Bursa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bursa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2018 Cuma

Mutluluk Destinasyonu: 2018 Almanak

Mutluluk Destinasyonu, 9 ay boyunca bir kıta, 7 ülke, 24 şehir ve 42 mutluluk istasyonu biriktirdi. 297 günlük yayın hayatında blog editörleri, dünyanın çevresinde bir tam tur yaparak, 44 bin mil kat ederek, sizin için nefes alınabilecek mola yerleri keşfetti.
Mutluluk Destinasyonu
Avrupa Kıtası’ndaki etkileyici köşeler arasında özel deneyimler yaşayarak, sizlere de 2018’i uğurladığımız bugünlerde; yeni umutlar, yeni rotalar ve yeni mutluluklar listesi derledik. Yılbaşı arefesinde hazırladığımız “en iyiler” belki birkaç günlük kaçamak için iyi bir fikir olabilir. Buyurunuz; Mutluluk Destinasyonu'nun 2018 Almanak’ı:

EN İYİ MANZARA:

1- Tirilye

Marmara’nın sonsuz maviliğine bakan manzarasıyla, sırtını zeytinliklere vermiş Tirilye, doğanın bütün güzelliklerini aynı anda size sunabilecek tek adres sayılabilir.
Mutluluk Destinasyonu
Eski Rum evleri arasındaki Osmanlı yalısını andıran Tirilyalı Butik Otel, unutulmaz bir yıl dönümü için doğru durak olacaktır. Deniz kıyısındaki odanızda gün doğumu ve güneşin batışını izlemek için size 250 TL yeter. “Cennet’ten bir köşe” ifadesinin örneği olarak Tirilye, balıkları ve şaraplarıyla da diğerlerinden ayrışıyor. Bursa’nın sırrına Tirilye’de erebilirsiniz, sevdiğiniz ile göz göze bakarken...

2- Sarıyer

Tarih boyunca dünyada hüküm sürmüş imparatorluklarının gözünün üzerinde olduğu İstanbul Boğazı’nın en eski yerleşim yerlerinden Sarıyer’de görkemli bir durak sizi bekliyor 2018’in son gününde…
Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’un Avrupa Yakası’nın Karadeniz’e açılan kapısı Sarıyer’deki Fuat Paşa Yalısı, eski yılların ihtişamını yükleniyor. Doyumsuz ‘Boğaz’ silüeti karşısında kendinizi ayrıcalıklı hissebileceğiniz tarihi yapı, Sultan Abdülaziz Han Dönemi’nde Hariciye Nazırı olan Keçecizade Fuat Paşa’nın malikanesi... Sadece 350 TL’ye sizi de “üst düzey” bir konukluğa davet ediyor.

3- Burgazada

Yandan çarklı vapurlarla “İstanbul’un Ege’si” Burgazada, kollarını açmış misafirlerini bekliyor. Yalçın kayalar üzerinde adeta bir kale gibi görünen Pyrgos Butik Otel, göz kamaştıran manzarasıyla şehir hatları vapurlarını selamlıyor.
Mutluluk Destinasyonu
Pencerelerine martıların misafir olduğu Burgazada, size sakinlik vaad ediyor. Sükûnetinin yanında romantizm de taşıyor her köşe başından Marmara’nın sularına… Özgürlüğün mekanı Burgazada, hoşgörü, sevgi ve barış rotası olarak da öne çıkıyor. 2019’a ‘ada’ modası ile girmek isteyenlerin 250 TL’yi kenara ayırması gerekiyor.

EN İYİ AKŞAM:

1- Balat

Vodina Caddesi’ndeki Agora Meyhanesi’nden aşk dolu sözler, Greek müzik tınıları ve mutlu kahkahalar sokağa yayılıyor. Yeni yıl için Asteri’den Stelyo’ya uzanan neredeyse bir buçuk asırlık meyhane harika mezeleri, nostalji kokan görüntüsüyle sizi ‘buyur’ ediyor.
Mutluluk Destinasyonu
Kendi zamanlarını aşıp bugünlere kadar ulaşan aşk şarkısına ilham olmuş Agora, yeni yıl kutlaması için doyumsuz bir tercih olabilir; eğer erken davranırsanız. ‘Burası Agora Meyhanesi’  diyor, duygu dolu anıları size bırakıyoruz. Bordolu çocuk kadar şanslıysanız, bir Albanita’nın gözlerinde divane olabilirsiniz.

2- Büyükada

Misafirlerini kendine hayran bırakan Büyükada için mevsimlerin, hava koşullarının bir önemi yok. Öyle ki; soğuk kış günlerinde sıcacık, romantik duygular yaşatıyor. 
Mutluluk Destinasyonu
Doya doya deniz mahsulleri tüketebileceğiniz Marmara’nın kıyısında, yakamozlar göz alıcı şekilde kadehlerinize vuruyor. Kalamar, karides ve güveç gibi ara sıcakları, taze mezeleri, lezzetli balıkları ile By Şükrü, Fedon’un alt solistlerinin de yeri… Uzun yıllardır balıkçılık ile uğraşanlar, tecrübesini kanıtlamak için hazır. Veganlara bile balığı sevdirebilecek restoranlardaki, ada aidiyeti ise keyifli deneyim yaşatıyor.

