7 Temmuz 2019 Pazar

İstanbul’un pruvası: Rumeli Feneri

İstanbul Boğazı’nın Avrupa Yakası’ndaki en uç noktası Rumeli Feneri’ne sizi götürüyoruz bu hafta… Mutluluk Destinasyonu, tarihin ve mitolojinin buluşma yerinde… Albanita’nın ellerini tutarak, bir hafta sonu kaçamağı olarak ulaştığımız Rumeli Feneri’nde 'akşam kahvesi' keyifli dakikalar armağan ederken, dakikalar da kısa süreliğine soluklanıyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu

Küçük ve şirin balıkçı köyü, denizciler için İstanbul’un ‘giriş kapısı’ konumunda yer alıyor. Tarihi milattan önce 3’üncü yüzyıla kadar giden bölgedeki Rumeli Feneri, karşı kıyıdaki Anadolu Feneri ile birlikte 1855’te yapılmış. Kırım Savaşı günlerinde özellikle İngiliz ve Fransız gemileri için “pusula” vazifesi gören fener, bugün hâlâ aynı orijinalliğini koruyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu

58 metre rakımdaki Rumeli Feneri’nin kule boyu ise 30 metre yükseklikte tasarlanmış. Tarihi Rumeli Fener’in konumlandırıldığı tepenin altı ise bugün, mütevazı bir balıkçı restoranı olarak hizmet vermekte… Bordolu Çocuk’a gıda olarak Albanita’nın bakışları, bir tebessüm yettiği için kahve ve deniz kokusu ile yetindiyse de; siz, salaş restoranda taze deniz ürünleri yiyebilirsiniz.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu

Sahil yolunu takiben, Sarıyer’in içinden geçilerek ulaşılan burada, kendinizi bir anda sakinliğine kaptırıyorsunuz. Şehir gürültüsünden uzak, dalgaları dinlerken; yaşamın keyfine ulaşıyorsunuz. Rumeli Feneri’ne girmeden, soldaki yolu merak ederek ulaştığımız Marmaracık Koyu, ormanlar arasındaki göz kamaştıran konaklama imkânı, tertemiz doğası ile yolun başında olduğu gibi, “yoldan çıkarıcı” görünüyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu

19. yüzyıl yapısı Rumeli Feneri için Evliya Çelebi, “Tepesine 110 basamak ile ulaşılıyor. Gün batımından gün doğumuna kadar 11 bin yağ yakıyor. Buraların inanışına göre; Sarı Saltuk Baba adlı ermişin kandili sönerse, fener de karanlığa gömülür” diyor. Evliye Çelebi’nin bahsettiği Sarı Saltuk Hazretleri, Rumeli Feneri Köyü’nde medfûn bulunuyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Marmara’nın sularının Karadeniz’in azgın dalgaları ile buluştuğu burundaki Rumeli Feneri, köyü ve limanı, eski tarihlerin birinde kayaların oyulmasıyla ortaya çıkarılmış. Fener de, işte bu ‘balıkçı köyü’ tepesinde yükseliyor. Antik çağlardaki adı Panium olan Rumeli Burnu’nun açıklarında iki kayalık bulunuyor. Bunların mitolojideki isimleri, “Kyanae ve Symplegadee” olarak anılıyor. Büyük önem atfedilen kayalar hakkındaki efsane diyor ki; “Gök gürültüsü gibi sesler ile birbirine yaklaşan, çarpıp daha sonra uzaklaşan büyülü kayalar, Arganotlar’ın yolunu bulmasını sağladı.”

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Rumeli Feneri veya Panium, tanrıça Athena’nın şarap renkli Kyanae ve Symplegadee kayaları arasında uçurduğu güvercinler ve talihsiz âşık Orpheus’un yakarışları ile de biliniyor. Aşkı yüzünden tanrılara meydan okuyan, ölüme kafa tutan âşığın hikâyesi, Rumeli Fener’in dibindeki restoranda Albanita’nın zihninden dökülüyor, masaya düşüp kıyıya vuran dalgalarla, Karadeniz’e karışıyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Aşk için ne kadar ileri gidilebileceğini, nelerin göze alınabileceğini, yapabilecek olsa ölüme dik durarak, cehennem kapılarının aralanabileceğini; Albanita’dan sonra, Albanita’nın kalbinden Orpheus’un hikayesinden de biliyoruz.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Mitolojiye göre; Arganotlar yollarını bulmaya çalışırken, denizkızları da ‘şarkılar’ söyleyerek onları sarhoş etmeye çalışıyordu. Siren gibi sesleri Arganotlar, yakarışları ile tanrıları dahi yumuşatan Orpheus’un çaldığı ‘lir’ ile bastırarak, yer altı dünyasına inen “gizli geçitleri” buldular.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Kayaları ise deniz tanrısı Triton’un ayırdığını düşünen mitologlar, Arganotlar’ın böylece aralarından geçtiğini, bu esnada Kyanae ve Symplegadee’nin kımıldamadığını söylüyor.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
Albanita, “mitologların Arganotlar’ın isimleri ve sayıları” konusunda çeliştiğini dile getirirken; bir çırpıda, ‘Apollonius, Apollodorus, Hygnius, Flaccus ve Valerius’ diye 5 isim sıralıyor bu arada...

