat vardır. İstanbul’un dehlizleri imparatorların kaçış yolu olarak birçok yere çıkar. Mesela Ayasofya’nın dehlizleri Sultan Ahmed Camii’nin yanındaki Hipodram’a ve daha arkadaki, sahilde yer alan Çatladıkapı’da ‘at nalı’ biçimindeki Sphendone Bölgesi’ne kadar uzanır. 
Ayasofya - Mutluluk Destinasyonu
Yine de gücümüze gidiyor; bizden öncekilerin başlarını secdeye koyup da ibadet ettikleri yerlere ayakkabılar ile basılıyor olması bugünlerde… “Kılıç hakkı” diye bir kabul var savaşlar tarihinde… İstanbul’un fatihi Sultan Mehmed Han’ın Ayasofya Vakfiyesi’ndeki vasiyetinde geçen, “Kim ki bu vakfın şartlarından birini değiştirirse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun” ifadelerinden sonra ne yazılabilir ki daha?
Resim yazısı ekle
Bir şehrin sahibi; üzerinde yaşayanlar değil, altında yaşayanlardır. Bu böyledir! Uzaktan Ayasofya’yı seyrediyor; ama içine girip de iki rekât namaz kılamıyorsak, nasıl ‘bizim’ olabilir ki? Yani hepimize ‘emanet’ olan Ayasofya eğer “esir” ise İstanbul da hür değildir. Sizin için de bu işte bir yanlışlık yok mu; Ayasofya bizdeydi de “bizim” miydi sahi?

2 Şubat 2019 Cumartesi

Çölün ortasında bir vaha: Petra

Nebatiler'in kayıp kenti, Ürdün'ün gizli hazinesi, dünyanın 7 harikasından biri... Mutluluk Destinasyonu bu hafta şairlerin 'tarihin yarısı kadar yaşlı, gül kırmızısı şehir' dediği Petra'da.
Petra - Mutluluk Destinasyonu
2.500 YAŞINDA BİR TAŞ ŞEHİR

Geçmişi milattan önce 400 yılına kadar dayanan Petra yani Taş Şehir, dünya üzerinde gördüğünüz ya da göreceğiniz başka hiçbir yere benzemiyor. Güneş'in açısına göre renkleri; kırmızı, turuncu, pembe ve sarı olarak değişen ve dağların içine oyulmuş olan bu antik şehir; bir zamanlar Nebati kavminin başkentiydi.
Petra - Mutluluk Destinasyonu
Bu antik yapının güzelliğini size şöyle anlatalım. Nebatiler aslında göçebe bir kavimdi. Ancak kendi oluşturdukları şehre aşık olunca, yüzyıllar boyunca yerleşik bir düzende kalmaya karar verdiler. Ta ki inançlarına göre yaratıcılarını kızdırıp, ceza olarak depremlerle karşı karşıya kalana kadar.
Petra - Mutluluk Destinasyonu
Fırat Nehri ile Kızıldeniz arasında uzanan Petra, tarihin ilk yıllarında belki de dünyanın görkemli şehriydi. Depremler ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle terk edilince, 1812 yılında yeniden keşfedildiği güne kadar uzun bir uyku süreci yaşadı.


Petra - Mutluluk Destinasyonu
ROSE ŞEHİR

Kayaların rengi nedeniyle Rose Şehir olarak da adlandırılan, Ürdün'ün gizli hazinesi Petra'da kum taşının içine oyulmuş tapınaklar, tiyatrolar, evler ve mezarlar insanı hayranlık çizgisinin ötesine taşıyor. Özellikle güneş battıktan sonra kurulan Bedevi kampı sakinlerinin mum yakarak tapınakları aydınlatması, geceyi görsel bir şölene dönüştürüyor.
Petra - Mutluluk Destinasyonu
Yaklaşık 100 kilometrelik bir alana yayılan Petra'ya adım atar atmaz insan kendini bilim kurgu filmi setinde gibi hissediyor. Taşlara dokunmak, labirenti andıran koridorların sonunda ortaya çıkan mimari harikaları görmek, hipnotize edici bir etki oluşturuyor.
Petra - Mutluluk Destinasyonu
Bu arada yukarıda 'kendimizi bilim kurgu filmi setinde gibi hissettik' derken abarttığımızı düşünmüş olabilirsiniz. Ancak Petra; Indiana Jones, Transformers ve Queen of Desert gibi pek çok filme de ev sahipliği yaptı.