3- Kumkapı

Mutluluk Destinasyonu’ndan ‘selam’ getirerek; Tarihi Kumkapı Restoranı Historical’da buranın ruhunu yaşayabilirsiniz.
Mutluluk Destinasyonu
İlgili hizmeti, lezzetli et ve balık tercihleriyle misafirleri için her şeyi düşünmüş olan burada, her defasında memnun kalacaksınız. Mezeleri, salataları dillere destan restoran için gitmeden rezervasyon yaptırmanız yerinde olabilir. Malûm yılbaşı akşamı için talep çok olacaktır. Sonunda hayal kırıklığı yaşamayın. Deniz kokusu eşliğinde tarihi yarımada içinde daha masaya oturmadan mutluluk etrafınızda sarhoş olacak.

EN İYİ ROTA:

1- Kars

Mükemmel bir hafta sonu kaçamağı olarak Doğu Ekspresi, iyi bir yılbaşı rotası olabilir. Yeni yıla karlar altında girmek isterseniz Kars, Ermeni ezgileri, Kürt müzikleriyle sizleri bekliyor. 26 saatlik eşsiz bir deneyim ile tren yolculuğu yaparak Kars’a ulaştıktan sonra Selçuklu, Osmanlı ve Rus mimarisinin egemen olduğu topraklardaki taş otellerde, kristalize kar yağarken; kan kırmızı duygular sizi bekliyor.
Mutluluk Destinasyonu
Yeni yıl demek elbette Batı değil, Doğu’da da bambaşka bir yılbaşı geçirmek size farklı, yaşanmamış hatıralar bahşedecek.

2- Kocaeli

İstanbul’a uzak, İstanbul’a yakın rota, Marmara Bölgesi’nin en büyük üçüncü şehri, yeni yıl kutlamaları için renkli bir başka duraklardan biri olabilir. 
Mutluluk Destinasyonu
Bizim için yarım bir hikaye, ancak en unutulmaz hatıra olarak zihnin kıvrımlarında kendini gösteren Kocaeli, 2018 Almanak’ı içinde yer almasa, kendimize haksızlık olacaktı. Ancak yarım hikayesi bile ‘en çok okunan yazılar’ arasında başı çekiyorsa, tamamlanmış olsaydı, siz eğlencenin doyumsuzluğunu bir düşünün bakalım. İznik, Maşukiye, Kartepe ve Körfez de yeni yıl alternatifleri olarak çevresinde saçılmış duruyor.

3- Ömerli

Saklıgöl ve Şile arasındaki Ömerli de farklı tercihler arasında sıralanabilir. Öyle ki; kamp ve doğa tutkunları için sıradışı bir yılbaşı deneyimi sunuyor.
Mutluluk Destinasyonu
Ömerli, İstanbul’un köylerinden biri… Siz de doğal ve mütevazi bir arayış içindeyseniz, göl kenarındaki bungalovlar ışıltılı görünüyor. Ateş etrafında aşk dolu dakikalar artık sizlere kalmış. Ne içer, ne söyler, nasıl bakışırsınız; orasına biz karışamayız elbette. Ama Ömerli, etkileyici bir destinasyon olarak dikkat çekiyor. Tecrübe ile sabit olarak bu kadarına hakkımız var. Doğanın sunduğu huzur ile Ömerli’den mutlu yıllar…

EN İYİ KAHVALTI:

1- Gölyazı

Ulubat Gölü’nde balıklar suya girip çıkarken; eski hâl çarşısında mezat yapılıyor. Balıkları zıplamayana para verilmiyor burada. Gün yeni doğmuş olsa da, avlanmadan dönen balıkçılar bir köşede yırtılan ağları dikiyor.
Mutluluk Destinasyonu
Bordolu çocuk ile Albanita ise daha önce tatmadığı reçelleri, peynirleri deneyimliyor. Otantik bir ortamda, nefis gözlemeler, taze kahvaltılıklar, ezmeler, organik sebzeler, binbir çeşit ürünler ile 2019’un ilk öğünü uzun süren bir ritüel olabilir pekâlâ. Taze demlenmiş çaydanlığın dibi gelene kadar da hoş sohbet ve huzur size kâr kalır.

2- Anadolu Kavağı

Marmara’nın suyunun Karadeniz’e karıştığı Anadolu Kavağı’nda kar beyazı örtüler, iddiasız; ama zarif sandalye ve masalarda kahvaltı, en keyifli atıştırmalık... 
Mutluluk Destinasyonu
Henüz vapur seferlerinin başlamasına birkaç saat olsa da mahmur bakışlar arasında kıyıdaki evlerin kayıkhanelerine dalgalar vururken; kediler ve kuşlar ile cömert bir yeni yıl yeni gün başlangıcı yapabilirsiniz. Birçok alternatif bulunan küçük iskele meydanında İstanbul’un doyumsuz manzarası ise gözlerinize hitap ediyor. Balıkçılar denizde rüzgar ve dalgalarla mücadele ederken, siz ılık, sıcacık anlar yaşayabilirsiniz.