Rumeli Feneri’ne yakın olan kayaların doruğunda bir zamanlar Apollo Tapınağı yükseldi, Apollo’nun ‘yunus’ olarak dönüşüp Argonotlar’ın dümencisi Tiphys’e yol gösterdi” diyerek bitirelim.

Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu
IV. Murad'ın 'güvenlik' gerekçeleri ile yeniden inşa ettirdiği, 17. yüzyıl eseri Topçular Kalesi’nde bugün de o kayaları, Karadeniz sularında neşe ile oynayan yunusları görebilirsiniz.

Öte yandan Bizans Dönemi’nde Kyanae ve Symplegadee’nin üstüne deniz kazalarını önlemek maksadıyla yüksek bir sütun da dikilmiş; ancak adına “Pompeius Sütunu” denilen o yapı, bugüne ulaştırılamamış. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde ise bahse konu kayalar, “Mavi Kayalar, Ağlayan Kayalar, Kanlı Kayalar” isimleri ile anılmış. Daha sonra ‘Kocataş’ veya ‘Körtaş’ olarak da bilinen kayaların üstündeki Pompeius Sütunu’nun niye bugünlere ulaşamadığına dair işaretleri, Türkler’in verdiği isimlerden çıkarabilirsiniz.
Rumeli Feneri / Mutluluk Destinasyonu

Eşsiz manzarası ile uzun ve kalabalık kahvaltı sofraları için Rumeli Feneri, tercih edilebilir. Yeşil, mavi, orman ve denize hasret kalanlar, Rumeli Feneri’nde kendilerini İstanbul’da gibi hissetmeyecekler. Hafta sonu şehirden çıkmak, doğa ile iç içe ve güzel bir manzara eşliğinde romantizm yaşamak isteyenler için burası, harika bir seçenek… Rumeli Feneri'nde İstanbul'dasınız; ama İstanbul'da değilsiniz.

30 Haziran 2019 Pazar

Tatile giderken mutlaka bavulunuza koymanız gerekenler

Tatil sezonunun başlamasıyla, güneye doğru büyük göç de başladı. Özellikle hanımlar, neredeyse bütün evi bavuluna sığdırmaya çalışıyor. Ancak bazı şeyler var ki, mutlaka bavulunuza koymalısınız, yoksa tatiliniz zehir olabilir. İşte mutlaka bavulunuzda olması gerekenler listesi.
Mutluluk Destinasyonu

1-) KIYAFETLER

Mutluluk Destinasyonu
- Tatiliniz kaç günse, gün sayısı kadar tişörtü mutlaka bavulunuza koyun. Hatta bir tişört fazla koymanız sizin yararınıza olacaktır. Malum hava sıcak, aynı kıyafeti bazen tüm gün giymek bile mümkün olmuyor.

- Birkaç şort ve tek parça elbise de gününüzü kurtarmanıza yardımcı olacaktır.

- Ayakkabı seçiminizi dikkatli yapmanızda yarar var. Tüm kıyafetlerinizin altına giyebileceğiniz rahat sandalet ve ayakkabılar, bavulunuzu rahatlatacaktır. Her kombine ayrı ayakkabı koymaya kalkarsanız, bagaj hakkınızın tamamını ayakkabılarınıza harcamak zorunda kalırsınız.

- İç çamaşırını fazladan almanızda fayda var. Bavulunuzda kalacağınız gün sayısından mutlaka, 2 fazla çamaşır alın yanınıza. İnanın bu tavsiyeye uyarsanız, bize minnettar kalacaksınız.

- Genellikle tatile giderken pijama hep unutulur, bu listeyi okuyorsanız, artık unutmayacaksınız demektir.


2-) PLAJ MALZEMELERİ

Mutluluk Destinasyonu
Yanınızda en az 2 bikini/mayo götürün ki, ıslak ıslak güneşlenmek zorunda kalarak, hasta olmayın. Tabii bu durum plaj havlunuz için de geçerli. Mutlaka yedeğiniz olsun.