Petra - Mutluluk Destinasyonu
PETRA'YA NASIL GİDİLİR?

Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasında bulunan Petra'ya ulaşmak için, önce uçakla Umman'a gitmeli, ardından yaklaşık 2.5 saat karayolu seyahati yapmalısınız. Uçak biletleri biraz pahalı ama inanın göreceğiniz manzaraya değer.

Petra - Mutluluk Destinasyonu
PETRA'DA NEREDE KALINIR?

Bu antik kenti baştan aşağı gezmek ve her detayını incelemek en az 2 gününüzü alacaktır. Bu nedenle Umman'da kalıp, her gün 2.5 saat yol aşmak pek de akıllıca bir fikir değil. Petra'da Bedevi kamplarında ya da antik otellerde kalmak mümkün. Şehir içindeki otellere göre biraz daha pahalılar. Fakat her gün vereceğiniz yol parasını da eklerseniz, aşağı yukarı aynı fiyata gelecektir.
Petra - Mutluluk Destinasyonu


25 Ocak 2019 Cuma

İki nehir, bir deniz: Ağva

İstanbul, eşsiz güzelliğini denizine borçlu bize kalırsa... Elbette Marmara Denizi’nin ışıltısıyla aydınlanan İstanbul için tarihî yalılar, saraylar, limanlar, mesire yerleri ve camiler de ayrıştırıcı ihtişam sunuyor. Ancak İstanbul, bunlardan daha fazlası… İstanbul, Marmara’dan ibaret olamaz kesinlikle. Çünkü İstanbul’un kuzey sırtlarında, otantik güzelliklerini koruyan birçok sahil kasabası ve balıkçı köyleri arz-ı endam ediyor. Bunlardan biri de Ağva. Mutluluk Destinasyonu’nun pusulasına takılıp siz de buyurmaz mısınız? İşte huzurun kıyısındaki Ağva…
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
İş hayatının rutini ve şehrin kalabalığından kaçıp nefes almak isterseniz eğer, iki dere arasındaki Ağva, her mevsim ziyaretçilerine yemyeşil bir sakinlik sunuyor. İstanbul’un yanı başında, Karadeniz’in kıyısındaki Ağva’da kahvaltı ritüelini uzatarak, serin ormanlarında trekking ve kamp yaparak ve yeşilliklere uzanarak miskinlik yapıp akrep ve yelkovanların tik takını dinleyebilirsiniz. 
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Latince ‘aqua’ yani “su” demek olan Ağva, Kocaeli’nin Çal Tepesi’nden gelen Yeşilçay ve Göksu derelerinin buluşma noktasında bulunuyor. Sazlıkların arasındaki Ağva’da kısa bir tatil molası, minik kaçamak size kendinizi iyi hissettirecek, yenilenmenize yardımcı olacak. Sevgiliniz ile romantik saatler geçirebileceğiniz en doğru yer Ağva. İnanmayan Albanita’ya sorsun. Özellikle yaz geceleri, renkli ve eğlenceli sürprizlere hazırlıklı olun. 
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’a 1,5 saatlik bir uzaklıkta konumlanan Ağva’ya, Ümraniye üzerinden ulaşmanız mümkün. Nehir kıyısında bir şeyler atıştırabilir veya kahve keyfi yapabilirsiniz. Aşıklar Koyu, Kilimli Koyu ve Kadırga Koyu, aşıklar için görülmesi gereken özel köşeler… Nehir üzerinde tekne gezisi yapabilir, sazlıkların kenarında balık tutabilir veya ağaçlar arasında bisiklet sürebilirsiniz. Piknik yapabilir ya da salaş bir restoranda balık yiyebilirsiniz.
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Cenevizliler’den kalma Ocaklı Kale’yi, Hacıllı Köyü’ndeki mağara ve şelaleleri, Sungurlu Dağ Değirmeni ve Hisartepe’deki kale kalıntılarını, Ağlayan Kaya ve Saklıgöl’ü, Şile Feneri ve Papaz Çeşmesi’ni görmeden dönmeyin. Ağva’da Karadeniz mutfağına ait lezzetleri tadacak, her çeşit balık ve etleri ile köy ekmeklerini unutamayacaksınız.
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Konaklamak için Robin’s Nest Hotel’i tercih edebilirsiniz. Akşamları caz müziği eşliğinde, nehirdeki yakamoz ve ay ışığı ile dans edebilirsiniz. Ihlamur ve çam ağaçlarıyla çevrelenmiş bungalov tipi odalarında tabiatın seslerini dinleyebilirsiniz. Doğaya özlem duyanlar için tartışmasız lokasyon olan Ağva, misafirlerine dingin, kuralsız ve samimi bir davet sunuyor. 
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Rum toplumunun izlerini bulabileceğiniz Ağva’da daha önce Hititler’den Frigyalılar’a, Romalılar’dan Cenevizliler’e kadar pek çok farklı kültür yaşadı. Resmi adı Yeşilçay olan Ağva’nın ismine dair rivayet o ki; nehirler arasında yer almasından mülhem, “iki nehir” yani Ağva denilmiş buraya… Odunculuk ve balıkçılığın yaygın olduğu Ağva’da Cilalı Taş Devri’nden bu yana birileri hep huzur ile yaşıyor. Deniz Feneri altında ise Truva’nın hazinelerinin yer aldığı iddia ediliyor.
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Zengin bitki örtüsü sayesinde Ağva, yıl boyu farklı kuş türlerini de ağırlıyor. Ağva’ya Göksu gibi, balıkçıl kuşlar, kaplumbağalar, yalıçapkınları, sakalar, karabataklar, çulluk ve bülbüllerin sesleri de hayat veriyor. Böyle bir faunayı keşfetmek için ya sazlıkların etrafında yürüyeceksiniz ya da su üzerinde kürek çekeceksiniz.
Ağva - Mutluluk Destinasyonu
Ağaçların çizdiği rotalardaki yolları ile benzersiz kaya oluşumları ile eşsiz ve bakir plajları ile efsaneye göre savaşlarda on binlerce askerin saklandığı mağaraları ile göller bölgesi Ağva, Bizans öykülerini dinlemek isteyenleri bekliyor.