3- Cumalıkızık

700 yıllık Osmanlı köyü Cumalıkızık, Uludağ’ın eteklerinde konumlanıyor. Şirin köy hayatı, natural dokusuyla burada hakim renk tabiatından mülhem yeşil olsa da, ahşap evler rengarenk. Dolayısıyla her rengin hüküm sürdüğü Cumalıkızık’daki Bulanlar Konağı’ndaki kahvaltı da öyle... Doğal hayatın ihtişamını geçit töreni yapıyor. Çeşit çeşit lezzetleri ile her damak zevkine hitap eden tercihler sunulurken, samimi, saygılı bir ortam mevcut.
Mutluluk Destinasyonu
Yeni yıl için ‘köy kokulu’ bir armağan olarak “Cumalıkızık” not edilebilir. 2018’in son gecesi sonrası afyon patlatmak için ancak böyle bir doğa gerekir.

EN EKONOMİK:

1- Arnavutluk

En cazip rotaların başında elbette Albanita’nın diyarı Arnavutluk geliyor. Mütevazı bir bütçeyle vizesiz olarak Tiran’a THY ile her gün, Pegasus ile haftanın 4 günü uçabilirsiniz. 230 Euro’luk bir maliyet, Balkanlar’ın ortasında bir yerde size huzur sunuyor. Sadece huzur değil elbette, renkli bir eğlence hayatı da vaad ediyor.

Mutluluk Destinasyonu
Aşk ile gidebileceğiniz, aşk yaşayacağınız ve aşk ile döneceğiniz bir mutluluk rotası Arnavutluk, yeni yıl için de gelinlik kız gibi süslenmiş. Karadağ, Sırbistan, Makedonya ve Yunanistan’ın orta yerine, Rumeli’de yeni yıl kutlamasına buyurun.

2- Bosna Hersek

Büyük acıların yaşandığı topraklarda görkemli kutlamalar ile 2019’u karşılamak, geçmiş üzüntülere haksızlık gibi gelebilir; ama yaşanan travmaları da bastırmak gerekiyor bir yerde. Bosna Hersek vize istemiyor olsa da, prosedür yerini bulsun diye ‘220 Euro’ talep ediyor.
Mutluluk Destinasyonu
Bunun yanında da Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar’la doyasıya eğlence sunuyor. Birbirinden güzel mekanların işletmesi malum olduğu üzere Hristiyanlar’a ait. Müslümanlar için kepenkleri erken indirmek yazılı olmayan bir adet… Ayrıca bira, şarap ve brendy dışında seçenek olmadığını da bilmelisiniz.

3- Kıbrıs

Yeni yıl için en özel rota elbette ki; Kıbrıs. Akdeniz’in güzelliği üzerine sinmiş Lefkoşa’da, Girne’de ve her kentte eğlencenin sınırı yok.
Mutluluk Destinasyonu
Genç, yaşlı herkesi kendine çeken Kıbrıs, ‘eğlence’ denince ilk akla gelen köşelerden biri… Ancak çok sayıda alternatif olduğu için avantajlı fırsatlar da sunuyor. Konserler, casinolar, ünlü sanatçılar, lüks programlar, özel organizasyonlar, kaliteli oteller, ılıman bir iklim… Hangisini söyleyelim. Kıbrıs’ta yılbaşı tecrübesi yaşamalısınız, ancak limitinizi fazla da yükseltmeden. ‘Ekonomik rota’ derken; “yılbaşı özeldir” parafı da düşelim.

Mutluluk Destinasyonu Ailesi olarak biz de hepinize huzurlu, eğlenceli bir yıl dileriz. 2018’den daha güzel bir yıl olsun 2019. Yeni ‘mutluluk istasyonları’ için bizi takipte kalın.