- Plaj terliği, güneş gözlüğü, plaj çantası ve güneş koruma kremleriniz; bavulunuza girecekler arasında ilk sırada olmalı.

- Plaja giderken çift kilitli plastik mutfak poşetleri de hayat kurtaracaktır. Telefonlarınızı, plaja giderken bu poşetlere koymanız, onları kumdan ve sudan koruyacaktır.

- Şapka veya bandanaları da listeye eklemeyi unutmayın.

3-) KOZMETİK ÜRÜNLER

Mutluluk Destinasyonu
- Şampuan, saç kremi ve duş jellerini seyahat boyu olarak almanız, bavulunuzda çok yer kaplamamalarını sağlayacaktır.

- Deniz ve havuz suyu saçlarınızı dolaştıracağından, yanınıza sıvı saç kremi almayı unutmayın.

- Vücut ve yüz nemlendiricilerinin de küçük boylarını alabilir ya da minik ilaç kutularına koyarak yerden tasarruf edebilirsiniz.

- Bronzlaşacağınız için çok fazla makyaj malzemesine ihtiyacınız olmayacaktır; ama gözaltı kapatıcısı, iyi bir rimel, parlak bir allık ve şeftali tonlarında bir ruj güzelliğinize güzellik katacaktır.

- Deodorant, diş fırçası ve macunu ile saç fırçası ise bavulunuza ilk girecekler arasında.

4-) ELEKTRONİK

Mutluluk Destinasyonu
- Telefonunuzun şarj kablosunu mutlaka çantanıza atın.
- Anılarınızı ölümsüzleştirmek istiyorsanız, fotoğraf makinenizi de unutmayın.

5-) DİĞER

Mutluluk Destinasyonu
- Güneş yanıklarına karşı aloe veralı jel derdinize derman olacaktır.
- Eğer yanınızda mücevher götürecekseniz, mutlaka kilitli bir çantaya koyun ve otele gider gitmez kasaya yerleştirin.
- Uzun zamandır okumadığınız kitaplarınızı çantanıza atın.
- Yanınıza ağrı kesici, yara bandı gibi temel sağlık maddelerini almayı unutmayın.

Mutluluk Destinasyonu olarak iyi tatiller dileriz.