12 Ocak 2019 Cumartesi

Şövalyelerin evi Malta

Mutluluk Destinasyonu olarak Akdeniz’in en güzel ada ülkesindeyiz. Akdeniz’in kalbinde bulunan Malta’da senenin her dönemi, “kum, deniz ve güneş” üçlemesi ile hayatın sıcak yüzünü yaşıyorsunuz. Neredeyse hiç kış mevsimi görmeyen iklimi ile Malta, tartışmasız Avrupa’nın en sevimli ülkesi, adeta masal diyarı… İtalya ile Libya arasındaki Akdeniz’in ortasında, Avrupa’ya ve Afrika’ya nokta koyuyor.

Malta - Mutluluk Destinasyonu

Ekonomik bir lokasyon olarak Malta, Gozo ve Comino ile birlikte bir takımadalar dizisinin en büyüğü… Yarım milyon kadarlık nüfusu, turizm sezonu boyunca 3 kat artarken; buranın saklı bir Cennet olduğunu söylemek haksızlık olabilir. Malta bütün güzelliğiyle, tüm ihtişamıyla gözünüzün önünde arz-ı endam ediyor. Roma, İngiliz, Fransız ve Arap değerlerinin bir arada bulunduğu kozmopolit bir asalet ile misafirlerini karşılayan Malta’da, Akdeniz’in ışığıyla huzur doluyorsunuz. Zengin mirasıyla keşfedilmeyi bekleyen palazzolar veya sarayları ile Malta, Antik Çağ’dan kalma ışıltısını koruyor. 