29 Nisan 2018 Pazar

Yaşamak için sebep: Tirilye

         Bursa’nın en güzel beldesini görmek ister misiniz? Bugüne kadar gördüğünüz sahil kasabalarından fazlasını deneyimlemeye ne dersiniz? Burada yaşamak da, sevmek de, aşk ile dolanmak da ayrı güzel. Küçük olmasına rağmen gezmeye doyamayacak, gezmeyi bitiremeyeceksiniz. Hadi, Tirilye’ye…
Tirilye/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Sizinle beraber ‘açılış destinasyonu’ olarak Bursa’yı gezdik. Türkiye’nin en kalabalık 4’üncü kentinde Gölyazı ve Cumalıkızık molalarından sonra şimdi de Tirilye’deyiz. Mudanya’ya bağlı, Marmara Denizi kıyısındaki eski Rum köyü, İstanbul’un ‘Balat’ semtini çağrıştırdı bize... Mavi ve yeşil belki de Tirilye kadar hiçbir yere bu kadar yakışmıyor. Zeytin bahçeleri ile meşhur bu yer, ağaçlık tepelerden deniz seviyesine indikçe sıklaşan küçük, güzel, şirin bir yerleşim alanı
Tirilye/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Mudanya’nın yüksekliklerinden ‘çift yönlü, iki şeritli’ dar bir yoldan aşağı, ağır aksak, kıvrıla kıvrıla iniyoruz. Solumuz yemyeşil yamaç, sağımız alabildiğine mavi deniz, dik bir uçurum… Sadece Tirilye’ye indiğimiz bu yol için bile buralara gelmeye değer. Pişman olmayacaksınız. Leziz balıklarını, zengin kahvaltısını, çeşitli reçellerini, doyumsuz yağ ve salça kokularını söylemiyorum bile…
Tirilye/Bursa
  Taş ve ahşap yapıların göz alıcı güzelliğinden etkilenerek, geri dönmek istemeyeceksiniz; temin ediyorum. Zarif pencereleri olan evleri, Rum mimarisinin gövde gösterisi sayılabilecek eskimeyen yapıları, hüzün dolu bakımsız çeşit çeşit haneleri, her köşe başında bir sanatsal başyapıt gibi önünüze çıkıyor. Mesela tarihin tanığı Kemerli Kilise’de dokunmaya kıyamayacağınız duvarlarına, umursamaz davranıldığını, düşüncesizce demirler çakılıp gerilen iplere çamaşır asıldığını görmek, yüreğinizi sıkıştırıyor. Tarihe çamaşır ipi geren, değersiz bez parçaları asan toplum olmakla övünmek mi gerekir, bu sorumsuzlukla hayıflanmak mı; takdir sizin…

  Semtin kalbi sayılabilecek küçük meydan ve çarşısında, yanı sıra hareketli duraklarından sahil boyu fotoğraf makinenizi elinizden bırakamayacaksınız. Ölümsüzleştirecek o kadar çok ayrıntı bulacaksınız ki; hangisini sabitleyeceğinizi şaşıracaksınız adeta. Çok sayıda görkemli kilise, manastır, ayazma, cami, çeşme, birbirinden güzel evler, asırlık ağaçlar ve doğal güzellikleri ile Tirilye, köy havasını muhafaza edebilmiş, ‘masumiyet ve bohemlik’ isteyen misafirlerini bekliyor.
Tirilye/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Zeytincilik semtteki insanların başlıca geçim kaynağını oluştururken, balıkçılık ve şarapçılık da diğer iş kolları olarak dikkat çekiyor. Özellikle kırmızı şarap, tadı ve kokusu ile karşı konulamaz bir zayıflık sunarak, konuğunu çaresiz bırakmaktan utanmıyor! Balıklarının lezzetine gelene kadar çeşit çeşit mezeleri, ön ikramları ile zaten doyacaksınız. Bu yüzden üzerinde dumanı tüten balığınız gelene kadar kendinizi ilk servislere kaptırmamanızı tavsiye ederim. Biz ettik, siz etmeyin.

Tirilye/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Tirilye’nin küçük meydanı ve çarşısı gezmek için başlangıç noktası olmayı hak ediyor. Ahşap evleri, tarihi yapıları, görkemli mimarisi ile sizi ‘retro saatler’ bekliyor burada... Neo-klasik tarzdaki eski papaz okulu; yani Taş Mektep, 1330’da Bizans’tan Osmanlı’ya geçen semtteki camiye çevrilen st. Stephanos Kilisesi, ilk adıyla Yuannes Kilisesi bugünlerde bilinen şekliyle Dündar Evi, gerçek ismiyle Panagia Pontobasilissa veya Kemerli Kilise, Tirilye’nin tepe noktası Çamlı Kahve, eski postane mutlaka uğramanız gereken adreslerden… Aykırı, dikkat çekici birçok ahşap ev, zamanı geçmiş işletme, taş yapılar, dini merkezler de hafızalarınıza kazınacak.
  Büyük şehirlerde her saatte mutlaka uyanık, ayakta birileri oluyor; ama küçük yerlerde, Tirilye gibi kasabalarda herkes aynı saatte yatıyor. Akşam ezanı okunmadan, henüz hava kararmak üzereyken insanlar sokaktan çekildi, dükkânların kepenkleri kapandı, dışarıdaki canlılık bir anda yerini sükûta bıraktı; ahşap pencerelerden huzurun ışığı kaldırımlara dağıldı. Biz de böylece henüz yorulmadan, daha doyamadan gezimizi sonlandırıp odamıza çekilmemiz gerektiğini idrak ediyoruz.
 