22 Haziran 2019 Cumartesi

Garipçe, bir hayal…

Karadeniz’e komşu olan Garipçe Köyü, mükemmel manzarası ile eşsiz fotoğrafların doğal açısı… Küçük bir tepe üzerindeki yerleşim yeri, deniz seviyesinde keyifli anlar vaat ediyor. Brunch için veya uzun bir akşam yemeği için tercih edebileceğiniz Garipçe, doyasıya bir huzur ve sükûnet sunuyor gelenlere… 
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’un hâlâ saklı kalmış o kadar çok güzelliği var ki; her yeni rota ile hayranlığımız artıyor. Albanita dedi ki; “Üzerimizdeki beton ağırlıkları artık hafifletmemiz gerekmiyor mu?” Böylece yollara düştük, Sarıyer’in sırtlarına doğru… İstanbul’da ‘huzur’ deyince, aklımıza gelen birkaç alternatiften biri, Sarıyer oluyor. Belki de Fuat Paşa Yalısı'nda kalbimize yer etmiş, tatlı hatıralara gösterdiğimiz ahde vefa ile ilgili…
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Koca metropolün canlı hayatına, kıyıdan köşeden Garipçe’den şahitlik ediyoruz. İstanbul’da İstanbul’a uzak olmak, gün be gün çekiştirilip sarsılan gönlümüze ferahlık veriyor. Kentin Kuzey yönündeki Garipçe ve civarı, deniz fenerlerine ev sahipliği yapıyor. Karadeniz’de dümen kıran kaptanların, rotasını tayin eden küçük fenerler, bölge insanları kadar yerel ve kadim. Uzun yıllardır bulundukları yerlerde kim bilir hangi yaşanmışlıklara tanık oldular. Biz ise sadece birkaç saatliğine nefes kesen Karadeniz manzarasına talim ediyoruz. Oysa hane sahibi ise bizden önce olduğu gibi, bizden sonra da tepeyi beklemeye devam ediyor.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
İlk olarak, Garipçe Kalesi’ne çıkmadan kıyıdaki balıkçılarda soluklanıyoruz. Marmara’nın suları, Garipçe Koyu’na usulca sokulurken; duruluyor, durgunlaşıyor, adeta ağırlaşarak, kendine bir çeki düzen veriyor. Ancak kıyıdaki karayla kesiştiği birkaç saniyelik buluşma anında çıkardığı şırıltı ile geldiğini belli etmeden de edemiyor.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Boğaz’ın “Karadeniz” girişine hâkim olarak ‘deniz mahsulleri’ kokan masamızda çatal ve bıçak seslerini köyün sakinliğine karıştırıyoruz. Balıkçılar ise biraz ötede, taze balık avında ağ atıyor, ağ çekiyor. İskele kenarındaki bir genç adam da restore edilmiş kayığı boyuyor. Akşam için hazırlık yapıyor lokantalar, temiz havayı masa masa bölüştürerek… Ahşap evler, güngörmüş sokaklar, kıvrımlı yokuşlar ve merdivenleri ile Garipçe, el değmemiş güzellikleri misafirlerine sunuyor. Ancak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapımı ile betonlaşma, Garipçe’nin ufkunu da taşlaştırmış gibi duruyor. Rumeli Feneri ile Rumeli Kavağı arasındaki şirin köy, hem bir ‘burun’ aynı zamanda da ‘koy’ olarak deniz boyunca uzanıyor.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Kimisi kendi sessizliğine gömülmüş yamaçlardaki, bir avuç içinde etrafa saçılmış gibi duran evler, uzaktan baktığında ‘yalnızlığı’ yüklenirken‘huzur’u temsil ediyor. İstanbul’un kötülüklerinden ve kirlerinden arındırılmış buradaki natürel ve pastoral yaşam, Albanita ile Bordolu Çocuk’u kendine çekerken; ihtimal olarak ‘sıkılmak’ da tedirgin ediyor.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Yüksek ve sarp kayalıkların yerleşim bakımından sınırladığı ‘Garipçe’ ismi, belki de birkaç hanelik nüfusu ve “balıkçılık” dışında bir gelir kapısı bulunmamasından ileri geliyor. Kırmızı-beyaz ve mavi-beyaz ‘kare’ desenli örtüler serilen masalar, rengarenk sandalyelerde bunun üzerine fikir yürütülürken; Albanita, “Mitoloji’de lanetlenmiş Kral Phineas, burada yaşamış” diyerek gün görmemiş bir bilgi bırakıyor salata tabağının yanına… Kartalların ve akbabalarının yuvaladığı eski tarihlerin köşesinde, bugün Bordolu Çocuk’la karşılıklı yemek yerken Albanita, “Osmanlıca’da ‘yakın, yakında olan, yer ve zamana yakın, soyca yakın’ anlamında ‘karib’ diye bir kelime var” diyor. Garipçe adının köküne dair en makûl ilgiyi de böylece buluyor.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Bizans ve Osmanlılar’a ait tarihi eserlerin bulunduğu Garipçe’de Sultan III. Mustafa Han’ın yaptırdığı, 1557’den kalma kale bugün, doğal film platosu olarak değerlendiriliyor. Mesela bizim hafta sonu kaçamağımız esnasında, dijital medya içerik pazarlama platformunda yayınlanan “Hakan: Muhafız” dizisi çekiliyordu. Eskilerin güvenlik ve gözlem yeri olarak inşa ettiği Garipçe Kalesi’nde Çağatay Ulusoy yine şehrimizi ölümsüz bir düşmandan koruyordu. Macar asıllı Fransız mimar François de Tott’un yaptığı kale, görmeniz gereken “ilk” mekânlardan… ‘Büyük Liman’ olarak tarif edilecek yerde; hamam, kilise, yarı sağlam ‘kale duvarı’ ile birçok ev yıkıntısı da hüzün yayıyor. Büyük Liman’da Osmanlılar zamanında bir de tersane varmış. Bugünlerde hiçbir ‘kalıntı’ yok.
Garipçe / Mutluluk Destinasyonu
Deniz kenarındaki çeşme kitabesinde, tersane için Hasan Paşa tarafından 1199’da yaptırıldığı yazıyor. Soğuksu Çeşmesi ve Hacı’nın Suyu Çeşmesi de not edilebilecek eserler arasında…

Bordolu Çocuk, levrek üzerinde çatal ve bıçak oynatırken; Albanita, ‘konaklamak’ için arayış içinde garson tecrübesini yokluyor. Kırık dökük karakteri ile mahcup adam, “Yaz günlerinde bazı köy evleri ‘mevsimlik’ olarak kiralanabiliyor” diyor.
Garipçe / Yunusların Dansı / Mutluluk Destinasyonu
Bir hafta sonu istirahâti olarak burada kalamayacağımızı anlıyoruz. Yine de İstanbul’a yakınlığı nedeniyle Garipçe Köyü, bir öğün, birkaç saatlik kaçışlar için ideal konumda bulunuyor. Yaz-kış ‘taze balık’ yemek istiyorsanız eğer, siz de “Mutluluk Destinasyonu” tavsiyesi olarak Garipçe’yi görmelisiniz. Tarihi, doğası, kültürel yaşamı ile yüzlerce gizi barındırıyor sınırları içinde Garipçe... Tabii; ızgara-tava balık çeşitlerini, mezeleri, bahçeden yeni toplanmış malzemeler ile yapılan salataları ve ev baklavaları da tercihiniz üzerine sizi pişman etmeyecektir.