Malta - Mutluluk Destinasyonu

Dik arazilerinde kaybolacak, tarihi eserlerinin çekim gücüne kapılacaksınız. Başkent Valletta, St. John Şövalyeleri’nin eliyle inşa edilmiş eski ve zengin şehir, Malta’nın ‘zarafet merkezi’ olarak öne çıkıyor. Her köşesi incelik ile tasarlanmış olan Valletta, Barok mimari tarzında planlanmış. Yüzlerce yıllık tarihin derinliklerinden anıları fısıldayan kiliseler, köprüler, payandalar altın rengi ve tonları ile fark ediliyor.


Malta - Mutluluk Destinasyonu

Dünyanın en büyük surlarına sahip olan Büyük Liman’da güzel bir İtalyan kahvesi eşliğinde geleneksel lezzet ‘pastizz’ yiyebilir, asilzadelerin yaşantısını tecrübe ederken; yanınızda bir Albanita da var ise Akdeniz güneşini masmavi gökyüzünden uğurlayıp “soylu” duygular yaşayabilirsiniz. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman Han’ın 1565’te 40 bin kişilik Osmanlı askeriyle gerçekleştirdiği kuşatmadaki cengâverliği de duyabilirsiniz.


Malta - Mutluluk Destinasyonu

Grand Master’s Palace’ta yalnızca paha biçilemeyen Goblen halılarını bile görmek yeter; ancak estetik harikası mobilyalar da fark edilmeyecek gibi değil nasılsa… Malta mutfağında İtalyan damak tadı ağırlıklı olarak yer alırken; Arap mutfağı etkisi de hissediliyor.


Malta - Mutluluk Destinasyonu

Malta’nın eski başkenti Mdina’da atlar ve eski at arabaları ile eski kale etrafında asırlık tarihlere inebilir, dokunabilir, yeniden yaşayabilirsiniz. Eğer benim gibi; ‘Game of Thrones’ meraklısı bir Albanita yanınızdaysa, her köşe başına daha önce aşina sayılırsınız Mdina’da.

Malta - Mutluluk Destinasyonu

Devasa kapıları geçerken, 4 bin yıllık karmaşık dekoru, mimari ayrıntıları da hayranlık ile fark edeceksiniz. ‘Sessiz şehir’ Mdina’da taş sokaklar, süslü cephesiyle evler ve uzayıp giden gösterişli, göz alıcı sahil boyunca uzanan kafeler, romantik duygular bahşediyor. Sevdiğinizin elinden tutun bir saklı kafelerin birinde, göz göze ‘çikolatalı kek’ yemeyi unutmayın. Bu arada Rabat’ta etkileyici bir yer altı mezarlığı da var, elbette burayı görmeden de dönmeyin, zira farklı bir deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz.

Malta - Mutluluk Destinasyonu

Malta’nın kuzeyindeki eski çiftçi kasabaları ve balıkçı köyleri de unutulmaz hazlar hissettirip yaşamanın güzelliğini tattıracak, birbirinden etkileyici fotoğraflar çekmeniz için doğal plato olacak. Malta için ‘ada’ demek haksızlık olabilir. Burası bir adadan çok daha fazlası çünkü… Gozo ile Comino günübirlik ziyaretler için isabetli seçenek olabilir. Gozo’da zaman, ağır aksak ilerlerken; saatlerin durduğu burada huzur ve dinginliği aynı anda yaşayacaksınız. Comino ise adeta doğa harikası bir atmosfer sunacak size… Dünyanın en iyi korunan yapılarından biri olarak Azur Penceresi, şiddetli fırtına ve yalçın dalgalara yenik düşse de, Gozo’da görebileceğiniz yemyeşil tarım alanları hâlâ duruyor. Comino muhteşem koyları, mavi ve yeşil rengin bütün tonlarıyla izole, mahfuz bir yer…

Malta - Mutluluk Destinasyonu

Malta’nın bir ucundan diğer ucuna sadece bir saatte gidebilirsiniz belki; ancak içinde görecekleriniz size bir ömür anlatmaya değecek güzellikler sunacak. Küçük bir ada belki, ama büyük bir tarih sunuyor. Cuma gününden başlayacak 3 günlük bir hafta sonu tatili, Malta’nın hazinelerini keşfetmek için mükemmel bir seçim olabilir. Oysa Albanita’yı dinlese, Bordolu Çocuk için Malta’da bir ömür, gençleşerek de geçebilir. 