Tirilye/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
Konaklama için bizim tavsiyemiz Trilyalı Butik Hotel. Adeta bir köşkü andıran otel, özenli ve düzenli iç tasarımı dışında, cephesiyle de hemen fark ediliyor. Beykoz’da 3 katlı konağını, insanların hırs ve ihtirası uğruna haksız şekilde kaybeden 73 yaşındaki topal Ahmed Amca’nın kahvesini içmeyi ve dokunaklı anılarını dinlemeyi lütfen ihmâl etmeyin. Kendisine bizden de selam söyleyin, olur mu? Bize gönlünü açtı, onu sevdik, siz de seveceksiniz. Hassas personeli, duyarlı, sıcakkanlı ve güler yüzlü çalışanları ile Hotel Trilyalı’dan başka bütçenize göre motel, pansiyon ve diğer alternatifler de huzurlu şekilde konaklamanız için mevcut.

  Merhum jön Tarık Akan ile güzel aktrist Hülya Koçyiğit’in başrollerini paylaştığı 1972 tarihli Ertem Eğilmez filmi ‘Sev Kardeşim’ burada, Tirilye’de çekilmişti. Limanda gezerken anımsayacaksınız. Yanınızdayken bile kokusunu özlediğiniz ile sarmaş dolaş mehtabı ve denizdeki ay ışığını izlerken, Tirilye’de yaşamak için güçlü bir sebep buluyorsunuz. Hayatınızın kalanını burada geçirmek isteyebilir, bu duygularla dönerken; aklınızı gönlünüzü geride bırakabilirsiniz.

“Tirilye” sen nesin?

  Antik çağlardan beri yerleşim yeri olan Tirilye’nin adı, Hristiyanlık’tan aforoz edilerek İstanbul’dan sürgün edilen üç papazdan mülhem olduğu ifade ediliyor. Öte yandan barbunya balığı anlamı taşıyan ‘trigliya’ isminin kente atfedildiği dile getiriliyor. Misyalılar, Traklar, Romalılar, Bizanslılar, Rumlar ve Türkler’in yurt edindiği burası, Cumhuriyet’ten sonra isim değiştirirken; yaklaşık yarım asır ‘Zeytinbağı’ olarak anılsa da 2011’de isabetli bir karar ile “Tirilye” adı iade edilmiş. Bu yer; kısa bir süre de Mahmut Şevket Paşa’yla özdeşleşmiş.

28 Nisan 2018 Cumartesi

Tarihte yolculuk ‘Cumalıkızık’

  İflâh olmaz bir maziperest ve doğa tutkunuysanız eğer, siz şöyle buyurun… Dev yapılardan göz gözü görmezken, ufuk çizgisinin kaybolduğu gri günlerde Cumalıkızık Köyü sizlere, yeşillikler içinde birkaç yüzyıl önceki ‘huzurlu konakları’ vaad ediyor. Ne dersiniz?

Cumalıkızık/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
Gölyazı’dan sonraki ‘mutluluk’ durağımız Uludağ’ın eteklerindeki Cumalıkızık... Bursa’nın Nilüfer ilçesinden Yıldırım ilçesine geçtiğimizde, 64 kilometre arasında Türkiye’nin prototipi ile karşılaştık. Hemen başta not düşelim; geride bıraktığımız balıkçı kasabasında ‘özgürlük ve yakınlık’ ile ağırlanırken; yeşillik ve doğanın içindeki yeni adresimizde ise “disiplin ve mesafe” hissettik.
Cumalıkızık/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Çoğunlukla 3 katlı ahşap evlerde, cumbalı ve kafesli pencereler dikkat çekiyor, bazılarında mevcut olan asma katlar depo, kiler olarak değerlendiriliyor. Evlerin mutlaka bir avlu kısmı var ve dış dünya ile bağı çevrelenmiş burası, ‘bir mahremiyet’ taşıyor. Hanelere giriş, sokakta akan hayat ile doğrudan irtibatlı değil; bu iç avludan geçerek ancak mümkün olabiliyor. Cumalıkızık Köyü’ne hoş geldiniz. Şimdiki takvimden 7 asır geriye doğru sarıldı, zaman makinesi; bu doğal film platosunda…
Cumalıkızık/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
  Cumalıkızık’da listelenemeyecek, göz alıcı birçok güzellik var. Osmanlı’nın sivil mimarisinin en görkemli örneklerine burada tanık olabilirsiniz. Ancak ayrıntılar, başka güzellikler de barındırıyor. Mesela ahşap kapı kulpları, birbirinden güzel tokmaklar ve demir dövmelerden oluşuyor. Cumalıkızık’ta sadece kapı tokmaklarını fotoğraflayıp, geniş bir koleksiyon oluşturmak da mümkün… Buraya her gelişinizde yeni bir şey keşfedebilir, her an başka sürpriz ile karşılaşabilirsiniz. 
  Yüzyıllar boyu sadece yaşanmışlıklarını, Arnavut taşlarını kimlerin adımladığını düşünseniz de içiniz titriyor. Kerpiç evlerin duvarlarına sinmiş sevdalıların gözyaşlarının bıraktığı hüzünler, yeni doğan çocukların gözyaşları, asırlar önce hayatlarını kaybedenlerin kalanlarının metanet ile ‘ölümü’ karşılayıp içine akıttığı gözyaşları… Evlerden sokağa akıyor eski insanların yaşadıkları, yaşayamadıkları; yerdeki taşlarda havayla karışıp buhar oluyor hisseden için ‘hatıralar’ ve az sonra gökyüzünden yağmur olup dökülüyor Cumalıkızık Köyü’nün misafirlerinin başından aşağı...
Cumalıkızık/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
   Ihlamur kokuları altında doğanın kollarında dinginleşirken, Uludağ’ın dik etekleri ve vadileri arasında sıkışıp kalmış, bu yüzden de ‘yağışlı havası’ ile Cumalıkızık Köyü sizi içinize, varlık özünüze döndürüyor. Bir tarafta ise taş ocakta pişirilen köy ekmeğinin kokusu, ahşap pencereden odaya sızıyor.
  Eski tarihlerden kalma antika köydeki evlerin ısınma ihtiyacı ocaklarla sağlanıyor. Alaturka kiremitten çatıları, geniş saçakları ile Cumalıkızık’taki yapılar; ağaç, kerpiç ve çamurdan müteşekkil ‘doğal güzellik’ sunuyor. Klasik, sadelik ve nostalji değeri, burada her metrekarede hissediliyor. UNESCO da bunun farkında olarak, temmuz 2014 itibariyle en eski Osmanlı köyü, Cumalıkızık’ı Dünya Mirası Listesi’ne dahil ederek “koruma” altına aldı.
  Kültür varlıkları bir yana, doğal varlıkları ile de Cumalıkızık farklı bir deneyim yaşatıyor misafirlerine… Öyle ki; Uludağ’ın tepelerinden köyün sokaklarına salına salına, gürül gürül akan Deliçay, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz, hayatın durmaksızın akışını, sonsuzluğu, insan ömrünün gelip geçiciliğini temsil ediyor tarih ve tabiatın kaynaştığı bu diyarda...