31 Mayıs 2019 Cuma

İstanbul’un en iyi piknik alanları

Herkes tatile gitti, şehir sakinleşti. İstanbul’da kalmayı tercih edenler için Mutluluk Destinasyonu olarak sizin için 'keyifli' bir liste hazırladık. İşte şehrin en iyi sayfiye ve piknik alanları...

1-) Ayvat Bendi
Belgrad Ormanı - Ayvat Bendi
2011 yılı itibariyle ‘tabiat parkı’ sıfatını alan ve Belgrad Ormanı içinde bulunan Ayvat Bendi (mesire alanı) İstanbul’un en güzel dinlenme alanlarından biri... İçinde bisiklet yolları, doğa yürüyüş parkurları bulunan Ayvat Bendi, oksijene doyacağınız, aynı zamanda sıcaktan bunaldığınızda rahatça dinlenebileceğiniz bir alan.

2-) Göknarlık Tabiat Koruma Alanı – Beykoz 
Tokatköy - Göknarlık
Beykoz’a bağlı Tokatköy’de bulunan Göknarlı Tabiat Koruma Alanı’nda şehrin göbeğindeyken şehrin tüm stresinden uzakta olabilirsiniz. Kestane ağaçlarının çoğunlukta olduğu onlarca çeşit ağacın arasında spor yapabilir, piknik yapabilir, hayatın yükünü geride bırakarak hafifleyebilirsiniz.

3-) Değirmenburnu – Heybeliada
Heybeliada - Değirmenburnu
Marmara Denizi’nin masmavi sularını aşarak, keyifli bir vapur yolculuğunun ardından ulaşacağınız Heybeliada’daki Değirmenburnu Tabiat Parkı, huzurun adresi olabilir sizin için. Deniz ve ormanın ortasında kalan bu alanda, hem tertemiz denizde serinleyebilir, hem de ormanın gölgesinde dinlenebilirsiniz. İstirahat sırasında sizlere sincapların, tavşanların, çeşit çeşit kuşun eşlik edeceğini de unutmayın.

4-) Fatih Tabiat Parkı – Maslak
Maslak - Fatih Tabiat Parkı
Tatilde hem şehirden uzaklaşmayayım, hem orman havası alayım hem de piknik yapayım diyenler için ilk adres Maslak’taki Fatih Tabiat Parkı olabilir. İçinde bulunan uygun fiyatlı kafelerde leziz yemekler yiyebilir, ormanda yürüyüş yapabilir, özel alanlarda bisiklete binebilirsiniz. Eğer hiç ağaçkakan görmediyseniz, burada göreceğinizi garanti edebiliriz. Eğer mangal yapmakta hünerlerinize güveniyorsanız, tabiat parkının içinde, özel bir de piknik alanı bulunuyor.

5-) Polonezköy Tabiat Parkı
Polonezköy Tabiat Parkı
İstanbul’un kuzey ucunda bulunan Polonezköy Tabiat Parkı, tam anlamıyla cennet bir köşe... İçinde bulunan yapay gölün kenarında piknik yapabilir, ormanda yürüyüşe çıkabilirsiniz. Devekuşları, tavşanlar, ponyler, kuzular da sofranıza misafir olabilir. Daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

6-) Göktürk Fidanlığı
Göktürk Fidanlığı
İstanbul’un gelişmekte olan yerleşim alanlarından Göktürk’te bulunan fidanlıkta, bir taşla iki kuş vurmak mümkün. Ormanlık alanın huzur dolu havasında spor yapabilir, piknik alanında keyifli vakit geçirebilirsiniz. Eve dönerken de, bahçenizi ya da balkonunuzu renklendirecek çeşit çeşit bitkiyi buradan alabilirsiniz.

27 Mayıs 2019 Pazartesi

Vize istemeyen ülkeler listesi

Tatil planlarını son dakikaya bırakan, ancak buna rağmen yurt dışına gitmek isteyenler için Mutluluk Destinasyonu olarak, kapsamlı bir liste hazırladık. Bu ülkelere gitmek için bavulunuzu hazırlamanız ve pasaportunuzun olması yeterli. İşte Türkiye’den vize istemeyen ülkeler...