Malta - Mutluluk Destinasyonu

Zengin, samimi, güvenilir ve modern insanların ülkesi Malta’da güneş ışıklarına doymuş olarak geri dönebilirsiniz veya dönmek istemeyebilirsiniz de... Denizciler için özel bu yer, denizci ailesine 'damat' olanlar için de “özellikli” konum ediniyor. Kireç taşı binaları, kapı önündeki çiçekleri, dolambaçlı yolları, sakin hayatı, sevimli otel, dükkan ve evleriyle, otantik, cezbedici Malta, Mutluluk Destinasyonu referansıyla sizi de bekliyor.

5 Ocak 2019 Cumartesi

Adriyatik'in kraliçesi Budva

Yaşlı Ceneviz Kalesi'nin gizemi, Dans Eden Kız'ın güzelliği, Stevi Stefan'ın kalabalık içindeki yalnızlığı... Mutluluk Destinasyonu bu hafta, İtalyan rüzgarları ile yüzünü batıya dönmüş, ama kalbinde doğunun iklimini barındıran Budva'da.
Budva - Mutluluk Destinasyonu
Bir zamanlar sadece düşük bütçesi olanların, vize istemediği ve otelleri uygun fiyatlı olduğu için tercih ettiği Budva, artık dünya jet sosyetesinin de kalbinin attığı yer. Egzotik adaları, leziz yemekleri ve tabii ki dillere destan gece hayatıyla, yeni bir İbiza olma yolunda ilerleyen Budva'nın şöhreti, Karadağ'ı geride bıraktı bile.
Budva - Mutluluk Destinasyonu
BUDVA'YA NASIL GİDİLİR?

Türkiye'den Budva'ya ne yazık ki direkt uçuş henüz bulunmuyor. Bunun için önce Karadağ'ın başkenti Podgorica'ya uçarak, ardından bilet fiyatları 6 ila 10 Euro arasında değişen otobüslerle, 30 dakikalık bir yolculuğun ardından Budva'ya ulaşabilirsiniz. Uçak yolculuğu yaklaşık 1 saat 45 dakika sürüyor. Üstelik Karadağ, Türkler'den vize istemiyor.
Budva - Mutluluk Destinasyonu

BUDVA'DA NERELER GEZİLİR?

1-) STARİ GRAD

Yüksek duvarların arkasında yükselen bir orta çağ şehrini andıran Stari Grad'a buranın yerlileri 'eski kasaba' diyor. Bir zamanlar Romalılar'ın evi olan bu antik kent şimdilerde Budva'nın turizm merkezi. Her daim kalabalık, her daim cıvıl cıvıl. Kasabayı çevreleyen surlara dört yerden giriş çıkış var ve güney kapısı büyük bir sürprize, Adriyatik Denizi'nin masmavi sularına açılıyor. Gittiğiniz yerlerden hediyelik eşya alma alışkanlığınız varsa, buradaki sevimli dükkanları gezmenizi tavsiye ederiz.
Budva - Mutluluk Destinasyonu

2-) DANS EDEN DENİZ KIZI HEYKELİ

Budva'nın simgelerinden biri de, şehrin göbeğinde duran Dans Eden Deniz Kızı Heykeli. İnanışa göre heykele dokunanın şansı yaver gidiyor. Ancak fotoğrafta yalnız durduğuna bakmayın, heykele dokunmak için uzun süre bekleyebilirsiniz, zira önünde hep kuyruk oluyor.