Bizans İmparatorluğu’ndan, yaklaşık 700 yıl önce Osmanlı Beyliği’ne geçen bu topraklar, size sadakât, vefa da gösteriyor. Çünkü tam 8 asır önce inşa edilmiş bir kilise hâlâ varlığını sürdürmekte… Öte yandan Hamamlıkızık, Derekızık, Fidyekızık ve Değirmenlikızık gibi çevre köylerin, Müslümanlığın hususiyet atfettiği ‘Cuma günü’ toplanıp namazlarını kıldığı buraya, bu sebepten “Cumalıkızık” denildiği rivayet ediliyor.
  Köy hamamı, Cumalıkızık’ın her metre karesi gibi orijinallik taşırken; ahşap revaklı camisi, Selçuklu izleri hissettiren kubbesi ile 350 yaşındaki kare biçimli bu mescid, Osmanlılar’ın mütevazılığının numunesi adeta… Tarihi mezarlıkta, bizden öncekilerin ölülerine saygısını, ölenlerin yaşamdaki statülerini mezar taşlarından fark edebilir; dolayısıyla farklı bir tecrübe de edinebilirsiniz.
Cumalıkızık/Bursa/Mutluluk Destinasyonu
Burada görüntü kirliliğine asla yer yok. Şimdiki zamandan çıkıp, geçmiş zamanın orta yerine düşüyorsunuz rengârenk otantik yapılar arasında dolanırken… Taş döşemeli dar sokaklarda adım atmak cambazlık istese de, modern zamandan bıkanların, kaybedilen masumiyetin peşinde büyük keyif alacağı bu yürüyüşlerde, hemen iki üç köpek yanı başınızda bitiyor, “rehberlik” için... Tahmini 300 kadar ev ve 10’larca sokak arasında siz, çağlar arasında geçiş yaparken; onlar da hiç usanmadan sizinle duruyor, bazen biraz ileri gidiyor, kimi zaman geride kalıyor; ancak hiçbir zaman göz temasını kaybetmiyor, adeta konuk olduğunuz bu yerde, güvenliğinizi sağlıyor.
  Birbirinden leziz marmelatları, tadını hayatınız boyunca unutamayacağınız turşu karışımları, çeşit çeşit peynirleri, her şeyi doğal ve sağlıklı organik sebzeleri, bölgesel ürünleri, mükemmel çay kokusu için Cumalıkızık’a sadece ‘kahvaltı’ desek; bu güzelliği büyüterek haksızlık etmiş sayılmayız, belki az söylemiş bile olabiliriz. Burada kahvaltı, öğün doldurmak değil; saat alan müthiş bir ritüel...



Nerede Kalınır?

  Cumalıkızık’a popülerlik kazandıran ‘Kınalı Kar’ dizisinin çekildiği Bulanlar Konağı, “konaklamak” için öncelikli adres olabilir. Güler yüzlü hizmeti, temiz odaları, tarihi yapısıyla burası, sizi tabiat ile iç içe bir deneyim yaşamaya, ağaçların arasında doğanın sesini dinlemeye çağırıyor. Küçük meydandaki pazar yerinden el yapımı marmelat, turşu karışımları, taze meyve, bitki çayları veya hatıra ürünleri almayı unutmayın.