1-) Bosna Hersek
Vizesiz Bosna Hersek
Saraybosna ve Mostar şehirlerinin bir adım öne çıktığı Bosna Hersek’te hem turistik, hem tarihi hem de gurme turizmini bir arada yapmanız mümkün. Yılın 6 ayını vizesiz olarak geçirebileceğiniz Bosna Hersek seyahatleri ile ilgili bilgi almak için buraya bakınız.

2-) Arnavutluk
Vizesiz Arnavutluk
Denizi ve ormanlarıyla meşhur Arnavutluk’ta geçireceğiniz her dakika özel olacak, her anı aklınıza kazınacaktır. Daha detaylı bilgi için okumanızı tavsiye ederiz.

3-) Karadağ
Vizesiz Karadağ
Vize serbestisi ile birlikte Avrupa’nın en gözde mekanlarından biri haline gelen Karadağ’da Türk vatandaşları vizeye gerek kalmadan 90 gün geçirebiliyor. Mutluluk Destinasyonu olarak Karadağ’a yaptığımız seyahatin notlarını okumak ve gezilecek yerler listesine ulaşmak için bakabilirsiniz.

4-) KKTC
Vizesiz Kıbrıs
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; denizi, plajları, lüks otelleri ve tarihi dokusu ile her daim cazibe merkezi... Kıbrıs’a nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenilir diye merak ediyorsanız, sizin için hazırladığımız rehbere göz gezdirebilirsiniz.

5-) Ukrayna
Vizesiz Ukrayna
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan tatsız olayların etkisinden sıyrılmaya başlayan Ukrayna da iyi bir tatil rotası olabilir. Hem sanatsal hem de kültürel açıdan kendine hayran bırakan Ukrayna’da Lviv yakınlarındaki Uritskie Kayalığı, Dinyester Kanyonu ve Optymistychna Mağarası’nı mutlaka görülecek listesine almanızda fayda var. Yolunuz Kiev’e düşerse de Özgürlük Meydanı, Golden Gate ve Kiev Müzesi’ni de görmeden dönmeyin.

6-) Azerbaycan
Vizesiz Azerbaycan
Kardeş ülke Azerbaycan, Türkiye’den vize istemiyor, lakin kapıda 10 dolar karşılığında online olarak giriş belgesi almanız gerekiyor. Gezilecek yerler listesi ise bir hayli kalabalık. Bakü’deki Alev Kuleleri, Kız Kalesi, Şirvanşahlar Sarayı, Yanar Dağ, Çamur Volkanlar, Kebele ve Şişe Ev mutlaka görülmesi gereken yerlerden...

7-) Bahreyn
Vizesiz Bahreyn
Arabistan Yarımadası’nda bulunan ve 30 minik adanın bir araya gelerek oluşturduğu Bahreyn de, Türkler’den 14 gün süre ile vize istemiyor. Asya'nın en küçük üçüncü ülkesi olmasına rağmen, binlerce yıldır Körfez ticaretinde önemli rol oynayan Bahreyn’de de görülmesi gereken birçok nokta var. Al-Fatih Camii, Coral Beach, Gold City Alışveriş Merkezi, Lose Paradise of Dilmum Water Park ve Qalat al Bahrain bunlardan bazıları...

8-) Maldivler
Vizesiz Maldivler
Vize için vereceğim 130 Euro ile keyif yaparım diyorsanız, bir diğer seçeneğiniz de Maldivler olabilir. Özellikle balayı çiftlerinin favori tatil mekanı olan Maldivler; deniz, kum, güneş, romantizm ve lükse dair istenilen her şeyin vaat ediyor. Maldivlere giderken dikkat etmeniz gereken birkaç husus var. 1200 ada parçasından oluşan Maldivler’de kalacağınız adayı iyi seçmelisiniz. Zira seçtiğiniz ada, ana karaya çok uzaksa tüm tatiliniz sürat teknesinde geçebilir.