Budva - Mutluluk Destinasyonu


3-) STEVI STEFAN ADASI

Ana karaya sadece incecik bir köprü ile bağlı olan ve Bursa'daki Gölyazı'yı andıran bu mistik ada, dünyaca ünlü isimlerin de sığınağı. Taş evlerle çevrili sokakları kadar plajları ile de meşhur. Ancak adaya özel araç girmesine izin verilmiyor, sadece toplu taşıma ile ulaşabilirsiniz hemen ekleyelim.
Budva - Mutluluk Destinasyonu


4-) STEVI NIKOLA ADASI

Masmavi denizi, incecik altın sarısı kumları ve mis gibi çiçek kokularıyla yeryüzündeki cennet denebilecek olan bu adaya Budva'nın Hawaii'si de deniliyor. Sadece deniz taksi ile ulaşılabilen Stevi Nıkola Adası, deniz turizmine dair her şeyi vadediyor.

Budva - Mutluluk Destinasyonu


BUDVA'DA NEREDE KALINIR?

Lüksü, karşılanabilir rakamlara sunan Budva'da, otel fiyatları da bütçeyi aşmayacak cinsten. Şehrin en lüks otellerinden biri olan Splendid Otel'in fiyatı ortalama 495 TL. Ben kültürel tura çıktım, daha düşük bütçeli bir yer lazım diyenler için ise 4 yıldızlı Hotel Zeta var. Buranın fiyatı ise gecelik 250-300 TL arasında.

Budva - Mutluluk Destinasyonu

29 Aralık 2018 Cumartesi

Beyoğlu'nda bir Noel akşamı

Yılbaşı bütün ışıltısıyla yine sokaklara yansıdı. 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan gece Hristiyanların 'Noel Yortusu' olarak İstanbul’da da kutlandı. Birçok dini merkez gibi, kentin en büyük Katolik cemaatine sahip St. Antuan Kilisesi de coşkuyu yaşayacağınız sayılı yerlerden biri. ‘Santa Maria’ yani Meryem Ana Draperis Kilisesi ise yoksulluğa övgüler diziyor adeta, keşiş hayatının numunesi gibi duruyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Boğucu bir yıl, yorgunluklar ile geride kalırken; yepyeni heyecanlar beklediğimiz günlere az kaldı. Sokaklar, evler ve mağazalar süslü süslü… Tıpkı St. Antuan gibi… Santa Maria ise ilahi bir adalet, fakirliğe davet ediyor. Çünkü Hz. İsa, yoksuldur ve asıl mühim olan onun gibi yaşamaktır. Draperis Kilisesi’nde 'yoksulluk' yüceltiliyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Albanita’nın çizdiği rota; Beyoğlu ve Galata arasındaki 400 metre uzaklıkta bulunan iki merkezde ‘inanç’ farkını yaşatıyor. St. Antuan’da her kökten insanlar cıvıl cıvıl bir kalabalık oluşturuyor. Katoliklerin duygularını yaşamayan bu kozmopolit kitle, dini ritüelleri sanki bir müze gibi duygusuz, biraz da saygısızca izliyor. Santa Maria’da ise daha kapalı bir cemaat duygusal dakikalar yaşıyor, gözyaşları hissediliyor, Latince çağrılar ayırt ediliyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Bu arada öte yandaki St. Antuan’da cemaat için ayrılmış bölümde bir kadın farklı etnik ve dini kökteki insanların rahatsız edici gürültüleri arasında ellerini yüzünde birleştiriyor, başını önüne eğiyor ve Hz. İsa’yı hissetmeye çalışıyor. Yanındaki bir adam ise gözlerini kapatmış, göz kapaklarının oluşturduğu karanlıkta başını gökyüzüne kaldırarak, göğe çıkarılmış Hz. İsa’yı yaşıyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Kırmızı şerit ile çevrilmiş Katoliklerin oturduğu mahfuz bölümün dışındaki Müslüman ve Yahudi kökenli insanlar ise hürmetsiz, rahat hareketleri ile rahatsız edici görünüyor. Ancak ilahi atmosfer dolayısıyla ruhani duygular yüklenen cemaat, hoşgörü ile karşılıyor meraklı ziyaretçileri. ‘Barış ve sevgi’ içinde her eksikliği görmezden gelerek, karışıklık ve curcuna arasında geleneklerini yaşamaya, ilahileri dinlemeye gayret ediyor.