24 Nisan 2018 Salı

Huzur köyü: Gölyazı

   Siz de küçük bir balıkçı kasabası hayal ediyorsanız, burası orası… Akşam günbatımında, sevgiliniz ile el ele, göz göze romantik bir yemeği eminim düşlemişsinizdir. Öyleyse hadi, Gölyazı Köyü’ne koşun.
Bursa/Gölyazı/Mutluluk Destinasyonu
  Otobüs durağı her zaman ‘ayrılık, veda, hüzün ve karamsarlık’ değildir. Bizimki mesela; “buluşma ve başlangıç” demek aslında. Sabah erken saatlerde başlayan mutluluk rotamız, 4 saat ve 275 kilometrelik bir uzaklığı, ‘doğa ve park’ diye tasvir edilebilecek bir liman köyünü işaret ediyor.

  İstanbul’daki Acıbadem Durağı’ndan, henüz metropol yükünü almadan koyulduğumuz yolculuk; ‘hayallerimiz, sevgi ve huzur’ anlamı taşıyordu. Kocaeli, Eskihisar’dan arabalı vapur ile 35 dakika içinde Yalova’ya Topçular’a geçiyoruz. Oradan da karayolu ile ver elini Bursa, Gölyazı275 kilometrelik yol, yaklaşık 4 saat içinde alınıyor. Bizim gibi gemi romantizmini tercih etmeyip, Osmangazi Köprüsü’nü kullanırsanız ise hepi topu 195 km. sonra Gölyazı Köyü’ndesiniz.

Bursa/Gölyazı/Mutluluk Destinasyonu
  Bursa-İzmir Otoyolu, Ulubat Gölü kıyısındaki doğa harikası Gölyazı, bütün şirinliği ile bizi karşıladı. Girişteki tarihi Aziz Panteleimon Kilisesi ve eski yel değirmeni, doğal fotoğraf stüdyosu gibi gelenleri selamlarken; bir süre sonra sürücüler için meşakkatli bir yol deneyimi başlıyor. Çukurlardan çukur beğenip en fazla 15 km. hız yapabildiğiniz Gölyazı’nın köy yolu, el değmemiş bakir bir yer hissi uyandırıyor mutlulukla, ilk bakışta gelenlerine…

  Roma Dönemi’nde ‘Apollont Gölü’ olarak, yani ‘Apollon Krallığı’na ait bir göl’ diye tarihi vesikalara kaydedilen Gölyazı, küçük bir ada eski köprüyle yarımadaya bağlanarak konumlandırılmış. Hem tarihsel yönü ile hem de coğrafi avantajı ile Gölyazı Köyü ilginçlikler ve orijinallikler barındırıyor. Ancak ‘bakımsızlığı’ da çabuk hissediliyor. Her şeye rağmen, büyük şehir gürültüsünden yorulduysanız, kalabalık, koşuşturma ve stresten bıktıysanız eğer, burası tam size göre… Köy havasını iliklerinize kadar çekebilir, zamanın neredeyse durduğuna, hayatın aniden yavaşladığına hemen adapte olabilirsiniz. Küçük liman ve ev hanımlarının arasından geçerek, ada etrafında el ele yürümeyi, köy içinde kaybolmayı sakın ihmâl etmeyin. İster ördeklerin mihmandarlığında tekne turu yapın; ancak yapmasanız bile, nilüfer çiçeği ve incir kokuları eşliğinde harika bir göl manzarası ve inanılmaz bir gün batımı sizi bekliyor olacak.

  Eskinin kokusu üzerinize sinen güzel, sempatik Gölyazı’da tarihin peşine düştüğünüzde, büyük bir düş kırıklığı yaşayacağınızı fısıltı ile söylemekte fayda var. Zira Bizans’tan miras Antik Tiyatro, klasik liman, kale, surlar ve Sübyan Mektebi bir zamanlar varmış; artık sadece yön levhalarında kalmış.

  Tarihi milattan öncesine dayanan Gölyazı’nın son sakinleri Rumlar, mübadele ile yerlerini Selanik göçmeni Türkler’e bırakmış. O günden beridir Gölyazı’da abartılı bir Atatürkçülük de süregeliyor. Kasabanın her yerinde ‘Atatürk’ poster, fotoğraf, döviz, flama, bayrakları ile sanki müthiş bir yarış var. Ancak Selanik’in eskisi Gölyazılılar için bir liderden öte, Atatürk hem hemşehri, hem de atadan, dededen yadigar kadim bir dost, arkadaş, sevgili ve dahi tanıdık…