10 Mayıs 2019 Cuma

Mâsum Anadolu’nun saf çocuğu Sakarya

Büyük şehirlerde yaşayanların ortak kâbusudur ‘kalabalık.’ Yoğun trafik ve insan seli, mesleki tempo ve hızlı akan hayatın telaşı, gün gün hepimizi tüketiyor. Bu yüzden büyük şehirlerde yaşayan hemen hepimizin de ortak hayalidir; sessizlik arayışı ile hafta sonu kaçamakları… Sabah sekiz, akşam altı arasında mesai düzeni olan herkes için aynı beklentidir, ‘sakinlik’ özlemi… Mutluluk Destinasyonu olarak sizi yine yola düşürecek bir önerimiz var. Pek bilinmeyen gölleri, doğası, keşfedilecek güzellikleri ile buyurun Sakarya’ya
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Sapanca Gölü’nün kenarında iki sevgili göz göze bakışırken; balık yiyor. Bu arada güneş de ikindi vakti artık iyice zayıflamış ışınlarını su yüzeyine bırakıyor. Etraftaki çiftliklerden atların nal sesleri duyuluyor. Doğayı ve sessizliği dinlemek isteyen birileri ise göl kenarında trekking yaparken; görülüyor. Sapanca’nın sırtlarındaki Maşukiye’deki “butik oteller” ve kahvaltı mekânları da ‘konaklamak’ için tercih edilecek ilk yerlerden… 
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Bozulmamış bakir doğasıyla insana sükûnet veren Maşukiye’de zamanın ağırlaştığı hissedilirken, aynı anda nasıl geçtiği de anlaşılamıyor. Sakarya’nın batısındaki sakinlikten, yani Sapanca Gölü’nden mesela kuzeyindeki Karasu’ya varılınca, Karadeniz’in hırçın dalgaları ile boğuşan başkaları fark ediliyor. 73 kilometre ötede, sadece 1 saatlik mesafede; hayatın iki farklı akışı kendisini gösteriyor. Uzun sahiller ve yazlıkların sıralandığı Karasu da kalabalık sevenleri ağırlıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Sakarya'nın tatil yerlerini tek tek gezeceğiz birlikte. Karasu yatağından kalkarak Kocaali’de devam eden Maden Deresi ise huzur taşıyor. Çevresi yine doğa yürüyüşleri ve piknik yapmak için müsait şekilde konumlanıyor. Karasu’ya kadar geldik madem, Pandovicca Mağarası’na da aklımız kayıyor. Karasu’nun Yassıgeçit Köyü’nde yer alan sarkıt ve dikitler ile oluşmuş mağara, adeta bir korku filmi platosunu andırıyor. Albanita’nın kalp atışlarının dahi yankılandığı, nefes alıp verişlerinin duyulduğu karanlık dehlizlerde Bordolu Çocuk’un elini daha bir sıkı tuttuğu düşünülürse; seven her erkeğin sevdiğini alıp Pandovicca Mağarası’na koşması gerekiyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Sakarya’daki bir başka sağlık kompleksi de Kuzuluk Kaplıcaları. Alkali yaşayanların, vücuduna önem verenlerin, termal turizm arayanların tercih ettiği ilk yer Akyazı’daki Kuzuluk Evleri, zengin mineralli 'yeraltı suları' ile rahatlamak için ‘doğru seçim’ olarak ayrışıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Hazır Akyazı’dayken; Acelle Yaylası’na çıkmamak olmaz. ‘Hepiniz bir gün modernlik zannettiğiniz betonlarınızdan sıkılacak ve doğaya döneceksiniz’ diye bir motto ortaya bırakarak kampetlerini açan Albanita ve Bordolu Çocuk, Acelle’nin büyüleyici havasında ruhunu dinliyor. Sakarya’da 10’dan fazla yayla var belki; ama Acelle, güneşin battığı dakikalardaki manzarası, içindeki göletleri, deresi, florası ve kokusu ile “özel hisler” uyandırıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Sakarya Haritası’nı önünüze koyduğunuzda Sapanca’dan Karasu’ya, oradan Kuzuluk’a bir zikzak çizerek, üç ilçe arasında tam 154 kilometre yol kat ettikse de ‘yazmak ile yaşamak’ aynı değil; “Sapanca, Kuzuluk, Karasu” sıralaması ile daha mantıklı planlama yapılabiliyor elbette. Şimdi Akyazı’da olduğumuzu göre; buradan Sapanca’ya geçmek, rüzgâra kendinizi bırakıp bir yaprağın savrulması gibi kolay oluyor. Sapanca’nın karşı kıyısında, adrenalin arayanlar, heyecan peşindekiler; ‘rüzgâr sörfü, su kayağı, kano ve kneeboard’ yapıyor. Ayrıca Sakarya’da doğup Düzce’ye geçen Melen Çayı’nda da “rafting” yapılabiliyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Öte yandan Sapanca’da alternatifleri çoğalan çekim merkezleri ile artık tenhalaşan Vecihi Kapısı da buruk hisler yaşatıyor. Zira, Mimar Sinan’ın eseri bu kapı, Osmanlı Dönemi’nin işlek bir ticaret merkezi olarak biliniyor. İpek Yolu’nun geçtiği rivayet edilen Vecihi Kapısı, yalnızlığa terk edilmişcesine kendi içine dönüyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Sakarya’nın merkez ilçesi Adapazarı’na komşu olan Serdivan’da ‘yamaç paraşütü’ yapıyor daha deli dolu olanlar… Kilometrelerce uzaktaki yerleri en tepeden görmek için, yemyeşil dağların arasından, masmavi bulutların yakınından bir kuş gibi süzülerek, ‘özgürlük’ duygusunun tadını çıkarıyor, yaşı genç olanlar.