Pera’da bulunan Santa Maria’daki Noel ayini, saat 20.00’de ilahilerin okunmasıyla başlarken; Beyoğlu’nda yer alan St. Antuan’dakiler, birkaç saat geciktiriyor kutlamaları… Memnuniyet ile karşıladıkları kalabalığın biraz çekilmesini bekliyorlar belki de, bilinçli rötarlarla… Bu arada Latince, İtalyanca, Türkçe, İngilizce ve Lehçe dillerde 'barış çağrısı' ve tebliğler yapılıyor. Uysallık ve iyilik ile yüzleşilmesi gerektiği misafirlere hatırlatılıyor. İnananlar okunan ilahi ve dualara gözyaşı ile eşlik ediyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Dışarıdaki kapıda, içerideki replika ve dilek oymalarında advent mumları yanıyor. Çocuklar ve yetişkinlerin oluşturduğu kar beyazı korolar, Noel ilahileri okuyor. Hristiyanlığın başlangıcından çok sonra, ilk defa 1837’de Fransa’da Orleans Düşesi Helene’nin Tuileries Sarayı’nda kurduğu yılbaşı çam ağacı, günün önemine baskın çıkıyor. “Noel süslemesi”  farklı inanç dünyasındaki insanları kendine çekiyor. Etrafı tablet ve akıllı telefon ışıklarıyla çevrilmiş ağaç, Katolikler’den uzak duygular içindeki insanların emanet gülücüklerine fon oluyor. Yaz kış yaprak dökmediği için ölümsüzlüğüne inanılarak kutsiyet atfedilen Noel ağacı için St. Antuan’daki objektifler, renkleri ve ışıklandırmasına dönüyor sürekli...
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Latince “beden alış” anlamına gelen ‘natalis’ kelimesinden doğan Noel ve Yunanca ‘kurtarıcı’ demek olan Christ, yani Hz. İsa’nın isminden mülhem olan geceye, tam da bu yüzden Christmas veya Noel denildiği rivayet ediliyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Öte yandan ‘ilk Hristiyanların yaşadığı dönemde kilise, Hz. İsa’nın doğumunu da kutlamaya karşıydı’ diye tarihi kayıtlar not düşüyor: “Aslında eski bir pagan adeti, “İsa güneşimizdir” şeklinde bir bakış ile Hristiyanlaştırılmış oldu” deniyor. Mesela Romalılar, kış aylarında ışık tanrısı Mitra’nın kendilerini terk etmesine üzülür, günlerin uzamaya başladığı 25 Aralık’ta güneşin esaretten kurtulması şerefine büyük ve biraz da ‘ahlâksız’ denebilecek eğlenceler yapardı.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Protestanların dünyaya yaydığı Noel kutlamalarının eski tarihlerde Avrupa’da sık sık yasaklandığı biliniyor, Türkiye’de ise kutlamaların başlangıç tarihi 1926’ya, Cumhuriyet Dönemi’ne tekabül ediyor.
Beyoğlu'nda Noel - Mutluluk Destinasyonu
Işık zincirleriyle çevrilmiş St. Antuan Bazilikası’ndan Hz. İsa ve Meryem Ana’yı anlatan ilahiler yükseliyor bulutlara ve İstiklal Caddesi’ne taşıyor. Biraz gerideki Santa Maria Kilisesi’nde de Hz. İsa’yı ve doğuşunu anlatan konuşmalar, İncil’den bölümlerin okunmasını takiben son olarak Kutsal Doğuş’u sembolize eden replikadaki “Bebek İsa” heykelinin kutsanmasıyla gece tamamlanıyor.

‘Tu scendi dalle stelle’ yani “Sen yıldızlardan iniyorsun” ilahisi okunuyor ve kalabalık arkalarından gelen tütsü kokularıyla kilise merdivenlerinden huşu içinde yukarı doğru çıkıyor ve hayatlarına geri dönüyor. Dudaklarında şarabın bıraktığı ıslaklık, ellerinde ise kutsal ekmek bulunuyor.

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...