  İstanbul’daki betonarme yığınlardan kaçıp Gölyazı’ya sığınmak istiyorsanız, sizi küçük de olsa kötü bir başka sürpriz daha bekliyor. Zira her köşe başında, tarihi mahalleler arasında bir inşaat yükseliyor. Göl suları cilveli cilveli kıyıya vuradursun, bir yerlerden de inşaat gürültüsü doğanın sesine karışıyor; balıkçı kasabasının sakinliğini delip yırtıyor.
Bursa/Gölyazı/Mutluluk Destinasyonu
  Ada girişindeki 8 asırlık Ağlayan Çınar bile betonlaşmadan nasibini alırken; sözüm ona tarihi ağacı güçlendirmek için içini dolduran zihniyet, doğaya ihaneti ile kan ağlatıyor aslında. Yaz aylarında çekilen göl suyu, sonbahar ve kış mevsimi olduğunda verdiğini geri alıyor Bursa’ya 35 km. uzaklıktaki bu yerde… Böyle olunca da fotoğraf sanatçıları için ‘tembellik’ demek olan görüntüler ortaya çıkıyor. Suyun ortasındaki bir ağaç görüntüsü için fotoğrafçıya, sadece deklanşöre basmak kalıyor sanatsal bir kare için… Kayıklarla erken saatte tutulan tatlı su balıkları turna, sazan ve yayın, her gün saat 12.00’de yeni limanda, görkemli bir ritüel eşliğinde mezatlarla satılıyor.
Bursa/Gölyazı/Mutluluk Destinasyonu
  Gölyazı Köyü’nün tarlası, ‘Ulubat Gölü’ desek yanlış olmaz sanırım. Çünkü daha çok balıkçılık ve biraz da zeytincilik ile geçimlerini sağlayan Gölyazı’nın sakinleri, avlanmaya kadın / erkek beraber çıkıyor. Balıkçılıktan arta kalan zamanlar ise daha çok meydandaki küçük kahvelerde sükûnet ile dinlenerek geçiriliyor. Köylüler ekseriyet ile evlerini, balkonlarını derme çatma lokanta ve kafeye çevirmiş, dolayısıyla bir ticari anlayış da yerleşmiş görünüyor. Misafirlerini bıktıran bir ‘gelir kapısı’ olarak karşılıyor, bununla beraber huzursuz da hissettiriyor. Bir yerde bir külah dondurma için 20 tl. öderken bulabilirsiniz kendinizi. Bir başka yerde ise ilgiyle karşılanıp hoşsohbet insanlar ile tanışıp, beklentisiz çay ve kahve servisi ile uğurlanabilirsiniz. Cana yakın insanları ve ‘huzurlu dünyası’ ile Gölyazı Köyü, her dem davetkâr… 
Bursa/Gölyazı/Mutluluk Destinasyonu
  Kapı önlerinde oturup sohbet eden köy kadınlarına, diğer yanda kerevit ve balık ağları ören balıkçı beyler eşlik ediyor. Bacalara yuva yapan leylekler ile evlerin çatılarına sere serpe tünemiş pelikanların keyfine de diyecek yok. Ancak sokak köpeklerinin misafirlerinin güvenliğini sağladıkları, özel ve yakın ilgisi, özellikle karanlık saatlerde tedirgin edici olabiliyor.

  Öte yandan kontrolsüz şekilde büyüyen, doğa ve tarihin iç içe geçtiği bu yer yakın gelecekte, büyük yerleşim yerlerinden kaçarak bağrına sığınan misafirlerini, ‘ayrıldıkları şikâyetleri’ ile kendi de içinde taşıyarak kabul edecek gibi duruyor. Özellikle birkaç yıl içinde artan talep üzerine hizmet kalitesi ve misafirperverliğin gerilediği hissediliyor. Tarihi köyün otantik havası, sözüm ona lokanta ve kafelerin kalitesiz brandaları ile çepeçevre sarılmış vaziyette… Oysa antik surların çevrelediği Gölyazı’da ara ara Bizans, Roma ve Osmanlı mimarilerine sokak aralarında tebessüm ile denk geliyorsunuz. 


Bursa/Gölyazı
  Eski evleri, eski sokakları, pelikanları, leylekleri ile bu küçük ada ve yarımada bütünlüğünden yerel bir hatıra ne alınabilir emin değilim; şüphe ediyor olmam aslında özel bir turistik eşyası olmamasından… Zira tarihi Arnavut kaldırımlarının sökülüp yerine üç kuruşluk parke taş döşemeyi, gereksiz bir modernlik kabul eden belediyecilik anlayışı söz konusu ne hazindir ki... Her şeye rağmen kendi halinde bu şirin yer, pozitif enerjisi, dinginliği ile sıcacık bir yuva hissi uyandırıyor birkaç günlük konaklayanlarının gönlünde… “Sadece ‘olağanüstü kahvaltısı’ için bile yollara dökülmeye değer” notunu düşerek Gölyazı’yı sizlerin tecrübesine bırakıyorum. Biz ise dönerken, gölün içinde kalan ağaçlarını, sazlıklarını, kedilerini, turna balığını, muhteşem çay ve gözlemelerini özledik bile…




Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...