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
17 Ağustos 1999’daki büyük felakette, Sakarya’da 3 bin 981 kişi hayatını kaybetmişti. Deprem yüzünden 7 bin 284 insan da yaralanmıştı. Merkez üssü Gölcük olan 7,4’lük sarsıntı, 23 bin 111 ev ve iş yerini bir daha kullanılamaz duruma getirmişti. İnsanları uykularında yakalayan, sadece “45 saniye” süren; ama ‘ağır bilanço’ çıkaran doğal afet, ‘nasıl yaşanmıştır, ne yaşanmıştır, sonrasında neler olmuştur’ diye merak ederseniz eğer, Adapazarı’ndaki deprem müzesi, şehitlerin isimleri, acıklı fotoğrafları, konuşulmamış detayları ve bilgileri ile sizi bekliyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Deprem müzesindeki hüzünlü dakikaların ardından, yine ters bir istikamete dönüyor pusula… Bu defa Sakarya’nın güneydoğusundaki Taraklı’yı gösteriyor. Burada da bir başka duygusallık Albanita ile Bordolu Çocuk’u bekliyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Asırlardır bozulmamış yapısı ile Taraklı, sadece Albanita ve Bordolu Çocuk’u değil; geçmişe özlem duyan herkesi görkemli yapılarının dizinde saçlarını okşamaya davet ediyor. Zaten koruma altında olan koca bir ilçeyi adımlarken; masalsı duygular yaşıyor, parke taşları adeta incinecekmiş gibi ilerleniyor. Osmanlıların zarafetinin yansıması olan Taraklı, gürültü kirliliğinden uzak yerel bir estetik taşıyor. Cumbalı konakları, kafesli pencereleri, tarihi alınlıkları, benzersiz kapı tokmakları ile geleneksel mimarinin yaşatıldığı yöre, hâlâ tahta kaşıklar, tarakların sesleri ile yankılanıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Taraklı ile Pamukova arasında ‘30 dakika’ mesafe ölçülüyor. Pamukova’daki Paşalar Kalesi, kente hakim bir tepede, Bizans’tan bugüne hâlâ varlığını koruyor. Osmanlılar’ın ilk hakanı Osman Gazi tarafından 1314’te fethedilen kalenin sur duvarlarının mezar stelleri ve devşirme malzemeler ile yapıldığı sanılıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
D-100 Karayolu’ndan Sakarya’ya girerken; solunuzda uzanan Justiniana Köprüsü, bir ‘fotoğraf karesi’ ile ölümsüzleştirilmeyi hak ediyor. Zaten bin 500 yıldır dimdik ayakta kalan köprü, kendi ‘ölümsüzlüğünü’ ilan etmiş gibi duruyor. Öyle ki; Bizans Köprüsü’nden hâlâ ulaşım yapılıyor. Bu bir ‘Hristiyan’ yapısı, ancak Sakarya’da bir de Müslüman eseri köprü bulunuyor. O da Geyve’deki meşhur Sakarya Nehri üzerinde yer alan II. Bayezid Köprüsü olarak hatırlanıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
İstanbul’un fatihi Sultan Mehmed Han’ın oğlu olan, Cem Sultan’la nizam-ı memleket için yaptığı ‘taht kavgası’ ile bilinen, nam-ı diğer “Bayezid-i Veli” tarafından 1495’te “Tiz bitirile” emri ile tamamlanan köprü, Yeniçeriler’in Frenk diyarlara cenklerinde kullandığı ‘geçiş yolu’ olarak anlatılıyor.
Sakarya  - Mutluluk Destinasyonu
Son olarak bütün ‘mutluluk’ istasyonlarına aynı seyahatte uğramasanız bile, birkaç adres sonunda dönecekseniz eğer, yine de atlamamanız gereken bir şey var. O da elbette; ıslama köfte yemek. Tarihi Uzun Çarşı’da pişen köftelerin kokusu, bütün Adapazarı’na yayılıyor adeta. Sakarya’da ‘ıslama köfte’ yedikten sonra “dönüş yolu” için yine taş fırında pişen simitlerden yanınıza mutlaka alın.

Çengelköy: Boğaz'ın kenarında asırlık bir çınar

Boğaziçi’nin esintileri, yalıların alt katına, cumbalı üst katlara misafir oluyor. Bahçesi “deniz” olan Muazzez Hanım Yalısı, Server Bey Ya...